Halife Mansur Ve Muhaddis Ezher Es-Semmân
Ebû Cafer Mansûr, Emevîler döneminde Basra’ya girdiğinde gizli girerdi. Oraya geldiğinde genelde Hadisle uğraşan Ezher es-Semmân’ın meclisinde otururdu. Hilafet makamına geçtikten sonra bir gün Muhaddis Ezher onun yanına geldi. Mnsûr onunla merhabalaştı ve ona yakınlık gösterdi. Sonra, “Ne ihtiyacın var ey Ezher?” dedi. Ezher, “Evim yıkılmıştır ve 4 bin dirhem borcum vardır. Ayrıca oğlum Muhammed’i evlendirmek istiyorum, Yâ Emîre’l-Müminîn” dedi. Halife Mansûr hemen ona 12 bin dirhem verdi ve ona, “Senin ihtiyacını giderdik ey Ezher; bir daha dilenci olarak yanımıza gelme” dedi.
Bunun üzerine Ezher malı aldı ve yola çıktı, evine gitti. Bir yıl sonra yine Halife Mansûr’un yanına geldi. Mansûr, “Niye geldin ey Ezher?” dedi. Ezher, “Selam vermek için geldim Yâ Emîrü’l-Müminîn” dedi. Mansûr, “Kalbine öyle geliyor ki, sen dilenci olarak gelmişsin” dedi. Ezher, “Hayır, ben sadece selam vermek için geldim” dedi. Mansûr, “Sana 12 bin dirhem verilmesini emrettik; git ve bir daha ne dilenci olarak ne de selam vermek üzere gel” dedi.
Ezher malı aldı ve gitti. Bir yıl sonra yine Bağdat’a, Halife Mansûr’un yanına geldi. Mansûr, “Niye geldin ey Ezher?” dedi. Ezher, “Ziyaretçi olarak sana geldim Yâ Emîrü’l-Müminîn” dedi. Mansûr, “Bana öyle geliyor ki, sen yine dilenci olarak gelmişsin” dedi. Ezher, “Hayır, ben sadece ziyaretçi olarak geldim” dedi. Mansûr, “Sana 12 bin dirhem emrettik; git ve bir daha ne dilenci olarak, ne selam vermek için ne de ziyaretçi olarak gel. Artık senden bıktım” dedi.
Ezher malı aldı ve gitti. Bir yıl sonra yine geldi. Mansur ona, “Niye geldin ey Ezher?” dedi. Ezher, “Bir dua vardı; senden işitmiştim; onunla dua ediyordun. Güzel bir duaydı. Onu senden alıp yazmak için geldim, Yâ Emîrü’l-Müminîn” dedi. Bunun üzerine Ebû Cafer Mansur güldü ve: “O kabul edilmeyen bir duadır. Şöyle ki: Ben o dua ile bir daha seni görmemek için dua ettim, ama duam kabul olmadı. Sana 12 bin emrettim. Git ve ne zaman istersen gel. Artık yoruldum. Çünkü sana karşı hile yapmanın bir çaresi kalmadı” dedi.
(el-İkdu’l-Ferid)