"Hac bir ahiret provasıdır"
Haccın insanoğlunun nefislerinde çok derin izler bırakan bir ibadet olduğunu belirten araştırmacı yazar Nihat Çam, ahiretin provası olan haccın, İbrahimi bir uyanış ve İslami hayatın yeniden başlatılmasının adı olduğunu söyledi.
Hacı adaylarının kutsal topraklara gitmeye başladığı bu günlerde, haccın mana ve mefhum yönündeki mahiyeti ile ilgili açıklamalarda bulunan araştırmacı yazar Nihat Çam, haccın, İbrahimi bir uyanış, İslami hayatın yeniden başlatılmasının adı olduğunu söyledi.
Haccın biz İslam ümmetine hicretin 9. yılında farz kılındığı dile getiren Çam, bazı İslâmî kaynaklara göre ise, hac ibadetinin Hz. Âdem`e kadar uzanan bir geçmişi olduğunu ifade etti.
Allah'u tealanın haccın farziyeti ile ilgili olarak, "Yolculuğuna gücü yetenlerin haccetmesi Allah'ın insanlar üzerindeki bir hakkıdır." (Ali İmran 97) diye buyurduğunu belirten Çam, "Kur`ân-ı Kerim, yeryüzünde Allah`a ibadet amacıyla yapılan ilk mabedin Kâbe olduğu haber verir.
İlk defa insanları hac yapmak üzere Mekke`ye davet eden peygamber Hz. İbrahim olmuştur. Tahrip olan Kâbe, Hz. İbrahim ve oğlu İsmail tarafından eski temelleri bulunarak yeniden inşa edilmiş, inşaatın bitiminden sonra baba oğul Yüce Allah`a şöyle yakarmışlardır." dedi.
Yüce Allah'ın Hz. İbrahim ve oğlu İsmail'e hac ibadetinin nasıl yapılacağını Cebrail (as) vasıtasıyla öğrettiğini ifade eden Çam, günümüz toplumunda gerçek mahiyeti bilinmese de, haccın, mana ve mefhum itibarıyla insanoğlunun nefislerinde çok derin izler bırakan bir ibadet olduğunu belirtti.
"Hac turistik bir gezi değil"
Haccın, adeta Ahiretin bir provası olduğunu vurgulayan Çam, "Müslüman'ın kaybettiği -yitirdiği- imanı yeniden kuşanmanın, zafere yürümenin, şeytan ve avanelerine kıyam etmenin merkezidir.
Bir hadisi şerifte Resuli ekrem (sav), "Makbul bir haccın mükâfatı cennet dışında bir şey değildir." buyurur.
Bir ayette Rabbimiz (cc) şöyle buyurur: Allah, Beytu`l Haram olan Kabe`yi bütün insanlık için bir kıyam (sembolü) kıldı. (Maide 97)
O halde Hac yılın belirli mevsimlerinde düzenlenen bir seremoni değildir. Turistik bir gezi veya ismin başına bir unvan eklemek hiç değildir. Bilakis Rabbimiz Zülcelal`in davetine icabet etmenin adıdır." dedi.
Hudeybiye yılında Allah Resulü ve ashabına engeller çıkarıldığı gibi, ne yazık ki günümüz Müslümanlarının şimdi de çağdaş engellerle karşılaştıklarını belirten Çam, emekli olacağım!.. Çocuğumu evlendireceğim, ev alacağım, daha yaşım genç gibi sıralanıp giden mazeretlerle haccın ertelendiğini veya hacca gidilmediğini söyledi.
Çam, kutsal topraklara gidecek Müslümanlara ise şu tavsiyelerde bulundu: "Rabbimizin davetine icabet ederek yola çıkan kardeşlerimiz;
Ayaklarını vura vura Mekkeye girerken İslama ve necip müntesiplerine saldıran çağdaş Ebrehelere karşı; Rabbimizin ebabil kuşları olmayı istemeyecekler mi?
Miras bırakılan emanetlere sımsıkı sarılmayı, Rıdvan`da manen Resul-i Ekrem'e (sav) biat edip; hangi şart ve ortamda olursa olsun, seni anne ve babamdan, eş ve çocuklarımdan daha fazla sevecek ve yolunda yürüyeceğim`` demeyecek mi?
Hac farizasını yerine getiren kardeşimiz, Mekke çöllerine kulak kabartıp Bilal`in "Ehad ehad" sesine tanıklık edecek, anne ve babası işkence altında şehid olan Ammar b. Yasir`in duygularına ortak olup verilen bu ağır bedelin ne manaya geldiğini daha iyi anlayacaktır.
Habbab bin Ered`in vücudunun demirlerle dağlanmasına rağmen küfre karşı mücadelesinden taviz vermeyişini ve korku bilmez yüreğiyle nasıl cihad ettiğini müşahede edecektir. Mekke sokaklarında yol alırken Erkam b.Erkam`ın evine farklı sokaklardan gelen güzide sahabelerin yüzlerinde ışıldayan imani nura tanıklık edecek ve o sohbet halkasında olmayı canı gönülden arzulayacaktır.
Müşriklerin Hz. Ebu Bekir'e (r.a), ancak evinde namaz kılıp Kur`an okuyabilirsin dediklerinde, onun bu duruma daha fazla dayanamayıp, evinin dışında yüksek sesle, ağlaya ağlaya Kur`an okuduğuna şahitlik edecek ve bu manzara karşısında imanı artacaktır.
Giydiğimiz ihramla nefislerimizi ilelebet öldürecek, "Ölmeden ölünüz" sedasıyla hayat bulacağız. 7 şavt ile Kabe`yi tavaf ederek adeta 7 kat göğe çıkacağız, sonrasında kılacağımız iki rekat namaz ile mirac`ı anbean yaşayacağız.
Allah'ın (cc) nişaneleri olan Safa ve Merve arasında yapacağımız say ile Hacerce bir imanı kuşanacak İsmaillerimize ab-ı hayat olan İslam'ı ulaştırmamanın kaygısını taşıyacağız.
Arafat`ta mahşeri yaşayacak, amellerimizin azlığı sebebiyle mahcup olup "Fefirru ilallah (Zariyat 50)" ayetiyle ibadetlerimize dört elle sarılmayı dileyeceğiz."
"Hac hediyemiz Hz. Ebu Bekir`in doğruluğu, Hz. Ömer`in adaleti olsun"
Son olarak Hac hediyesi konusuna değinen Çam, "Kardeşlerimiz Hac farizasını ifa ettikten sonra beldelerine pahalı hediyeleri değil, Hz. Ebu Bekir`in doğruluğunu, Hz. Ömer`in adaletini, Hz. Hamza`nın küfre meydan okuyuşunu, Ebu Düccane`nin yiğitliğini getirmelidirler.
Bacılarımızın da hacdan getirecekleri en iyi azık, Hz Hatice'nin davaya olan bağlılığı, Hz. Aişe`nin iffet`i, Sümeyye annemizin şehadetidir.
Bu duygu ve düşünceler ışığında böyle bir haccı Rabbimiz bizlere nasib ve müyesser kılsın." dedi. (İLKHA)