Güneydoğulu Kanaat önderleri; 30 Yıllık terör duamız kabul ediliyor

Terör sorununun bitirilmesi için başlatılan sürece destek veren meleler, ortak mesaj verdi: Hepimizin dedesi bu vatan için savaştı. Kardeşin kardeşi vurması cinayettir. Çözüm için atılan adımı sonuna kadar destekliyor ve dua ediyoruz.

Güneydoğulu Kanaat önderleri; 30 Yıllık terör duamız kabul ediliyor

Nakşibendi tarikatının önderlerinden Şanlıurfalı Hafız Kasım Sezer: Asıl kriter İslam kardeşliğidir

Kürt'ün Türk'e,  Türk'ün Arap'a, Arap'ın Laz'a , Laz'ın Çerkez'e üstünlüğü diye bir noktası yok. Bin yıllık tarihimizde Kürt, Türk, Arap, Laz, Çerkez beraber yaşamışız. Yıllardır süregeldiği iddia edilen sorunun millet nezdinde olmadığını ancak geçmişte yapılan yanlışlardan ötürü yapay bir sorun olduğunu düşünüyorum. Dinini ve devletini seven biri olarak yaptığımız her sohbette İslam kardeşliği ve devlet sevgisini anlatıyoruz. Bizim için İslam kardeşliği asıl kriterdir. Müslümanlar için önemli olan ‘Ne mutlu Türk'üm diyene' ya da ‘Ne mutlu Kürt'üm diyene' değildir. Eğer bu sürece bir katkımız olacaksa, taşın altına elimizi sokmaktan asla korkmayız, çekinmeyiz…

Nakşi Şeyhi Muiniddin Aydın: Herkes kavgadan bıktı, kan davası bitmeli

Siirt çevresinde 200'den fazla kan davasının çözümüne aracı olan dini kanaat önderlerinden Nakşi Şeyhi Muiniddin Aydın, çözüm sürecine tam destek verdi: "Önce her iki taraf da barışa inanacak. Barışı kendi gönlünde yapacak. Bir taraftan barışı tesis ederken, diğer taraftan bozmaya yol açacak hareketlere sözlere girmeyecek. Sürece fırsatçı gözüyle bakmadan olacak. Hayır, barış o düşmanı atmak içindir yani. Hatalar olabilir, muhakkak çok olmuştur. Ama devlet büyüklüğünü göstermesi lazım. Devlet merhametini, şefkatini gösterir. "

Dedem savaştı

"Tabi herşeyden önce insanız hepimiz, herşeyden önce hepimiz bu vatanın evlatlarıyız. Dedem Şeyh Şerafettin, bin askerle yani sevenleriyle, müritleriyle, askerleriyle beraber Erzurum'a kadar çarpışmış. Burada Şirvan ilçesinde 94 kişi savaşa katılmış, 4 tanesi geri döndü. Bu vatanı korumak için canlarını döktüler. ‘İnnemel mû'minûne ihvetun (Müminler ancak kardeştir)'. En büyük güç o kardeşlik. O kardeşlik, Allah rızası için tesis edilse hepimiz huzurlu oluruz. Düşmanlık nereye kadar? Bütün davalar en sonunda barış üzerine oturur. Başka çaresi yok. Diyelim ki barış olmadı yine bir 30 sene daha gidecek. Çok büyük bir fırsat. Muhakkak ihtilaflı konular olur istemeyen olur ama ağırlıklı kesim, kahir bir ekseriyetle barışı istiyor. Bu topumun mecali kalmadı, herkes bıktı, herkes yoruldu."

Şanlıurfalı kanaat önderi, yazar M. Kemalettin Uğuzlu: Başarı için barış şart!

Barış bütün başarıların temelidir barış olmazsa başarının olma şansı yoktur, kendisiyle kavga içerisinde olan aileler dağılır. Dolayısıyla kavgalı olan anne-baba, çocuk ya da kardeşler arasındaki kavga ailenin birlik ve beraberliğine katkı sağlamayacağı gibi tam tersine huzursuzluğuna, dağılımına sebep olur. Devletin halklarıyla barışık olması ekonomik olarak siyasi olarak ve bütün katmanlarıyla birlikte başarı sağlaması için temel bir ilkedir.

Hükümet'in gayretini görmemezlikten gelinmeyecek derecede önemlidir. BDP'nin de bu konuda dikkatli davranması, buna göre açıklama yapması gerekiyor. Burada asıl önemli olan taraf, her şey apaçık ortada yapılıyor. Bu sürecin insanlık, ülkemiz ve İslam coğrafyası adına başkalarına örnek olacağını düşünüyorum.

Batmanlı Babnirli dini kanaat önderlerinden Abdullah Aydın: Millet uyandı bu iş çözülür

Her iki tarafta gaddar insanlar var. Öyle gaddarlar ki şahsi menfaatleri için bu işin devamını istiyorlar. Kandan nemalanıyorlar. Onun için bunlara itibar etmemek lazım. Yazarların bilhassa STK'ların ciddiyeti lazım. Bunu kağıt üzerinde değil, uzaktan kumanda ile değil, icraat mahiyetinde bunların işin içinde olması, ciddi olmalarını şart görüyorum. İlahi düşünce dahilinde olmalılar. Şahsi araştırmalarım gösteriyor ki bir ümit var. Bahsettiğim o tehlikeden, fitne icat etmeye çalışanlardan da korkuluyor. İnşallah ben bu sefer ümitvarım. Bu millet uyanmıştır. Bu mesele neticelenecektir."

Said-i Nursi'nin 77 yaşındaki talebesi Abdulkadir Badıllı: 30 yıllık dualar kabul oluyor

"30 yıllık duaların kabul olma zamanı gelmiştir inşallah. Bunu bekliyoruz. Süreci başlatanları, destekleyenleri tebrik ediyoruz. 30 senede ne canlar gitti. Bunun için dökülen para ortada. Biz de bunun için ‘Evet' diyoruz. ‘Mübarek olsun, hayırlı olsun, hep beraber destek olalım' diyoruz. 30 senelik bir mücadele. Kanla netice çıkmayacağını herkes anladı. Onun için hayırlı bir teşebbüse girişildi. Hükümet de her şeyi göze alarak bunu tatbik etmek istiyor. Gerçek manada İslama hizmet eden herkes 30 yıldır bu işin çözümü için dua ediyor. 30 yıllık dualar var.. Fiili dua, kavli dua.. Duaların kabul vakti. Netice için dua ediyoruz. Doğudaki gençler eskiden meyilliydi. Ama artık o vaziyet değişti. Yüzde 80-90 istemiyor. İlme koşuyor."

Mardinli dini kanaat önderlerinden Ali Özgüç: Oyunlara gelmemek lazım

"Bu süreç için dua ediyoruz. İnşallah sonucu hayırla tamamlanır. Bu sürecin gerçekten herkesin katkısı olması lazım. Başbakanımız bu süreci başlattı. Ciddi anlamda bu sürece herkesin özellikle de basının bu sürecin arkasında durması lazım. Eğer bu süreç tamamlanır ve olaylar durdurulursa, kan dökülmez ise Türkler, Kürtler, Araplar bir ve beraber olduğunu görecektir. Eğer bu kardeşlik süreci inşallah hayırla tamamlanırsa barışı sağlamış bir ülke oluruz. Hem İslam alemine hem de tüm dünyaya mesaj vermiş oluruz ama birileri hep kışkırtıyor. Bu oyuna gelmemek lazım. Herkesin hakkınca yaşaması gerekiyor."

Molla Osman Teyfur: Irkçılık terk edilmeli

"Hiç şüphesiz bu topraklar İslam'ın toprağıdır. İslam bu coğrafyada yüzyıllarca barışı sağlamıştır. Değişik kavimlere mensup topluluklar İslam'la yüzyıllarca barış içinde kardeşlik içinde yaşamışlardır. İslam bu topraklarda hayattan uzaklaştırılınca bu sorun ortaya çıktı. İslam yerine cahili ve ırka dayalı uygulamalar yapılınca bu sorunlar ortaya çıktı. Onun için ırkçılık kokan her şeyin ortaya çıkması gerekir. Yapılan ırkçı uygulamalar etki tepki sonucu bölgede de bunun yansıması oldu ve etnik milliyetçilik ortaya çıktı. Bu sorunun ana kaynağı İslam'ın hayattan sökülüp atılmasıdır. Bu sorunun kökten çözülmesi isteniyorsa hiçbir ırkın üstünlüğüne dayanmayan İslam ve İslam kardeşliğinin hakim olması gerekir. Bu hastalık İslam'ın olmayışından kaynaklandığından İslam'ın hakim kılınmasıyla çözülebilir. Böyle yapılırsa bu topraklara gerçek kardeşlik tekrar hakim olur."

Molla Beşir Şimşek: Şiddet ve silahla bu iş çözülmez

"Yeni süreçte silahların susması, susturulması noktasında atılan adımları destekliyoruz. Her halükarda bu coğrafyada silahların susması gerektiğine inanıyoruz. Şiddetin bitmesi gerektiğine inanıyoruz. Şiddetle, silahla sorunların çözülemeyeceğinin anlaşılması gerektiğine inanıyoruz. Niye? Çünkü bu coğrafyada, bu ülkede Kürt de Türk de kardeştir ve Müslüman'dır. Aynı dine mensup olan kardeşleri, birbirine kırdırtmanın birbirine öldürtmenin anlamsız olduğuna inanıyoruz. "

Yakup Bulut-Şeyhmus Çakan-Yusuf Uyanık (Star Gazetesi) Ömer SÜT- (Haber7)