Genç Yazarlar

Genç Yazarlar


            Yakın zamana kadar ilimizde Mehmet Kurtoğlu ile Necdet Karasevda, velud yazarlar olarak öne çıkıyordu. İkisi de bürokrat oldular. Çoktandır edebi çalışmaları hakkında bir şey duymuyorum. Ama eminim boş durmuyorlardır.

            Son zamanlarda arka arkaya kitap yayınlayan başka dostlar var. Her biri hakkında uzun uzun yazmaya imkânım yok.

            Kısa kısa söz etmek istiyorum.

Mahmut Kaya. Yüksek lisans tezini geliştirerek “Dünden Bugüne Çok Eşlilik” adıyla yayınladı. Sosyolji mezunu. Alanında doktora yapıyor.

Eyyüp Azlal. “Efsane Nehir Fırat” adında bir kitabı yayınlandı. Kendisi edebiyat öğretmeni ama çoktandır kütüphanecilik yapıyor. Yüksek lisansa başladı.

Ali Tutluoğlu. Edebiyat öğretmeni. Denemelerini “Hoşça Kal Nisan” adıyla yayınladı. Bir şiir kitabına hazırlandığını duymuştum.

Muharrem Çelik, sanat tarihi eğitimi almış, sınıf öğretmenliği yapıyor. Ressam, çok sayıda kişisel ve karma sergi açtı. “Dilara Gönül Bağları” adlı deneme kitabından sonra geçtiğimiz yıl “Şanlıurfa Kültüründe Düğün ve Evlilikler” adıyla ikinci kitabını çıkardı. Aynı zamanda izci, tiyatrocu.

Mehmet Akbaş. Teknik Eğitim Fakültesi Elektrik Bölümünden sonra İktisat Fakültesi Kamu Yönetiminden de mezun oldu. Aynı dalda yüksek lisans yapıyor. Denemelerini “Mükemmellik Bir Yolculuktur, Son Durak Değildir”  adıyla yayınladı.

Niyazi Kocadağ. Muhasebe öğretmeni. Önceki yıl denemelerini “İçimden Geldiği Gibi” adıyla kitaplaştırmıştı. Geçtiğimiz günlerde “Emuse” adlı ikinci deneme kitabını yayınladı. Tiyatro çalışmaları da var. Aynı zamanda televizyon programı yapıp sunuyor.

Bu arkadaşların hepsi yerel gazete ve internet sitelerinde yazı yazıyorlar. Hepsi, hizmet adına resmi-sivil birçok çalışmada görev alıyor, güzel işlere imza atıyorlar.

Hepsi inançlı, azimli, aydınlık yüzlü, etraflarına pozitif enerji yayan güzel insanlar.

Onları tanımaktan çok memnunum.

Kim bilir tanımadığım daha niceleri vardır.

Yazı, er veya geç bir gün paylaşılmak için yazılır. Ben, yazabilenin yazmasının bir vecibe olduğuna inanıyorum. Allah’ın verdiğini kullarından esirgememek lazım. Yazmak da bir sorumluluk, yazabilen için, yazmamak da.

Bir sorumluluk da etraflarındakilere düşüyor. Kitaplarını alarak, okuyarak, tavsiye ederek onlara destek olmaları gerekiyor. Yoksa günün şartlarında bu işi sürdürmek çok kolay değil.

Söz ettiğim arkadaşlar daha yolun başındalar. Hepsine tavsiyem, günlük zevklere kapılmadan, çok okuyup, çok düşünmeleri, sonradan pişman olmayacaklarına kanaat getirdikten sonra yayınlamaları. Yapılan eleştirilerden yılmamaları, faydalanmaları. Bir de ufuklarını Şanlıurfa ile sınırlamayıp geniş tutmalarını diliyorum.

Yerel gazetelerde ve internet sitelerinde yazılanlar kaybolup gidiyor. Fikri veya edebi değeri olmayan yazıların da zamana karşı durması mümkün değil. Özgün ve kalıcı eserler peşinde koşmak lazım.

Şanlıurfa, medeniyetlere beşiklik etmiş bir şehir. Buradan yetişip ulusal düzeye çıkmış yazarlarımız var. Hatta dünya medeniyetinde kalıcı izler bırakmış pek çok büyük şahsiyet yetişmiş. O damardan yeni sürgünlerin filizlenmemesi için hiçbir sebep yok.

Yazı yazan diğer arkadaşların da kitabı gündemlerine almaları lazım. Kısa zamanda daha çok ve daha güzel eserler yazılmasını ve yayınlanmasını bekliyorum.

Arkadaşlarımın hepsine ve herkese bu yolda başarılar diliyorum.