GELİN HİCRET EDELİM

GELİN HİCRET EDELİM

 Hicret yolculuk, ikamet edilen yerden varılan yere denir. Hicret İslami bir terim olduğu için çok öneme haizdir. İlk hicret İslam tarihinde Habeşistan’a yapılmıştır. Bu hicrette on beş kişi vardır. İkinci hicret yine Habeşistan’a yapılmış Yetmiş kişilik gurupla olmuştur asıl hicret Mekke’den Medine’ye yapılan hicrettir. Çünkü İnsanlık bir kurtarıcı bekliyordu o kurtarıcı gönderilmiş, ilahi emirleri hemen tebliğe başlamıştı. Mekke’de şirk toplumu vardı. İnsanlar putlara tapıyordu, batıl, atalarının dinine inanma vardı. İçki had safhada idi, kız çocukları diri diri toprağa gömülüyordu, faiz tüm alanları kaplamıştı. Toplum cahiliye adetleri bataklığına saplanmıştı. İlahi görevle gönderilen ahır zaman peygamberi (S.A.V.) önce yakınlarından başlayarak ilahi emirleri tebliğ etmeye başladı. O yüce peygamber ilk önce insanları tevhit inancına davet ediyordu. Ata dinine mensup olanlar put ve şirk düzeni koruyucuları bunu hiç tahammül edemiyordu. İnananlara her türlü işkenceyi yapıyorlardı. Ta ki, Hz. Ömer R.A.Müslüman oluncaya kadar

Ömer’le beraber tevhit inancı açıktan anlatılmaya başlandı, ezanlar aşikâre okundu. Putçular daha da kudurdular.(ASRIMIZDA ÇAĞDAŞ PUTÇULARIN MÜSLÜMANLARA YAPTIĞI ZULÜMLER GİBİ)   İlahi emirle Allah Resulüne Mekke’den Medine’ye hicret etme emri geldi. Tüm hazırlıklar yapıldı Ebu Bekir’i sıdıkla beraber sevr mağarasına vardılar bu mağarada üç gün üç gece kaldılar. Putçular mağaranın önüne kadar geldiler. Allah sevgilisini, sıddıkını şer güçlerden koruyarak mağaranın önünü örümcek ağı ile kaplattı. Putçular onları görmedi zarar vermeden geri döndüler bu hicret korkudan değildir. Bir davanın başlangıcıdır. Mekke-Medine arası 460 Km. dir bu yolculukta makam arabaları yok, korumaları hiç yok, ilahi emirle bu yolu kat edecekler. Yanlarında tek bir develeri var. O deveye sıra ile biniyorlar. Günlerce yolculuk devam etti ve yolculuk bitti. Medine’ye  varış başladı.Mekke’den gelenler muhacir Medineliler ise Ensar.Tam bir kardeşlik havası var.Hemen tebliğ başladı.İlk önce bir mescit inşa edildi..Medine’de kanlı olan evs ve hazreç kabileleri barıştı.İnsanlar şirk düzeninden tevhit inancına fevc  fevc akın etti. Medine’de İslam devleti kuruldu.

Hendek, Uhut savaşları yapıldı. Daha önce Müslümanların galibiyeti ile sonuçlanan bedir savaşının intikamı sözde Uhut’ta alındı. Tevhit inancı sel olup insanları safına kattı. Bu inanç selinde cihat ruhu vardı, İnanç sevgisi her şeyin üstündeydi. Hicret Mekke’nin fethidir, Medine’de İslam devletinin kurulmasıdır. İndirilmiş dinin uydurulmuş dine galibiyetidir. Şirk ve putçu düzenlerin sonudur. O dönemlerde Mekke’de Kâbe’de 360 tane put vardı asrımızda sayısız canlı putlar Kâbe etrafında dolaşıyor. O zaman Kâbe putları vardı şimdi dünya canlı putları var. Bu putları İslam devletleri başında da görebilirsiniz.

Arap baharı ile biraz sallandılar dünya canlı putları imdatlarına koştu. Ondandır ki çağdaş putçular her gün gündem değiştiriyorlar, içlerine bir korku düşmüş, Türkiye biraz becerdi tavizler vererek laiklik demokrasiyi okşayarak. Hicret denilince Muharrem ayı akla gelir. ne yazık ki, hicri yılbaşında Müslümanlar sadece kutlamakla hicri yılbaşını kutlarlar, Kapitalist, sömürücü, putçu, şirkçi rejimlere hiç dokunmazlar. Bol bol oruç tutun cennete gidersiniz derler. İnsanları ferdin Müslüman olması ile her şeyin düzeleceğine inandırırlar. Rejimlerin Müslüman olması için hiç çaba göstermezler. Hâlbuki İslam dini gelmeden Mekke’de ki, cahiliye yaşayış ile asrımız cahiliye yaşayışı arasında ne fark var. Putları yıkmanın atomu Kur’an dır, o Kur’an ki, okunacak, anlaşılacak, yaşanacak, anlatılacak, hâkimiyeti için emek sarf edilecektir. Ben hicretten bunları anlıyorum. Helâlı haram, haramı helal sayan bir zihniyeti desteklemek, alkışlamak, yağcısı olmak hicretin neyi ile bağdaşır. İslam dinine indirilen her canlı putçunun yanında sarıklı fer masonları görüyoruz. Cübbeliler, kubbeliler, avaneleri de çabası. Hicret putlarla, şirklerle, insanlığı dinden uzaklaştıran, dini tüm alanlardan söken atan, dini camiye hapseden, sadece namazla kurtuluş şuurunu aşılayanlarla gerçek din şuurunu vermiyorsa vay bizim hicret anlayışımıza.

Hem Müslüman’ım hem de din düşmanlarını alkışlarım, severim, seçerim, zina, faiz, kumar, hırsızlık, arsızlık, ırkçılık, ladinlik, rejim eli ile işlenen haramlar umurumda değil, bağlı olduğum tarikat ve şeyh beni kurtarır demek en basit ifade ile tecdidi iman gerektirir. Yapılacaklar Kur’an sünnet, fıkıhta mevcuttur. Put düzenlerinin düşmanı olmak sevmemek bu şuurda olmak bile Müslüman için kazançtır. Yoksa kurtuluş yoktur. Muharrem ayı haram aylardandır. Bu ayda kan dökülmez küresel güçlerin piyonu kan dökücüler bu ayda da kan dökmeye devam ediyorlar. Her türlü şirk, put, tağuti düzenlere, sevenlerine sırt çevirerek, ferdi kötülüklerden hicret ederek, hicreti anlamak dileklerimle. Gerçek hicretler kutlu olsun