Gelecek Parti'de İstifa Depremi! Davutoğlu'nun Urfalı Danışmanı da İstifa etti

Büyük umutlarla kurulan Gelecek Partisi, 14 Mayıs Seçimlerinde CHP listelerinde meclise girmesiyle birlikte başlayan tartışmalar sonrasında üst düsey isimlerden oluşan ve aralarında Gelecek partisi Kurucularından, Geneş Başkan Denışmanı Şükrü Kırboğa'ında olduğu bir çok isim istifa etti.

Gelecek Parti'de İstifa Depremi! Davutoğlu'nun Urfalı Danışmanı da İstifa etti

Gelecek Partisi'nin kurucular kurulu genel başkan danışmanı Şükrü Kırboğa, partideki nefret dili ve aşağılayıcı üslup nedeniyle istifa ettiğini yazılı bir açıklama ile duyurdu.

Kırboğa, yaptığı açıklamada, Gelecek Partisi'nin kurucuları arasında yer almak gibi bir onura sahip olduğunu ancak son zamanlarda parti içinde yaşanan olumsuz atmosfer nedeniyle istifa kararı aldığını ifade etti. Kırboğa, parti içinde bazı kişilerin nefret dili kullanarak diğer insanları aşağıladığını ve bu durumun kendisini rahatsız ettiğini belirtti.

Ayrıca, Kırboğa açıklamasında, "Benim için siyaset, insanları birbirine bağlayan bir hizmet ve paylaşım alanıdır. İnsanlar arasındaki farklılıkları zenginlik olarak görür, ortak akıl çerçevesinde hareket ederim. Ancak son zamanlarda parti içinde yaşanan gerginlikler ve ötekileştirici söylemler beni rahatsız etti. Bu sebeple Genel Başkanım başta olmak üzere tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyor, bundan sonra siyasi faaliyetlerimi bağımsız olarak sürdüreceğimi belirtmek istiyorum. Şair İsmet Özel, amentü şiirinde "İnsan eşrefi mahlukattır derdi babam. Bu sözün sözler içinde bir yeri vardı." Der. Evet bu sözün benim içinde sözler içinde bir yeri var. Neticede insanlar inanç ve değerleri için siyaset yapar. Benim.inanç değerlerimin temelinde olan " biz insanı en güzel şekilde yarattık" ayeti merkezinde " Komşulugu, akrabalığı insani olana taraf "yaradıllanı severiz yaradandan ötürü" yunuslar, Mevlanalar düşüncesidir. Bu inançla asırlarca mazlumun yanında durmuş, onu kollamış, ecdadımızın, töremizin, ananemizin yerle yeksan edilip iç poltik malzeme olarak nefret diline dönüşmesi siyaset yapma zeminimle çelişmektedir. ülkelerinde zulme ölüme, yokluğa mahkum bırakılmış akraba topluluklarımın Mülteci konumunda olması insani bir sorundur. Bu insani sorunu iç poltik zeminde akıl, vicdan, hukuk, değerlerinden uzak şovenist söylemlerle oya tahvil etmeninn marifet sayılıp taltif edilmesi, meydanlarda bunun sarf edilmesi, insan olma samimiyetimizi sorgulatır. Bu nefret dilini kullanan siyasilerin insan üzerinden pazarlığına suskun kalınması, seçim kazanma uğruna ilkelerden ilişkiler siyasetine dönulmesi ve nepotik duruşlardan ötürü Gelecek Partisindeki tüm görevlerimden istifa ettiğimi bildirir, saygılar sunarım.”  

Dün aralarında Urfalı isim Şükrü Kırboğa'nın da olduğu 11 üst düzey isim aşağıda bulunan yazılı açıklama yaparak istifa etmişlerdi:

Değerli Basın Mensupları Saygıdeğer Kamuoyu
Bizler adil bir düzeni, temiz bir siyaseti, liyakat ve ehliyet temelinde bir yönetimi, hakkın sarsılmaz ilkelerine göre yoğrulmuş bir dil ve retoriği siyasette hakim kılmak isteyen demokrat Müslümanlara.
Bu amaç ile 12 Aralık 2019'da Gelecek Partisi'nin kurucuları olduk.
Nepotizmin biteceğine, liyakat ve ehliyetin temel kriter kabul edileceğine ve yönetimin adalet temelinde şekilleneceğine olan inancımız Gelecek Partisi çatısı altında birleşmemizi sağladı. Bu inançla kenetlendik, omuz omuza verip mücadelede ettik.
Ne var ki, zaman içinde derin bir hayal kırıklığına uğradık!
ilkeler ile uygulamalar arasında makaslar, parti programı ile parti pratiği arasında çelişkiler ortaya çıkmaya başladı.
Gelecek Partisi'nin tüm müdahale ve itirazlarımıza rağmen liyakat ve ehliyetin yok sayıldığı, emek ve alın terinin iç edildiği, kof ve arkaik dilin hakim olduğu bir parti haline dönüşmesini durduramadık.
Tüm iyi niyetli eleştirilerimize rağmen bu gidişatın partiyi "tabela partisi" haline getireceği gerçeğini kabul ettiremedik.
Bir "ideolojiler mezarlığına" dönüşeceğini anlatamadık.
Gelecek Partisini mahalleler arası çatışmanın, aidiyetler arası kavganın, klikler arası çekişmelerin pençesinden kurtaramadık.
Hamaset dolu söylemlerden, eski Türkiye'nin ruhsuz cümlelerinden soyutlayamadık.
Yeni bir dil, yeni bir siyaset ve yeni bir anlayış iddiasıyla yola çıkan bir hareketin, günün sonunda "dar ve egoist bir aklın kıskacına" mahkum edilmesi demokrat Müslümanlar olarak bizleri hayal kırıklığına uğratmıştır.
Bizler artık kişisel hırsların ve ajandaların, patinaj yapan hedeflerin "insan kaynağı" olmak istemiyoruz. Gayemiz temiz bir siyaset, ahlaklı ve onurlu bir yaşam, huzur ve refah dolu bir Türkiye'dir.
Üzülerek belirtmeliyiz ki Gelecek Partisi bu hedeflerden sapmıştır.
Her kesime seslenmeye çalışırken "ideolojisi ve tabanı" olmayan bir parti haline dönüşmüştür. Enstrümanı bol ama yönetici kademesinde herkesin ayrı telden çaldığı, melodi yerine kakofonin olduğu, seçmenlerin kulaklarını tırmalayan bir parti haline gelmiştir.
Ortaya koyduğu "orta yolcu" söylemle Türkiye'nin kronik sorunlarını çözüm adresi olma şansını kaybetmiştir.
 
Kendi fogosu ve ismiyle seçimlere girme cesareti göstermeyerek büyüme fırsatını elinden kaçırmıştır. Birbirine benzeyen iki ayrı partinin kurulması hayal kırıklığı yaratmıştır. Bu ayrılık nedeniyle oluşan güven kaybını gidermek için "ben merkezciliği aşan" esaslı bir çaba sergilenmemiştir.
Gelecek partisi, istişare etmek yerine dikte etmeyi, kolektif akıl yerine tekelci aklı, saha siyaseti yerine salon siyasetin' ikame ederek kuruluş ilkelerinin tam karşısında "kaçak bir gecekondu" inşa etmiştir.
Kendi kuruluş ilkelerini kendisi çiğnemiştir.
Ahlaklı ve erdemli bir siyaset, her şeyden önce refiklerine vefa göstermek, teşkilatlara değer vermek, eleştirilere tahammül etmek ve adil davranmak ile başlar.
Rakiplerine tepeden bakan ve kendisini dev aynasında gören değil, rakip partilerin tabanlarına da kucak açacak bir söylem geriştiren, rekabet edeceği liderlere seviyeli bir dil ile hitap eden ve egoist olmayan siyasetçiler uzun ömürlü olur.
Teşkilatlanyla dertlenen, partilileriyle güçlü iletişim kuran, yol arkadaşlarının her birini değerli hissettiren liderler kalıcı olur.
Başka partilerde eleştirdiği her şeyi kendi partisinde uygulayan, şeffaflıktan ve denetimden uzak hiç bir siyasetçi başarılı olamaz.
Söylediği ile yaptığı arasında uyuşmazlık olan hiç bir siyasetçi, teşkilatına "aidiyet duygusu" aşılayamaz.
Türkiye'deki mevcut yapıyı, müesses nizamı ve sistemi değiştirmeye değil, restore etmeye talip olan hiç bir tarzı siyaset toplumda heyecan yaratamaz.
Biz bu hayal kınklığinı ve vebali daha fazla omuzlarımızda taşımak istemiyoruz.
Bu nedenle Gelecek Partisi Kurucular Kurulu Üyeliği, Parti Yönetim Kurulu Üyeliği, Genel Başkan Danışmanlığı ve dahi diğer tüm aktif görev ve üyeliklerimizden istifa ediyoruz.
Öte yandan 14 Mayıs seçim sonuçlarının düşünenler için ibretlerle dolu sonuçlar doğurduğunu düşünüyoruz.
Türkiye toplumu ideolojik ve sosyolojik olarak aks değiştirmektedir. Avrupa'daki aşırı sağ dalgası, Türkiye'de de etkisini kuvvetli bir şekilde hissettirmektedir. Çok kültürlü ve çok dilli bir coğrafyada etnik kimlik temelli bir aşırıcılığı birliğimizi bozabilecek bir tehdit, inancımızı zedeleyebilecek bir zehir olarak görüyoruz.
Buradan kamuoyuna açıkça ilan ediyoruz:
Bizler göçmen karşıtlığını insan onurunu ayaklar altına alacak bir kıvamda savunanların tarafında olmayacağız.
 
Ülkemize sığınan, güven ve barış içinde yaşamaktan ve hayatta kalmaktan başka amacı olmayan mültecileri aşağılayan bir dilin yanında olmayacağız.
Göçmen politikasını eleştirmek, daha esaslı ve doğru bir politika önerisi sunmak varken, Naziler gibi mültecileri kamyona doldurup sınır dışına atma vaadinde bulunanların tam karşısında olacağız.
İnancımızın da gereği olan her türlü ırkçılık, şiddet, terör, kin ve nefretin karşısında olacağız.
28 Mayıs seçimlerinde biz demokrat Müslümanlar, Muhafazakâr partilerde cadı avına çıkanların, laik kibirlerini ehlileştirmeyenlerin, en küçük boşlukta bile aslına dönen, sekülerizmin Iürnpen kulelerine rücu edenlerin tarafında olmayacağız.
Birinci turda "baharı" vadederken, ikinci turu "sert bir kışa" dönüştürenlerin tarafında olmayacağız.

 
"Hasan Taşkın, Şükrü Kırboğa, Alper Kürşat Giray, Bayram Zilan, Fidan Strate, Mustafa Özturk, Sadullah Kavak, Abdullah Teber, Veysi Akay
Sait Şasmaz ve Cesim Gökçe"