GEÇİM VE SEÇİM

GEÇİM VE SEÇİM

Geçim hayat boyu insanla beraber olan ayrılmaz bir arkadaştır. insandan kaynaklanan hatalar, kusurlar geçim arkadaşlığı bazen insanı sevindirir. Bazen de üzer.

Kapitalist, Kemirgen, Adaletsiz sistem rejimlerde Zenginde fakirde son suret geçim elde etmek için koşar. Fakir zengine özendiği için kanaat etmez, zengin de daha da karunlaşmak için doymamazlıkta iştahı kabarıktır. Helal Daire keyfe kâfi iken, servete servet katmak, Haramlara cesurca dalmak akıl kârı değildir.

Allah'ın nimetlerine karşı nankörlüktür. Çünkü Dünyada nerden kazandın nereye harcadın diye Ahirette Allah'a hesap verecegiz. Allah'ın yer yüzü sofrasındaki nimetleri herkese kafi gelirken, yanlış ekonomik politikalarla, sermayeyi kollamakla, insanlar semt pazarlarında kırıntı topluyor. Ev kirasını veremiyor. Sofrasına aylarca et girmiyor.Tüketicinin alım gücü düşmüş, lokması küçülmüş, Ama bazılarının lokması da çok büyümüş.

Fenomenler, Futbolcular bile milyarderler ünvanını almış. Suç işlemede bile bazıları layusel konumuna konmuş, yumruk atmanın cezası yıldırım hızı ile hemen belirleniyor. Kurşun atmanın ise aylar yıllarca sürüyor.

Dar gelirli haksız vergilerle, zamlarla, kredi kartı borçları ile boğuşurken, taksit derdi ile uykuları kaçarken, bu günler de memur, Emekli, Bağkurlu, Asgari
ücretliye 1.Ocak 2024'ten geçerli maaş zamları konuşuluyor. Ne yapılırsa yapılsın adaletsiz paylaşım hava aldırma zammı hiç bir emekçiyi memnun etmeyecektir.

Zengini zengin, fakiri fakir eden anlayış ilkelliktir. Hele 31mart 2024'te yapılacak yerel seçimler var ki, savurganlık, israf köşe kapma yarışı var. Keselerin ağzı tam açılmış, tüm partilerin aday adaylarının aidatları seçim masrafları bir havuzda toplansa O, paralarla fabrikalar kurulsa istihdam sağlansa milyonlarca işsiz iş sahibi olur. Milyonlarca yoksul ekmek yer. Ne yazık ki siyaset arenası yarış olmaktan çıkmış, husumete dönüşmüştür. Siyaset politikaya evrilmiş seçimden ziyade geçime odaklanmıştır.

Bu siyaset anlayışı karakterli, liyakatli, hakperest siyasetcileride un gibi siyaset değirmenin de acım asızca öğütüyor. Yüce iken, Cüce yapıyor. Cüceleride Yüce yapıyor.

Milli Eğitim Bakanının Meclis kürsüsünden sorulan bir soruyu yanıtlarken, Sizin Tarikat, dediğiniz Sivil toplum kuruluşları Dediğiniz oluşumlarla protokolumuz var. Yoksa çocuklarımız dağa götürülür demesi ile fırsat bilen nekadar solak varsa top yekün Dine saldırmaya başladılar.

Güvenliğimizi koruyan, Kahraman Askerimiz, Polisimiz varken, Binlerce Emekli vaizizimiz, Müftümüz, İmam-Hatibimiz, Kur'an kursu hocamız atıl durumdayken, Ülkenin güvenliğini, Din anlayışını kayıt dışı kurumlara havale etmek zaafiyettir. Din düşmanlarına malzeme katkısıdır.İslam beldelerinde gerçek Din anlatılmadı ki, sözde dindarlar Dini öğrensin Gerçek Dini anlatanlarda saltanatları, vurgun, talanları ifşa etmekle çok bedel ödediler.

Dünyada huzur yok. Öldürme, sindirme, işgal, soykırım, Adaletsiz anlayış, borçlandırma, Açlık, göz yaşı, Cehalet, yokluk yolsuzluk, fiilleri arşı alayı inletiyor
icra makamında olanlar kör, sağır.
Sadece elit, katlı, yatlı, saraylı, korumalarla korunanlar bir avuç putlu/mutlu. Düyada bunlardan ibaret değil.Basın yayın kuruluşlarının çoğu Devlet gücünü, sopasını elin de bulunduranlardan yana. Sözde sivil toplum kuruluşlarının ekseriyeti iktidarların alkışlayıcıları. Basında da çok kirlilik var.

Katil, soykırımcı, işgalcı İsrail hukuksuz bir şekilde mazlum Filistin halkını katletmeye devam ediyor. Dünya da seyrediyor. Bu anlayışla batıldan olmayan hiç bir devlet güvende değil. Zülme karşı direnen, bedel ödeyenlere selam olsun.

Mazlumlar: Can derdinde, geçim derdinde, mevki makam sarhoşlarıda seçim derdinde.....