GEÇİM DERDİ

GEÇİM DERDİ
İnsanlığın çoğu geçimle boğuşuyor. insan lar geçimle boğuşurken, siyasetçiler rakiplerine karşı seçimle boğuşuyor.insanlığın çoğunlukla açlık, geçimle inim inim inlemesinin çok nedenleri var. Savaşlar,üretime dayalı politikaların olmayışı, Kapitalizmin emici hortumlarının her tarafı istilası,eği timsizlik, korku, insan gücünün yerinde kullanılmaması, Adaletin güçlüden yana olması, diyebiliriz.Yer yüzü Allah'ın büyük sofrasıdır. Bu sofradan her ferdin doyabileceği taamlar mevcuttur. Rızkı veren Allahtır. Müslümanlar rızık pusulasını şaşırınca, gelirine haram katınca, haramlar, beteketi yok edince, israfi, lüks hayatı, hayatın bir parçası tuzağına düşünce, midesi tok olsa bile, gözü açtır. Her kes geçimden şikayeçi, zenginde, fakirde, bu algının olması felakttir. Hiç kimse yorgana göre ayağını uzat miyor.Topraktan el ayak çektik. Devlet kapısını geçim tarlası sandık. Yüksek binalar da oturmayı, yapmayı, medeniyet sandık. Devletin teşviki ile, faiz bataklığına daldık bu dalma, hem devlet hem de fertler faizi nerde ise helal hale getirdik. Üretmeden israflı bir sekilde tüketmeye devam ettik simdi de zamlardan şikâyet ediyoruz.
Denetçiler zamcıları arıyor bir türlü bulamıyor. Üreticide, tüketicide şikayetçi, zamcıyı aramaya gerek yok.
Her evde kaç kişi varsa o kadar cep Telefonu, her genç bir araba sahibi hemde son model, bizi yaratan her meyve sebzeyi mevsiminde veriyor.
Biz mevsimleri değştirdik. Kışın ortasında domates Biber salatalık taze fasulya arıyor, alıyor, ne pahasına olursa yemek istiyoruz.
bu harislik mideperestlikle ne maaş dayanır, ne de devletin ver diği sosyal yardımlar karın doyurur.
Öncelikle, Bizi yönetenlerde, sonra yönetilenler de israf, savurganlık yapmamalı. Savurganlık, israf olursa, huysuz huyundan vazgeçmezse, yönetilenler devlete yani yönetenlere, Yönetenlerde sözde gelişmiş devletlere kul köle olurlar.
ilahi emirde yiyiyin için fakat israf etmeyin emri vardır. İslam ülkelerinin ekseriyeti açlık,varlık içinde yoklukla pençeleşiyor.
Bu hal kaderimidir. İnsanlar arasında zenginde,fakirde olacaktır. Zengin deyince,Karunlaşan zenginlik değil, fakirin yaralarına merhem olan zenginlik esastır.Adamın haksız haram kazancı yetmiş yedi sülalesine yetiyor. Halen sömürmek aldatmak için haram peşinde koşuyor. Buna baron demek lazım. Kanaat edilirse herkes doyar. Hele Bir ekranlara bakın her gün, tüketicinin zaruri ihtiyaçları olsun olmasın saatlerce reklamlardan geçilmiyor. Hem de büyük ve zincir marketler reklamı, bu cazibeliğe, çekiciliğe, zam furya sına emeklinin maaşımı dayanır.
Yine dış güçler, dövizi, Altını, akar yakıtı fırlattılar. Akibetimiz hayrola,Tüm helal adımlar atılarak geçim sıkıntısı çekmek, müslümanın kaderi değildir.Vesselam....