Gebelikte cinsel ilişki zararlı mıdır?
Hamileliğin başlangıcından itibaren anne adayının aklına takılan pek çok soru vardır. Saç boyatmak sakıncalı mıdır? Hangi yiyecekler yenilmelidir? Hamilelik süresince cinsel birliktelik deva edebilir mi? İşte tüm bu soruların cevabı:
Hamilelikte bir hafta endişe duymadan güç bela zor geçer. Diğer hafta endişe duyduğunuz bir konunun evhamı ‘‘tavan’’ yapar. Doğru olan nedir? Hayalden gerçeğe giden yolda her şeyi açıklıyoruz.
Endişe duygularını istemeden harekete geçiren hamilelik gibi başka bir dönem yoktur. Hamile kalmaya karar verildiği andan itibaren, ‘acaba hamile miyim’ sorusundan başlanır ve hamilelik boyunca sorular bitmez. “Bu peyniri yiyebilir miyim? Çayımı açık mı içmeliyim? Cep telefonumu kullanmam zararlı mı?” Evet, hamilelik gerçekten de gergin zamanlar yaratabilir. Özellikle yayın organları, son ‘‘yardımsever’’ araştırmaların şaşırtıcı sonuçlarını sık sık karşımıza çıkarırken güvenden çok herkese korku yükler. Hamilelereyse iki kat…
İşte Kadın Hastalıkları-Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op.Dr. Numan Bayazıt’tan son hamile sağlığı ile ilgili öğütler…
‘‘Obez anneler kilolu bebek doğurur’’
Uzmanımızın görüşü:
Araştırmalar, doğum öncesi kliniklerine katılan annelerin %50’sinin kilolu ya da obez olduğunu gösteriyor. Bu tür klinikler, fetus için çocuk obezitesini içeren uzun vadeli kanıtlar sunuyor. Hamilelik öncesi ağırlığının önemli bir faktördür. Bazı kişiler sağlıklı beslenmelerine rağmen hamilelikte kilo tuzağına düşüyorlar. Fakat obeziteye eğilimliyseniz ve faydasız kalorilerle paketlenmiş diyet yiyecekler dahi yiyor olsanız, iri bir bebeğiniz olma olasılığı artar.
‘‘Karında ve memelerde kaşıntı çatlakların ilk belirtisidir.’’
Uzmanımızın görüşü:
Öncelikle hızla büyüyen karın ve memeler etrafında kaşıntının olması son derece normaldir. Bu bölgeler etrafında oluşan çatlakların ilk belirtisi kaşıntıdır. Hormonal değişimler de ciltte hassasiyeti artırarak kaşıntıya yol açabilir. Cilt gebelik sırasında normalden daha aktif organdır. Hem kan akımları artar hem de ter bezlerinin çalışması hızlanır. Buna bağlı olarak meme altlarında, meme uçlarında, kasıklarda ve diğer cilt kıvrımlarında terlemeye bağlı döküntü ve kaşıntılar olabilir. Bu bölgelerde cilt mantarı gelişebilir ve bu enfeksiyonlar da kaşıntıya yol açabilir. Meme başı çatlaklarını ve yarıklarını engellemek için hamileliğin 8. ayından itibaren göğüslerin emzirmeye hazırlanması gerekmektedir. “Bu nedenle, banyodan sonra kullanılacak Lanolin ve Zeytinyağı içeren göğüs ucu kremi, doğum sonrası hem annenin acı çekmesini engelleyecek, hem de bebeğin gelişimi için gerekli olan süre süt vermesini kolaylaştıracaktır.” Bilindiği gibi, Zeytinyağı antiseptik ( bakteri, mantar ve mikrop üremesini engelleme ) bir özelliği sahiptir.
‘‘Hamilelikte saç boyatmak düşüğe neden olur’’
Uzmanımızın görüşü:
Saç boyamanın doğmamış bebeğinize etki ettiğini gösteren gerçek bir kanıt yok ama tamamen emniyette olduğunu gösteren bir kanıt da bulunmuyor. Eğer saçlarınızı boyattıktan sonra hamile olduğunuzu öğrendiyseniz merak etmeyin. Vücudunuzun emeceği kimyasal miktarı çok azdır. Fakat hamileliğinizin ilk ayları boyunca kimyasallarla kontağınızı en aza indirgemek çok iyi bir fikirdir. Bu nedenle ilk 12 hafta boyamadan kaçının, sonraki aylarda ise doğal, bitkisel boyalarla ilgili kuaförünüzle konuşun.
Dikkat ederseniz ünlü anneler hamile kalmadan önce saçlarını kendi doğal rengine boyatır. Bu da çok iyi bir fikir. Dip boya yaptırmak zorunda kalmazsınız.
‘‘Perde asmak, uzanmak, ağır bir şey kaldırmak düşüğe neden oluyor’’
Uzmanımızın görüşü:
Halk arasında bu tarz inanışlar vardır. Fakat gebelikte düşük sebepleri arasında bunlar yoktur. Çünkü düşük daha çok bebeğe ait anormalliklere bağlıdır. Erken dönemde embriyoya ait nedenler düşüklerin %80-90ını oluşturur. Bunlar arasında en önemli neden o bebeğe ait kromozomal anomalilerdir. Erken dönem düşüklerin yarısından fazlasında bebeğe ait kromozom anomalileri saptanmaktadır. Ancak gene de bunlar gebenin dengesini kaybedip düşebileceği hareketler olduğu için kaçınılması gerekir.
‘‘Gebelikte cinsel ilişki zararlıdır’’
Uzmanımızın görüşü:
Gebelikte seks en az konuşulan ve hekimlere en az sorulan konuların başında gelmektedir. “Cinsel birlikteliğimize bir engel var mı?” sorusu çoğu zaman tam kapıdan çıkmadan, utana sıkıla, genellikle çiftlerden birinin diğerini uyarması ile sorulmaktadır. Bu nedenle bu bilgiyi biz hekimler çoğunlukla sorulmadan vermekteyiz. Oysa bu soru tüm çiftler tarafından sorulmalı ve cinsel birliktelik yönünden herhangi bir risk olup olmadığı cevabı mutlaka alınmalıdır. Eski yıllarda gebelikte seksin zararlı olduğuna inanılır ve tüm gebelik boyunca yasaklanırdı. Son yıllarda gebelikte seksin, özel bazı riskli durumlar haricinde tamamen güvenilir olduğu gösterilmiştir. Yani gebeliğiniz normal bir gebelikse herhangi bir problem yoksa gebeliğinizin sonuna kadar cinsel ilişkiniz devam edebilir.
‘‘Hamilerin uyku düzeni önemlidir’’
Uzmanımızın görüşü:
Gebeliğin ilk haftalarında anne olma düşüncesi ve heyecanı kadınların çoğunda uykusuzluğa yol açar. Hamileler aradan bir miktar zaman geçtikten sonra ise uykuya dalmakta yine zorluk yaşarlar. Bunun bir çok nedeni vardır. Ancak ilk ve en önemli neden bebeğinizin büyümesidir. Bebeğiniz ve rahminiz büyüdükçe rahat bir uyku pozisyonu bulmakta zorlandığınızı fark edersiniz. Eğer hamilelik öncesi sırtüstü ya da yüzükoyun yatmaya alışkınsanız yanlara dönüp uyumak sizin için güç olabilir. Öte yandan vücut kitleniz arttıkça uyurken pozisyon değiştirmeniz güçleşir. Bu durumda doğal olarak verimli uyumanızı engeller. Bunun yanı sıra hamilelikte normalde görülen bazı değişiklikler de uykunuzu bölerek ya da düzeninizi değiştirerek uyku problemlerine neden olabilir. Nefes darlığı, mide yanması, sık idrara çıkma istediği bu değişiklerin sadece birkaçıdır.Hamilelikte konforlu bir uyku için yatış pozisyonu da önemlidir. Hamilelik döneminde rahat ve kaliteli bir uyku uyuyabilmeniz için özel olarak tasarlanmış hamile yastıkları kullanabilirsiniz.
‘‘Fazla stres erken doğum nedenidir.’’
Uzmanımızın görüşü:
Stres, pek çoğumuzun bildiği gibi, bizi zorlayan, kısıtlayan ve engelleyen olaylar, durumlar karşısında verdiğimiz tepkilerin tümüdür. Stres kavramı birçok insanın düşündüğü gibi sadece üzerimizde hissettiğimiz baskı ve gerginlikle sınırlı değildir. Stres bir süreç olarak ele alındığında, olayları değerlendirme şeklimizden, düşüncelerimize, duygularımızdan davranışlarımıza kadar pek çok boyuttan oluşur. Hamilelik öncesi ve sonrası stres ne anne adayı ne de bebek için iyi değildir. Fazla stres erken doğuma sebep olabilir, bebeğin zayıf olmasına ya da düşük riskini yükseltebilir. Anne adaylarının stresten uzak durması gerekir.
‘‘İlk doğumunu sezaryen ile yapan diğer bütün doğumlarını yine sezaryenle yapmak zorundadır.’’
Uzmanımızın görüşü:
Eskiden, eğer kadın sezaryenle doğum yapmışsa, bundan sonra doğuracağı tüm bebekleri aynı yolla doğurması gerektiği düşüncesi vardı. Bu düşünce değişmiştir. Bugün sezaryenle doğum yapmış kadınların çoğu herhangi bir risk olmadığı sürece normal doğuma teşvik edilmektedir. Önceden sezaryenle doğum yapmış çoğu kadın normal doğum yapabilmektedir. Bebeğinizin nasıl doğacağına karar verirken sizin kendi istekleriniz ve sağlığınızla ilgili birçok faktör dikkate alınacaktır. Önceki sezaryenin sebebi doğum kanalının darlığına bağlı ise normal doğum denememek gerekir. Anahtar bir faktör, önceden geçirdiğiniz sezaryende rahim duvarına uygulanan kesitin tipidir. Doktorunuz, o doğumunuzda hangi tip kesitin uygulandığını tespit etmek için sağlık dosyalarınızı inceleme ihtiyacı duyacaktır. Kullanılan kesitin tipine göre, daha yüksek oranda yara yırtılması ya da açılması yaşayabilirsiniz. Sezaryenle doğumdan sonra, normal doğumun yapılmasındaki anne ve bebek için ana risk budur. Sezaryen için yapılan rahimdeki kesitin tipine göre risk değişmektedir. Enlemesine yapılan kesit ilerideki normal bir doğumda minimum düzeyde probleme yol açar. Alçak dikey kesit, rahim duvarının ince ve alt bölgesinde yukarıdan aşağıya doğru yapılır. Bu tip rahim kesitinden sonra yapılan normal doğumdaki risk açıklık kazanmamıştır. Eğer bu tip bir kesitiniz varsa, doktorunuzla seçeneklerinizi tartışın. Klasik (yüksek dikey) kesit, rahmin üst kısmında yukarıdan aşağıya doğru yapılır. Bir zamanlar, sezaryenle doğumda en sık kullanılan kesitti. Ne yazık ki bu tip kesitin yapıldığı eski bir sezaryenden sonra normal doğum sırasında yara dokusunun yırtılma ihtimali yüksektir. Ciddi kanamalara yol açarak bebek ve anne için tehlike oluşturabilir. Bu durumda normal doğum yapılması önerilmez.
‘‘Epizyotomi Acı Verir’’
Epizyotomi, bebeği dışarı çıkarmak için vajinayla anüsün arasının kesilmesine denir.
Bu kesi her doğumda uygulanmamakla beraber gerekli durumlarda ve usulüne uygun uygulandığında hem kısa vadeli ve hem de uzun vadeli avantajlar getiren bir cerrahi müdahaledir. Kesi sonrası perineyi koruyucu manevralarla bebek doğurtulur. Plasentanın çıkmasından sonra gerekirse lokal anestezi işlemi tekrarlanarak perinedeki bu kesi usulüne uygun olarak kendiliğinden eriyen dikiş materyaliyle dikilir. Epizyotominin amacı bebeğin başı (ya da makat kısmı) çıkarken perine bölgesinin aşırı gerilmesinin ve yırtılmasının engellenmesidir. Diğer bir amacı da perine tabanı kaslarının aşırı gerilmesinin önlenerek uzun vadede oluşabilecek estetik ve yapısal bozuklukların (sistosel, rektosel, desensus; yani mesane, kalın barsak ve uterus sarkması) en aza indirilmeye çalışılmasıdır. Epizyotomi yapılırken çoğunlukla lokal anestezi yapılır. Bu nedenle acı vermez, ağrısızdır.
haber7