Gazzeli İmam

Gazzeli İmam

Ebû Abdullah Muhammed b. İdrîs el-Kureşî el-Hâşimî el-Muttalibî b. Abbas b. Osman b. Şâfi' olup H. 150'de Gazze'de doğmuştur. Hz. Peygamber'in dördüncü batından dedesi Abdu Menâf'ın dokuzuncu göbekten torunudur. İmam Şafiî'nin doğum yılı İmam-ı 'Azam Ebû Hanîfe'nin (Ö. 150/767) vefat yılına rastlar.

İmam Şafi'î'nin babası İdris, aslen Mekkeli olup bir iş için Filistin'deki Gazze'ye gitmiş ve orada iken vefat etmişti. Doğumundan iki yıl sonra annesi onu alıp baba vatanı olan Mekke'ye getirmişti. Muhammed b. İdris küçük yaşta  (dört yaşında iken) Kur'an-ı Kerim'i hıfzetti. Fasih Arapça konuşan Huzeyl kabilesi arasında şiir ve edebiyat öğrendi. Daha sonra Mekke müftîsi Müslim b. Hâlid ez-Zencanî'den ders alarak, onun yanında fetva verecek duruma geldi. O zaman on beş yaşlarında idi.

Bundan sonra Muhammed b. İdris Medine'ye gitti. Orada müçtehit İmam Mâlik b. Enes (Ö. 179/795) fıkıhta üstad idi. Mâlik, kendi eseri olan el-Muvatta'yı İmam Şafiî'nin ezbere okuduğunu görünce hayretini gizleyememişti. İmam Şafiî, Süfyan b. Uyeyne, Fudayl b. Iyâz'dan, amcası Muhammed b. Şâfi' ve başkalarından hadis rivayet etti. Hadis ilminde de üstad oldu.

İmam Şafi'î Muhammed b. el-Hasan'dan Irak fakihlerinin kitaplarını aldı. Onunla fıkhî konularda münazaralarda bulundu. 187 H.'de Mekke'de, 195 H. de Bağdâd'ta Ahmed b. Hanbel (Ö. 241/855) ile görüştü. Böylece Hanbelî fıkhına,  Hanbeli usûlüne, nâsih ve mensûh konusuna muttali oldu. Sonra Bağdad'ta "İmam Şafiî'nin kavl-i kadimi" denilen görüşlerini ortaya koydu. 200 H.de Mısır'a geçti ve "Kavl-i cedid" denilen görüşlerini tasnif etti. Orada iken  204/819'da vefat ederek Karafe denilen yere defnedildi.

İmam Şafiî ilk olarak fıkıh usulünü tedvin etmiş ve bu konuda "er-Risâle" adlı meşhur eserini  yazmıştır. er-Risale İslam tarihinde yazılan ilk usul kitabı sayılır. Bütün usul kitapları er-Risale'ye göre yazılmışlardır. el-Hucce isimli eseri  Şafi'î'nin Irak'taki reylerini, "el-Ümm" ise Mısır'daki görüşlerini kapsar.

İmam Şafiî mutlak ve bağımsız bir müctehid olup, fıkıh, hadis ve usûlde imamdır. O, Hicaz ve Irak fıkhını birleştirici bir yol izlemiştir. Ahmed b. Hanbel onun hakkında; "Şafiî, Allah'ın kitabı ve Rasûlünün sünneti konusunda insanların en fakihi idi" demiştir. (Vehbe ez-Zühaylı, el-Fıkhu'l-İslâmi ve Edilletüh, Dimask 1405/1985, I, 36,37).

Şâfi'î mezhebi daha çok Mısır'da yayılmıştır. Çünkü mezhebin imamı hayatının son dönemini orada geçirmiştir. Ancak Şafi'î mezhebi Irak'ta da yayılmıştır. Çünkü Şâfiî fikirlerini yaymaya önce orada başlamıştır. Irak yoluyla Horasan ve Mâveraü'n-Nehir'de de yayılma imkânı bulmuş ve bu ülkelerde fetvâ ile tedrisatı Hanefî mezhebi ile paylaşmıştır.

 Bununla birlikte bu ülkelerde Hanefî mezhebi, Abbasi yönetiminin resmi mezhebi olması nedeniyle hâkim durumda idi. Mısır'da yönetim Eyyübîlerin eline geçince Şâfi'î mezhebi daha da güçlenmiş, hem halk, hem de devlet üzerinde en büyük otoriteye sahip olmuştur.

Ancak Kölemenler devrinde Sultan Zâhir Baybars, kadıların dört mezhebe göre atanması gerektiği görüşünü öne sürmüş ve bu görüş uygulanmıştır. Buna rağmen bu dönemde de Şâfi'î mezhebi o yörede diğer mezheplerden üstün bir mevkiye sahipti. Meselâ; taşra şehirlerine kadı atama yetkisi ile yetim ve vakıf mallarını kontrol hakkı yalnız Şâfiî mezhebine ait idi.

Osmanlılar Mısır'ı ele geçirince Hanefi Mezhebi üstünlük kazandı. Daha sonra Mehmet Ali Paşa Mısır'a hâkim olunca, Hanefi mezhebi dışındaki mezheplerle resmi olarak amel etmeyi yasaklamıştır.

Bugün Gazzeli İmam Şafii'î'nin Mezhebi, Fılıstin ve Mısır'da yaygındır. Endonezya adalarında ise hâkim olan tek mezhep Şâfiî mezhebidir. Ayrıca Sünni Kürdlerin yüzde doksanı, Kafkasya, Azerbaycan Belucistan, Hindistan, Seylan ve Malaya Müslümanlarının ekserisi Şafiî mezhebine mensupturlar. Şâfiî mezhebi İran'a da girmiştir. Günümüzde Şiî ekolü ile yan yana bulunmaktadır.  (Ebû Zehra, İmam Şafi'î, 358 vd.).

 İnanıyoruz ki, İmam Şafi'î'nin manevi desteği dünyanın açık hava hapishanesi haline getirilen Gazze'nin ve Gazelinin arkasındadır.  Gazelinin gecesi-gündüzü çok karardı ve kararan gecelerin aydınlık şafağı çok yakındır. Allah'tan ümidimizi kesmiyoruz. Ancak bilmeliyiz ki acil zafer, Allah yolunda imkânlarını tüketmiş olan salih kavimlerin hakkıdır.
Hoşça kalın.