GAP bölgesinde 60 Milyar $ tarım potansiyeli var!..
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Plan Bütçe Komisyonunda 2016 yılı bütçesi üzerine söz alan Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Ali CEVHERİ, "Sadece GAP bölgesinde 50-60 Milyar Dolarlık bir tarım potansiyeli vardır" dedi.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının 2016 yıl bütçesi üzerinde şahsi görüşlerimi sizlerle paylaşmak için söz almış bulunmaktayım diyerek sözlerine başlayan Cevheri devamında Tarım konusunda ki görüşlerini paylaştı.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ülkemizin ve dünya pazarlarının ihtiyacı olan güvenilir gıda ve kaliteli tarım ürünlerinin yetiştirilmesini ve erişebilirliğini gerçekleştirmek, tarımsal ve ekolojik kaynakların sürdürülebilirliğini sağlamak, ayrıca kırsal alanda hayat standartlarını yükseltmek görevi bulunan bakanlığımızın, bir başka görevi de dünyada ki tüm ülkeler için stratejik öneme sahip, gıda güvenliğini sağlamaktır.
2014 yılı TUİK verilerine göre (Sayı:18727,31.3.2014)1 Trilyon 749 milyon 782 milyon TL olan GSYİH, 125 Milyar 18 Milyon TL olan tarım sektörü, bu hacmiyle toplam GSYİH içindeki payı %7, 5 gibi bir orana sahiptir. Türkiye nüfusunun ¼ ünün kırsalda yaşadığı var sayıldığında bu oran tarımın GSYİH içindeki payı açısından düşük olduğu görülmektedir.
2023 yılında yaklaşık 85 milyon nüfus, 2050 yılında yaklaşık 100 milyon nüfusa sahip olacağı varsayılan ülkemizde artan bu nüfusun gıda ihtiyacını karşılamak için tarım sektörü daha da önemli hale gelecektir. Bununla beraber milli gelire ve istihdama katkısı, dışa bağımlılığın azalması ve tarıma dayalı sanayinin hammadde ihtiyacını karşılaması bakımından da tarım çok hayati bir öneme sahiptir. Eğer bir ülke tarım kesiminde yeterince gelişmemiş ise hür ve gelişmiş olamaz. Bunun için bizim tarım sektörüne daha fazla önem vermemiz ve geliştirmemiz gerekir. Türkiye tarımının en çarpıcı özelliği de sahip olduğu bu muhteşem potansiyelinin çok altında kullanıldığıdır.
Türkiyenin yaklaşık %50si (40 milyon hektar) tarımda kullanılmakta ya da böyle bir potansiyele sahiptir. Sadece GAP bölgesinde 50-60 Milyar Dolarlık bir tarım potansiyeli vardır. Türkiyenin tarım gelirlerini ve nüfusunu bazı ülkelerle kıyasladığımızda (2013 verilerine göre)
Ülke | Yüzölçümü | Zirai Gelir | Not |
Türkiye | 783.562 | 57 |
|
G. Kore | 100.210 | 75 | Türkiyenin 1/8 |
Hollanda | 41.528 | 95 | Türkiyenin 1/20 |
Kaynak:Vikipedia (Yüzölçüm) |
Tarım sektörünü kendi içindeki bitkisel ve hayvansal üretim payına baktığımızda ve alt dalları AB ülkeleri ile kıyasladığımızda
Tarım Sektörü | Türkiye | AB Ortalaması | Türkiye/AB (%) |
Bitkisel Üretim (%) | 75 | 47 | 159.6 |
Hayvansal Üretim (%) | 25 | 53 | 47.2 |
Bizde bitkisel üretim ABden %159.6 fazla iken, hayvansal üretimde ancak ABnin %47.2 kadar üretim yapabilmekteyiz. Türkiye coğrafi alan olarak hayvancılığın çok müsait bir ülke olduğundan hayvancılığı daha da geliştirmek zorundayız. Verimlilik açısından ülkemizi AB ülkeleri ile kıyaslandığımızda
Traktör-Gübre | Türkiye | AB | Türkiye/AB |
Traktör (Adet/100 ha) | 3..9 | 8..8 | 44.3 |
Gübre (kg/ha) | 82.5 | 121.2 | 68.1 |
Traktör ve gübredeki durumu Türkiye ve AB açısından analiz ettiğimizde ve bunu verim açısından incelediğimizde Bu noktada hükümetimizin Gübre ve yemde KDVyi kaldırması, Tarım Sektörü için çok olumlu olmuştur. Bu durum fiyatları aşağı çekeceği için maliyetleri düşürecektir. Bu KDV indirim hususunu, Traktör içinde uygulayabilirsek, çiftçilerimizin traktör alabilmelerini kolaylaştırmış oluruz. Çünkü şu anda 1 adet çiftçeker traktör fiyatı 60.000 TL den aşağı değildir. Traktörde KDV indirimi fiyatı düşüreceğinden hem 100 hektar başına düşecek traktör miktarı artacak ve hem de traktörün kullanımından dolayı verim artışı da olacaktır.
Türkiye topraklarının %24.5i 1.2. ve 3. sınıf topraklardan oluşur. Kısacası tarım topraklarının %90ı bu nitelikli topraklardan oluşur. 77.9 milyon hektar Türkiye arazisinin 26.3ü tarımda kullanılabilir. Ancak, miras ve arazi hukuku nedeniyle sürekli parçalanarak küçülen tarla büyüklüğü ortalama 60 dekara kadar inmiştir. Bu husus tarımda verimliliği düşürmekle beraber tarlalar arasında bırakılan sınır hatları çok ciddi arazi yekunu oluşturmaktadır. Aynı zamanda arazisi küçülen çiftçilerin bu küçük arazi için makine ve ekipman alabilme veya yenileyebilme güçlerinin finansal olarak kaybetmektedirler. Bu husus aynı zamanda tarımdan diğer sektörler istihdam transferi oluşturmakta ve köyden kente göçünde bir sebebini oluşturmaktadır.
Bu noktada 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun çıkması çok isabetli olmuştur. Bu kanun, toprağın korunması, geliştirilmesi, tarım arazilerinin sınıflandırılması, asgari tarım arazi ve yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin belirlenmesi ve bölünmelerin önlenmesi gibi amaçları taşımaktadır. Bunun için arazi toplulaştırma çalışmalarına hız ve önem verilmesi gerekir. Gerçi 1961-2002 yılları arasında, yani 41 yılda 450 bin hektar arazide toplulaştırma yapılmışken, 2003-2014 arasında 4.5 milyon hektar arazide toplulaştırma yapılmıştır. 12 yılda, 41 yılın 10 katı kadar toplulaştırma yapılmasına rağmen yeterli değildir. Türkiyede toplulaştırması gereken, yaklaşık 21 milyon hektar arazi bulunmaktadır.
Bu arada Jeotermal Seracılığı geliştirmemiz önem arz etmektedir. Örneğin Şanlıurfada Karaali Bölgesinde jeotermal enerji ile yapılan ısıtmanın maliyeti 1 dekarda 3.000 TL civarında olurken, bu durum Antalyada Kömür veya doğalgaz ile 1 dekar seranın ısınma maliyeti 12.000 TL civarında gerçekleşmektedir.Seracılık sektörünün önemli özelliği kadın işçi istihdam önceliğidir. Buda kadın istihdam oranını ve aynı zamanda ihracat potansiyelimizi de artıracaktır. Şu anda Karaali Bölgesinde seralarda yetiştirilen salkım domatesin %50i ihraç (Almanya-Rusya) edilmektedir. Bundan dolayı jeotermal seracılığa çok önem verilmesi gerekmektedir. Ayrıca diğer önemli bir husus Türkiyede ki büyük ovaların (Harran, Ceylanpınar, Gediz, Çukurova) tarımsal değeri ve üretim değeri yüksek ovaların korunma altına alınması, buralarda konut yapımına müsaade edilmemesi ve bunun için Toprak Koruma Kurullarının aktif ve etkin hale getirilmesi şarttır.