frontpage kullanimi frontpage dersleri
Piyasada bir çok HTML Editörü var. Basit bir kelime-işlem yazılımına benzeyen bu programların bir kısmı kullanıcının bir ölçüde HTML bilmesini gerektiriyor. Bir kısmı, masaüstü yayıncılık programı gibi, kullanıcının ekranda “sayfa” haline birleşecek yazı ve grafik unsurları arzu ettiği bir tasarımla bir araya getirmesini sağlıyor; sonra bu tasarıma dayanan HTML kodunu kendisi yazıyor. Yine bu programların bir kısmı sadece sitenin kullanıcının kendi sabit diskinde oluşmasını sağlamakla kalmıyor; bu dosyaların siteye Web’de ev sahipliği yapacak firmanın bilgisayarına aktarılmasına da yardımcı oluyor.
Fakat bu programların büyük bir bölümü, sitenin ziyaretçilerle etkileşmesi için gerekli unsurları belirlemeyi ve bu unsurları Web’e yerleştirmeyi site sahibine bırakıyor. Diyelim ki sitenizde bir form bulunsun ve ziyaretçileriniz bu formu doldurarak, sizden bir şeyler istesinler, bir ziyaretçi defterine kayıtlarını yaptırsınlar, veya sitenizle ilgili görüşlerini bize iletsinler istiyorsunuz. Bu tür bir etkileşme sağlayabilmek için, formunuzun derleyeceği bilgileri sunacağı bir program yazmanız gerektirir. İşte yukarıdan beri söylemek istediğim bu: öyle bir program, öyle bir araç olmalı ki, “programcı” olmadan istediğim gibi Web sitesi sahibi olmamı sağlasın!
Bu tür programlar da var. Bu kitapçığın konusu olan Microsoft FrontPage, bu tür programlardan sadece biri. Başka firmaların da FrontPage’in sağladığı imkanları sağlayan, kullanımı FrontPage kadar kolay programları bulunuyor. Sizin yerinize “program yazan” Web sitesi hazırlama programlarının sırrı, bu tür kolaylıkları, sizin değil, sitenize ev sahipliği yapacak firmanın bilgisayarında, daha doğru ifadesiyle Web Server’da yapmalarıdır. Sözünü ettiğimiz programlar bunu Server Extensions denen ek programlarla yaparlar. Başkalarının sitelerine ev sahipliği yapan şirketlerin “Şu, şu imkanı da veririz!” diyerek müşteri çekmeye çalıştıkları ilanları incelersiniz, çoğunun sitelerinin “FrontPage uyumlu olduğunu” belirttiklerini göreceksiniz. Bir bakıma FrontPage, amatör Webcilerin ücretsiz edindikleri sitelerine, profesyonel Webcilerin milyonlar ödeyerek yazdırdıkları programları kolayca koymalarını sağlayan ortak araç haline geldi.
FrontPage’in bu denli ortak araç haline gelmesinin tek nedeni, etkileşme sağlayan Server Extension’larının site evsahibi firmalar tarafından kabul görmesi değil. FrontPage, aynı zamanda, tek kelime HTML bilmeden son derece profesyonel görünümlü sayfalar hazırlamaya imkan veren programlardan biri.
Internet’te çok sayıda ücretsiz HTML editörü bulabilirsiniz. FrontPage ise ancak satın alarak edinebileceğiniz bir program. FrontPage’e ödeyeceğiniz ücret, herhalde HTML ve programlama dilleri bilmeden Internet’te, veya şirketinizin dahili İnternet’i diyebileceğimiz Intranet’te, profesyonel görünümlü ve etkileşmeli Web sitesi sahibi olmanın bedeli olsa gerek!
Internet’e veya Intranet’te Web sitesi sahibi olmadan önce yapılacak bir çok iş var. Bir kere siteniz Internet’te yeralacak ve World Wide Web (WWW) yoluyla herkese açık olacaksa, bu imkanı size sağlayacak bir evsahibi bulmanız gerekir. Siteniz, şirketinizin Yerel Alan Ağı’nda (LAN) Server görevi yapan bir bilgisayarda duracak ve sadece LAN’a erişimi olanların hizmetine sunulacaksa, sistem operatörü ile uzun uzun görüşmeler yapmak zorundasınız! Bir Web sitesinin, Internet’te mi, Intranet’te mi yer aldığı sitenin tasarımcısı açısından hemen hemen hiç bir farka sahip değildir. Yeter ki sitenize bir ev sahibi bulun: ister Internet’te ister Intranet’te. Biri dünya, diğeri şirket çapında, ama sonuç itibariyle her ikisinin de adı Web Sitesi! Ve her ikisi de aynı şekilde tasarlanır ve oluşturulur.
İşte size iki altın kelime: Tasarlama ve Oluşturma.
Bilgisayarın başına oturmadan önce, babadan kalma yönteme başvurarak, elinize kağıdı kalemi alıp, iyi bir planlama yapmak zorundasınız. Dolayısıyla bu bölümde önce Web Sitesi nasıl planlanır sorusuna cevap arayacağız. Bunu yapmadan site oluşturmaya kalkmak, nereye gideceğini planlamadan otomobile binip motoru çalıştırmaya benzer.
Site planlaması, bütün iletişim araçlarında olduğu gibi, amacın belirlenmesiyle başlar. Sitenizin amacını belirlemek için şu sorulara cevap bulmalısınız:
Bu siteyi neden oluşturuyorum? Sitemi ziyaret edip, sayfalarımı görecek olanlar ne öğrenecekler? Ne elde etmiş olacaklar?
Bu soruya vereceğiniz cevap, sitenizin birinci amacını belirleyecektir. Sitenizi gerçekten kişisel bir kararla, yani bir ticaret kuruluşu, bir dernek veya benzeri bir kuruluş için değil de sadece kendi zevkiniz için yapıyorsanız, bu sorunun cevabını siz vereceksiniz. Siteniz bir gruba, bir şirkete, bir kuruma ait olacak ise, bu sorunun cevabı muhtemelen grubu, şirketi veya kurumu yöneten kişi veya kişiler tarafından verilecektir. Siz sitenin sadece mimarı iseniz, bu sorunun cevabını sitenin sahibinden mutlaka almalısınız. Bu sorunun cevabı sitenin içeriğinin ana hatlarını belirler.
Hedef kitle nedir? Bu siteyi ziyaret etmesini istediğimiz kişileri nasıl tanımlayabilirim.
Bu sorunun cevabı sitenizin içeriğinin özelliklerini ve sunuluş tarzını, başka bir deyişle uslubuna belirler. Yine, siteniz tamamen kişisel ise, sorunun cevabını siz vereceksiniz; site grupsal, örgütsel veya kurumsal ise, yetkililerden alacaksınız. Bir müzik sitesi, gençlere yönelik olabilir; herkese yöneli olabilir; türkü sevenlere yönelik olabilir; pop müzik sevenlere yönelik olabilir. Hedef olarak seçtiğiniz kitle, içerik olarak sunacağınız müziğin türünü de belirler; hedef kitleyi çekecek unsurlara yer vermeniz mümkün olur. Bu kitlenin zevkleri, ihtiyaçları nelerdir? Bunlara sitenizde nasıl hitabedebilirsiniz?
Sitenizde ne tür bilgiler bulunacak? Ne tür bilgiler bulunmayacak?
Özellikle kurumsal nitelikteki sitelerde, yer alacak bilgiler kadar yer almayacak bilgilerin de belirlenmesi şarttır. Sitenizde yer alacak bilgilerin türü belirlendikten sonra, bu bilgilerin derlenmesi sorunu vardır. Yine, kurumsal nitelikteki sitelerde yer alacak bilgilerin birara getirilmesi ve tasarımcı olarak size toplu halde verilmesi gerekir. İster siz derleyin, isterse başka bir birim versin, tasarımcı olarak elinize gelen bilgilerin doğruluğunu tayin etmeniz gerekir. Siteniz tamamen size ait ise, yervereceğiniz bilgileri en az iki kaynaktan kontrol edin. Buna gazetecilikte iki kaynak kuralı denir. Bir örgüt veya kurumun sitesine girecek bilgilerin doğruluğunu tayin eden ayrı bir birim bulunabilir.
Ziyaretçilerden ne tür bilgiler isteyeceksiniz ve bu bilgiler ne olacak?
Web, iki yönlü bir trafik gibidir; bir Web sitesi hem bilgi verir, hem de bilgi alır. Alınacak bilgiler bir form yoluyla derlenebileceği gibi, ziyaretçinin bilgisayarına Çerez (Cookie) göndermek ve bu kişinin sitenizi yeniden ziyareti halinde Çerez’deki bilgileri almak suretiyle de olabilir. Form veya Çerez yoluna başvurmasanız bile, bir ziyaretçinin sitenize bağlanması halinde, Web sitenize ev sahipliği yapan Web Server, isterseniz size bu ziyaretçi hakkında bir çok bilgiler sunabilir. Ziyaretçileriniz hakkında neleri bilmek istiyorsunuz? Bu bilgileri nasıl işlemek, ya da bu bilgilerden nasıl yararlanmak istiyorsunuz? Bu soruların cevabı, sitenizin oluşumunda ve gelişmesinde önemli rol oynayabilir.
Sitenize ne kadar kaynak ayırabilirsiniz?
Bir site ne kadar büyükse, o kadar çok zaman ve hatta para harcamak gerekir. Sayfalarınızın durduğu ve Internet’e açıldığı Web Server’daki alan için para ödüyor olabilirsiniz; ödemiyor olabilirsiniz. Ücretsiz ev sahipliği yapan firmalar genellikle sınırlı bir alan sağlarlar ve sınırlı ziyaretçiye izin verirler. Ücret alan ev sahipleri ise bu ücreti alanın, sundukları hizmetin ve ziyaretçilerin sayısıyla belirlerler. Siteniz, ücretsiz bir Server’da bile bulunsa, içeriğin hazırlanması için gerekli programları (grafik veya multimedya işleme programları) satın almanız gerekir. İçerik olarak kullanacağınız malzemenin tümü yayın hakları bakımından ücretsiz edinilebilecek unsurlar olsa bile, aralarında yazılı izin gerektirenler olabilir. Bu yazıların yazılması, gönderilmesi ve takibi zaman ve dikkat ister. Şarkı sözlerinin şiir gibi yayınlanması bile “önceden yazılı izin alınmasına” tabi olabilir. Bu bakımdan sitenizin içerik bakımından genişliğini, içerik derleme ve bazılarının kamuoyuna sunulması için gerekli izinlerin alınması işine ne kadar zaman, enerji ve para ayıracağınız tayin edecektir. Siteniz kişisel değil de, bir şirkete veya kuruma ait ise içeriğin yayınında şirket veya kurum açısından sakınca olmadığını belirlemek için malî danışman, hukukçu ve diğer uzmanların onayı gerekebilir.
Şimdi bu soruları burada birlikte yapacağımız site açısından cevaplayalım:
Amatör fotoğrafçılık konusunda bir site yapacağız ve sitemizin amacı, fotoğrafçılık konusundaki merakımızı diğer amatör fotoğrafçılarla paylaşmak, bildiklerimizi onlara aktarmak ve ziyaretçilerimize fotoğrafçılık sevgisi aşılamak olacak. Hedef ziyaretçi kitlemiz, konuya ilgi gösteren yaşlı-genç herkes olacak. Ziyaretçilere herşeyden önce kendi fotoğraflarımızdan örnekler sunacağız. Ziyaretçilerimiz, sitemizde fotoğrafçılık konusunda genel ve uzmanlık konusu bilgiler bulacaklar; onlara İstanbul merkez olmak üzere, bütün yurttan fotoğraf sergileri, yarışmalar, uyarılar, açıklamalar konusunda bilgi sunacağız. Ayrıca sitemizde, resmî-özel, fotoğrafçılıkla ilgili diğer sitelere bağlantılar bulunacak; edinebilirsek, fotoğrafçılık eğitimi konusunda hizmet veren kişi, dernek ve kuruluşların listelerini de vermek istiyoruz. Bununla birlikte sitemizin amacı kendi fotoğraflarımızı pazarlamak olmayacak ve başka firmalara ilişkin ticarî bilgiler bulunmayacak. Yeni ürünler hakkında bilgi verirken, satın alınabilecek yerleri ve edinebilmişsek fiyatlarını ziyaretçilerimize duyurabiliriz. Ama sitemizde kimsenin reklamını yapmak istemiyoruz! Sitemizi ilerde paralı bir Server’a aktarabilir ve genişletebilirsek, belki bazı toptancı ve perakendecilerle anlaşarak, reklam alabiliriz. Sitemize ek olarak bir de ayda bir elektronik posta yoluyla bir bülten yayınlamayı düşünüyoruz. Bu bültenin amacı bizim gibi amatör fotoğrafçılara aylık olayların bir takvimini sunmak ve bu arada sitemizin varlığını bir kere daha duyurmak olacak. Bu bülteni gönderebileceğimiz kişilerin bir listesini oluşturmak için sitemize bir form koyarak, ziyaretçilerimizden isim ve elektronik posta adreslerini isteyeceğiz. Formda, ziyaretçilerimizin sitemiz hakkındaki görüşlerini ve önerilerini yazabilecekleri bir kutu bulunursa, buradan elde edeceğimiz bilgilerle sitemizin içeriğinde düzeltmeler yapabiliriz. Yani anlayacağınız, şimdilik bu siteye verebileceğimiz tek şey, zaman! O da çok değil.
Intenet’i dolaşmayı adet edinmiş iseniz, ziyaret ettiğiniz yerlerin ana çizgilerle ikiye ayrıldığını görmüş olmalısınız: kişisel ve kurumsal. Kişisel siteler, adının da belirttiği gibi kişilerin kendi zevklerine, kendi ilgi alanlarına göre oluşturdukları, sonuç itibariyle resmî hiç bir niteliği olmayan, dolayısıyla içindeki bilgilerin seçimi, derlenmesi veya sunuluşunda sorumluluk taşımayan sitelerdir. Fakat siz de bilirsiniz ki, öyle kişisel siteler vardır ki, bir çok kurumsal siteye değişmezsiniz. Gerek tasarımı, gerekse içerdiği bilgilerin doğruluğu bakımından bu sitelerin garantisi, sahibinin adıdır. Bu kişiyi tanıyor ve güveniyorsanız, sitesindeki bilgilere de güvenirsiniz. İkinci grupta ise daha çok profesyonel nitelikte, örgütsel veya kurumsal siteler bulunur. Bu tür sitelerdeki bilgilerin seçimi, sunuluşu ve doğruluğu, site sahibi kurum veya kuruluşun sorumluluğundadır.
Sitelerin kişisel veya profesyonel oluşu, tasarımını da etkiler. Ziyaretçiler, profesyonel bir sitede, konunun uzmanı kişilerle ilgili haberler, bu kişilerin görüşleri, tavsiyeleri, ve benzeri bilgiler bulmak isterler. Kurum veya kuruluşların siteleri, hukukî açıdan da sorumluluğa sahip olabilir. Bu tür sitelerde verilen bilgilerin, yapılan duyuruların, ziyaretçilerin (genel anlamda kamuoyunun) hayatı üzerinde etkileri olabilir.
Bizim fotoğrafçılık sanatı ve tekniği ile ilişkimiz, amatör bir ilişkiden öteye gitmediğine göre, yapacağımız sitenin bu konuda faaliyet gösteren bir derneğin sitesinden farklı olacağı açıktır. Böyle bir derneğin sitesinde, bu konunun uzmanı, mesleği bu alana giren kişiler bilgi verir, soru cevaplar, tartışma yaparken, bizim sitemizde böyle uzmanlık konuları ve sayfaları bulunamaz. Vereceğimiz bilgilerin ve aktaracağımız duyuruların yetkili kaynağı olmadığımızı belirtmemiz yerinde olur. Bu hem bizi sorumluluktan kurtarır; hem de ziyaretçilerimiz üzerinde yanlış bir etki yapmamış (açıkça söylemek gerekirse, yalan söylememiş) oluruz.
O halde, planlama işinin ikinci bölümü olan sitenin niteliğini belirleme kararını verirken, sitemizin kişisel olacağını ifade ediyoruz.
Ulaşmak istediğimiz kitleyi iyi belirlemek zorundayız. Kişisel bir site, site sahibinin ilgilendiği konularda bilgisini, deneyimlerinden elde ettiği sonuçları, görüşlerini, hayatını “eş-dost” ile paylaşmasına yöneliktir. Gerçi bir site, Internet’te dünyaya açıldığı zaman, bu siteye erişebilecek kişileri belirlemek (siteye girmeyi parola ile sınırlamazsanız) mümkün değildir, ama bu tür sitelerin erişmek istediği kişiler sınırlıdır. Böyle bir siteye hergün yüzlerce yabancının bağlanıp, çocuğumuzun yaşgünü fotoğraflarını seyretmesini de beklemeyiz. Kişisel sitemizin varlığını duyurmak için göstereceğimiz çaba da sınırlı olur.
Buna karşılık profesyonel bir site, bir grubun, örgütün, firmanın ve kamu kurumunun bilgi paylaşma aracıdır; dolayısıyla sitenin hedefi, grubun, örgütün, firmanın veya kamu kurumunun faaliyet alanına giren kişilerdir. Hedef kitlenin doğru belirlenmesi demek, bu kitleye giren kişilerin beğenileri, tercihleri, Internet’te bulmak istedikleri gibi sorulara doğruya yakın cevaplar vermek demektir. Hedef olarak seçtiğimiz kitlenin bizim sitemizden beklediklerini doğru belirleyemezsek, büyük bir ihtimalle bu kişilere ulaşmamız veya bu kişilerin sitemizi sık sık ziyaret etmeleri mümkün olmayacaktır. Oysa profesyonel veya kurumsal bir sitenin başlıca amaçlarından biri de ziyaretçi listesinin sürekli genişlemesini sağlamaktır.
Eş-dost çevresini aşmak istiyorsak, kime ulaşmak istediğimizi ve bu kişilerin sitemizden ne beklediğini düşünmek ve tartışmak zorundayız. Aslında bu o kadar da zor değil. Herşeyden önce, Internet’te bizim sitemize benzer bir çok site bulabiliriz; onların sitelerini inceleyerek, neler yaptıklarını ve neyi, nasıl sunduklarını görebiliriz.
Site planlama işinin kağıt üzerindeki birinci ve ikinci bölümü bitince sıra, yine kağıt üzerinde sitenin iskeleti dediğimiz, sayfalar ve bunların hangisinin hangisine bağlanacağını belirlemeye gelir. Birinci ve ikinci bölümdeki belirlemelerimiz, örneğin sitemizin ne kadar geniş, bilgilerin ne kadar kapsamlı olacağına ilişkin kararımız, bu noktada kağıda dökülecektir.
Internet sitelerini incelediğimiz zaman, genellikle tümünün Home Page, Endeks Sayfası, Splash Screen, Varsayılan Sayfa gibi adlarla anılan bir ana sayfası olduğunu görüyoruz. Bu, sitemizin vitrinidir. Ziyaretçilerimiz bu vitrine bakarak, beğendikleri bir şey görürlerse, bu sayfadaki bir bağlantıyı tıklayarak, içeri girerler.
Biz, ana sayfamıza gelen her ziyaretçinin, sitemizi geziş senaryosunu belirlemek zorundayız. “Şunu yapan sonra şunu yapsın. Bunu yapan daha sonra buraya gitsin!” şeklinde düşünerek, ziyaretçilerin atması muhtemel her adımı düşünerek, sayfalarımıza gereken bağlantıları koyarız.
Sitemizin çatısını, herşeyden önce, içerik belirler. Bir bilgisayar firmasının sitesinde, donanım ve yazılımlara ayrılan iki ana bölüm olabilir. Bir turizm şirketinin sitesinde, gezi planları, yer ayırtma formları, tur düzenlenen beldelerin tanıtımına ilişkin sayfalar bulunabilir. Bizim kişisel amatör fotoğrafçılık sitemizde şuna benzer bir akış planı izleyebiliriz:
Bu planda, ziyaretçilerimizin karşısına çıkacak ana sayfayı, dört sayfa halinde iki bölümün izlemesi öngörülüyor: bizim sağlayacağımız içerik (kendi fotoğraflarımızdan örnekler, fotoğraf teçhizatımız hakkında bilgiler), işimize yarayan ve başkalarıyla paylaşmakta yarar gördüğümüz bağlantılar (sergiler, yarışmalar ve ziyaretçilerimizin görmesini istediğimiz başka sitelerin adreslerini içeren bölüm) ve ziyaretçilerle ilişkiler sayfası (ziyaretçilerin sitemiz hakkında görüşlerini belirtmelerini ve elektronik mektup adreslerini bırakmalarını sağlayacağımız bir ziyaretçi defteri ve ziyaretçiler arasında karşılıklı haberleşmeye imkan veren bir Bülten Tahtası sayfası).
Bu aşamada sitede yer alacak her bir sayfanın içeriğini belirlememize gerek yok. Örneğin, Fotoğraf Örnekleri “sayfası” gerçekten kaç sayfa olacak, bilmiyoruz. Belki fotoğraf örneklerimizi, coğrafî bölgelere göre sayfalara bölsek daha iyi! Fotoğrafları konusuna göre (insan, doğa) veya türüne göre de (siyah/beyaz, renkli) bölümlere ayırabiliriz. Fakat buna karar vermek için henüz erken. Daha sitemize koyacağımız fotoğraf örneklerini bile seçmedik! Sitede yer alacak yazılar ortada yok.. Ne gibi yerlere bağlantılar vereceğimizi bilmiyoruz. Herşeyin bir sırası var!
Microsoft FrontPage 98, iki ana programdan oluşur: FrontPage Editör (FrontPage Editor) ve FrontPage Gezgini (FrontPage Explorer). Editör, tek tek sayfalarınızı yapmakta kullanacağınız programdır; Explorer ise daha sonra Internet’e aktarılacak olan siteyi kendi sabit diskinizde oluşturmanızı sağlar.
FrontPage kurulurken, sabit diskinizde bir Kişisel Web Server (Personal Web Server) oluşturmuş olmalı. Sabit diskinizde Kişisel Web Server oluşturmak için aslında FrontPage gerekmiyor; isterseniz Windows 98 veya NT Workstation da sizin için bir kişisel Web Server kurabilir. FrontPage, isterseniz, bu Server’ı da kullanabilir.
“Kullanmak” ne demek? Biliyorsunuz, Web’de iki tür bilgisayar bulunur: Web ziyaretçilerinin bilgisayarları, ki buna teknik adıyla Client (müşteri, istemci) denir; ve ziyaretçilere Web sayfalarını sunan bilgisayarlar, ki bunlar da teknik adlarıyla Web Server diye anılırlar. FrontPage, Internet’e Server olarak açılmayacak da olsa, sizin sabit diskinizde bir kişisel Server kurarak, sayfalarınızı ve sayfalarınız arasındaki bağlantılarını, sanki Web’de imiş gibi, oluşturmanıza ve denetlemenize imkan sağlıyor. Bir siteyi bilgisayarınıza Kişisel Web Server kurmadan da oluşturabilirsiniz. FrontPage’in sadece Editör bölümünü kullanarak, sayfalarınızı yapar, içlerine metinlerinizi, grafiklerinizi, multimedya unsurlarınızı ve bağlantılarınızı koyarsınız. Bunları sabit disk üzerinde sınayabilirsiniz.
FrontPage’in Kişisel Web Server’ının, ilerde göreceğiz, sağlayacağı bir kolaylık, kendi sabit diskinizde, kendi kişisel Web Server’ınızda oluşturduğunuz siteyi, gerçek Web’e (sitenize evsahipliği yapacak firmanın Server’ına) aktarırken ortaya çıkar. Özellikle evsahibi firmanın gerçek Web Server programı FrontPage uyumlu ise, sabit diskinizdeki “site” gerçek Internet’e FrontPage tarafından aktarılır ve sitenizin güncelleştirme ve diğer işlerini FrontPage’i kullanarak yapabilirsiniz. Kendinize bir evsahibi seçerken buna dikkat etmiş ve evsahibiniz olacak firması sizin gibi müşterilerinin sitelerine FrontPage kolaylıkları sağlayan firmalardan arasından seçmiş olmalısınız!
Bununla birlikte evsahibi firmanın Web Server’ı FrontPage uyumlu değilse, yine de FrontPage Editör ile yapacağınız sayfaları, evsahibi firmanın arzu ettiği bir yöntemle (mesela CuteFTP veya benzeri bir dosya aktarma programı kullanarak) firmanın Server’ına gönderebilirsiniz.
Biz burada FrontPage’e sabit diskimizde bir Kişisel Web Server kurdurarak, sitemizi bu Server içinde oluşturacağız. FrontPage’i açtığınızda size mevcut bir siteyi mi açmak istediğinizi, yoksa yeni bir site mi oluşturmak istediğinizi soracaktır. Şimdi, FrontPage’i ilk kez çalıştırırken, yeni bir site oluşturmak istediğimizi belirtmemiz gerekir.
FrontPage, ilk kuruluşu sırasında varsayılan siteyi oluştururken veya daha sonra yeni bir Kişisel Web oluşturduğunuz zaman, sizden bir kullanıcı adı ve parolası isteyecektir. FrontPage, bu konuda son derece ciddîdir: ilk verdiğiniz isim ve parolayı vermedikçe, kendi bilgisayarınızda kendi oluşturduğunuz siteyi açamazsınız! (FrontPage, sizin siz olduğunu başka nasıl bilebilir!)
FrontPage’in kurulurken Varsayılan Web olarak kendiliğinden oluşturduğu site, bir ana sayfa ile üç bağlı sayfadan oluşur. FrontPage, site kurmayı kolaylaştırmak amacıyla, bilgisayarınıza, bir sitenin bütün sayfaları arasında görsel birlik sağlamak amacıyla “tema” adını verdiği bir dizi grafik dosyası ve stil oluşturur. Kullanıcı, sitesine bir “tema” seçtiği zaman, bütün sayfalarına bu temanın gerektirdiği görsel tarz veya tasarım ögeleri otomatik olarak uygulanır. Bunlara da sonra ayrıntılı olarak döneceğiz.
Bizim tasarlayacağımız sitenin planı, FrontPage’in varsayılan sitesine pek uymadığına göre, ilk diyalog kutusunda yeni Web oluşturulmasını istemeliydik; varsayılan Kişisel Web açık iken, File (Dosya) menüsünden New (Yeni) maddesini, onun açacağı listeden de FrontPage Web maddesini seçebiliriz.
Fakat bunu yapmadan önce, FrontPage Explorer’ın bölümlerini tanıyalım ve adlandıralım. Böylece ilerde birbirimizin ne dediğini daha iyi anlarız.
FrontPage Explorer, size sitenizi (ya da FrontPage’in terimi ile Kişisel Web’inizi) çeşitli farklı biçimlerde görme imkanı veriyor. Bunu Görünüm Seçme (View) çubuğunda arzu ettiğiniz görünüm türünü tıklayarak yapabilirsiniz. Burada Navigation (Keşif) görünümün seçilmiş olduğunu görüyorsunuz. Bu görünümde sitenin tümünü kuşbakışı görebilir; hangi sayfanın hangi sayfaya bağlantılı olduğunu (veya olmadığını) anlayabilirsiniz. FrontPage ilk açıldığında Folders (Klasör) görünümü seçer: sitenizdeki bütün klasörleri ve dosyaları burada Windows Gezgisi’nde olduğu gibi görebilirsiniz. All Files (Bütün Dosyalar) görünümünde ise seçili klasörün içindeki dosyaları görebilirsiniz. Hyperlinks (Bağlantılar) görünümünde, ana sayfanızdan aşağıya doğru bütün sayfalarınız ve sayfalardaki grafikler ve multimedia unsurları arasında kurduğunuz bağlantılar görüntülenir. Bu görünümü kullanarak daha sonra sitemizdeki bağlantıları kontrol edeceğiz ve kopuk bağlantıları arayacağız. Hyperlink Status (Bağlantıların Durumu) görünümünde ise sayfalarımıza koyduğumuz bütün bağlantıları toplu olarak görebilir ve hangisinin kopuk, hangisinin geçerli olduğunu inceleyebiliriz. Themes (Temalar) görünümünde ise FrontPage bize kurulurken sabit diskimizde oluşturduğu 54 ayrı “Site Teması”nı gösterecektir. Sitemize FrontPage’in hazır temalarından birini seçebiliriz; veya herşeye sıfırdan başlayıp, sayfalarımızın kişiliğini kendimiz belirleyebiliriz. “Site kişiliği” konusuna ikinci bölümde ayrıntılı değineceğiz. Tasks (Görevler) görünümü ise, özellikle bir ekip tarafından işbölümü ile geliştirilen sitelerde, yapılması gereken, yarım bırakılan işlerin bir listesini içerir. Grup halinde inşa edilen sitelerde, bu görünümden yararlanarak, kişiler veya ekipler nelerin tamamlanmasını istediklerini, nelerin tamamlandığını birbirlerine bildirebilirler ve işbirliğinin gelişmesini buradan takip edebilirler. Bu görünümden yararlanarak, kendi kendinize hatırlatma notları da oluşturabilirsiniz.
Kağıt üzerinde yaptığımız site iskeletini FrontPage’e geçirmeden önce bir soru soralım: “Site” veya “Web” dediğimiz ve örneğin Folders görünümünde gördüğümüz klasörler ve dosyalar sabit diskimizde nerede duruyor? Klasörlerin bulunduğu yer olarak FrontPage, Windows sisteminin kuruluş tarzına bağlı olarak, “http://........” şeklinde bir “adres” gösterecektir. Ben FrontPage’i, adı Server olan bir bilgisayara kurduğum için, (Bilgisayarınıza özellikle bir ağ ortamında ise isim vermek zorundasınız!) FrontPage, benim kişisel Web’imi Server adlı bir Server’da duruyormuş gibi göstermektedir: “http://server”. Bir Kişisel Web’in Web server ile ilişkisine, sitemizi gerçek Internet’e açmak üzere evsahibinin bilgisayarına aktarırken döneceğiz. Şimdilik sadece FrontPage’nin “http://server” diye adlandırdığı yerin sabit diskte, “FrontPage Webs” adlı bir klasörde “Contents” (İçerik) adlı bir alt-dizin olduğunu belirtelim:
FrontPage’in yanı sıra, örneğin Windows 98’e Kişisel Web Server, Web Tabanlı Kuruluş Yönetimi ve Web Yayım Sihirbazı bileşenlerini kurdurdu iseniz, sabit diskinizde “InetPub” adlı bir klasör ve içinde “wwwwroot” adlı bir alt-klasör bulunur.
Microsoft Kişisel Web Server’a aslında hiç ihtiyacınız yok. FrontPage’nin kendi Web’i, Microsoft Kişisel Web Server kadar kabiliyetli olmasa da sitemizi oluşturmak ve gerçek Web7e aktarmak için yeterli. Ama bu kitapçığı iyice hatmedip, Webcilik mesleğinde daha ileri aşamalara doğru harekete geçtiğinizde, örneğin ASP diye teknik tanışır ve bunu kendi Windows 98 sisteminizde nasıl uygulayabileceğiniz sorusunu kendi kendinize sormaya başlarsanız, cevabının Microsoft Kişisel Web Server programında yattığını ve Windows 98 CD’siyle ücretsiz edindiğiniz bu programın, eğitim amacıyla, 7 bin-8 bin Dolarlık Web Server programları ile boy ölçüşebilecek imkanları size sunduğunu hatırlayın. Microsoft Kişisel Web Server programını kurmak için, Windows 98 CDnizi sürücüye yerleştirin; Başlatı ve Çalıştırı tıklayın. Çalıştır iletişim kutusunda x:add-onspwskur.exe yazın. x yerine CD sürücünüzün harfini yazın ve Tamamı tıklayın. Personal Web Server Kurdaki ayarları değiştirmenize gerek yok. Sabit diskinizde tam teşekküllü bir Web Server oluşacaktır.
FrontPage Web ile (c:FrontPage WebsContents) Microsoft Kişisel Web Server Web’ini karıştırmamanız gerekir. FrontPage’i Microsoft Kişisel Web Server ile birlikte kullanmanız da mümkündür. Bu durumda Microsoft Kişisel Web Server’a, FrontPage Extensions eklemelerini yüklemeniz gerekir.
Biz bu kitapçıkta sayfalarımızı Microsoft Kişisel Web Server’ın Web’inde değil, FrontPage’in Web’inde oluşturacağız. Öylese, başlayalım şimdi bu sayfaları oluşturmaya: kağıt üzerinde tasarladığımız Web’i FrontPage aktaralım ve içini doldurmaya başlayalım.
İlk işimiz tabiî, FrontPage’in bizim için oluşturduğu Personal Web adlı site yerine kendi sitemizi açmak olacak. File menüsünden “Close FrontPage Web” (FrontPage Web’i Kapat) maddesini seçerseniz, FrontPage, yeni Web oluşturma ekranını açacaktır. Aynı işi, File menüsünden, New/FrontPage Web maddesini seçerek de yapabilirsiniz:
Yeni Web diyalog kutusunda kocaman 1 ve 2 rakamlarıyla işaretlenmiş iki bölüm göreceksiniz. Birinci bölümde, radyo düğmesi şekline sıralanan tercihleriniz şunlar:
1. Tek sayfalık bir Web oluşturabileceğiniz One Page Web;
2. FrontPage Editör (veya başka bir program) ile Site kapsamı dışında bağımsız (fakat bağlantılı) sayfalar haline oluşturduğunuz bir siteyi FrontPage Web’i olarak ithal edebileceğiniz Import an Existing Web;
3. FrontPage’in Sihirbaz veya Şablon yoluyla yardım edeceği tamamen yeni bir Web oluşturmanızı sağlayacağı From Wizard or Template seçeneği. Bu maddeyi seçerseniz, hemen altındaki kutuda bulanan Sihirbaz veya Şablonlardan birini seçebilirsiniz. (Corporate Presence/Kurumsal Varlık ve Discussion Web/Tartışma Web’i sihirbazları, yeni diyalog kutuları açacak ve sitenizin temelini hazırlamak için ek bilgiler isteyecektir. Customer Support Web/Müşteri İlişkileri Web’i, Personal Web/Kişisel Web ve Project Web/Proje Web’i, FrontPage’i tasarlayan uzmanların bu konulara uygun görükleri temalara dayanan site şablonlarına göre, gerekli tekmel sayfaları ve bağlantıları olan sayfalar oluşturacaktır.
Bir başka site oluşturma programını değil de FrontPage’i kullanmamazın sebeplerinden biri ile bu noktada karşı karşıya bulunuyoruz: Hazır Web sitesi. FrontPage bize sihirbazlar marifetiyle oluşturabileceğimiz iki tür Web sitesinin yanı sıra, 56 ayrı tema uygulanabilecek, beş temel site türü sunuyor
Kurumsal Varlık Sitesi: FrontPage, bir kurumun ınternet sitesinde bulunması gereken Yenilikler, Mamüller ve Hizmetler gibi sayfalar, arama motoru, bilgi veya görüş bildirme formu, ve sitenin içindekileri belirten haritasını içeren sayfalardan hangisini istediğinizi, ana sayfada firmanızın görev anlayışı, profili, temas bilgileri gibi bilgilerin bulunup bulunmayacağını, sitenizde basın açıklamalarınıza, makale ve değerlendirme yazılarına yer verip vermeyeceğinizi, kaç mal ve kaç hizmet tanıtacağınıza, bunların fotoğraflarını verip vermeyeceğinize, formlarınızdan ele edeceğiniz bilgileri ne yapacağınıza, nasıl işleyeceğinize kadar sorarak, ve bize 56 tema arasından birini seçtirerek ortaya en az 13 sayfalık (en çok kaç sayfa olacağı kaç mamül ve hizmet tanıtmak istediğinize bağlı) bir site ve bu sayfaların yapıması için gerekli işbölümünün adımlarını gösteren bir görev listesi çıkartıyor. Bu sihirbaz kadar etkili Webmaster ve İdare Müdürü zor bulunur!
Tartışma Sitesi: Sihirbaz’ın sorduğu sorulara vereceğiniz cevaplarla, herkesin görüşünü ileteceği bir Sunuş formu, sitede lyer alan tartışma konuları ve her bir tartışma bağının içinde yer alan mesajların listesini veren İçindekiler sayfası, Cevap Bağları (Treads), Doğrulama Sayfası oluşturuyor; bu sayfaları, sizden alacağı cevaplara göre tartışma konularına göre bölümlüyor, tartışmaya kimlerin katılabileceği (varsayılan herkesin katılması), cevapların yeniden eskiye doğru veya eskiden yeniye doğru dizilmesi tercihlerinize göre sayfaların izinlerini tayin ediyor, biçimlendirmelerini yapıyor; tartışmaya katılmak istemeyen fakat başkalarının tartışmalarınnda arama yapmak isteyenler için bir arama sayfası oluşturuyor; yine 56 temadan birini seçmenizi sağlıyor. Sayfalarınız çerçeveli mi olacak? Çerçevelerde neler bulunacak? (Çerçeveli sayfa isterseniz, Browser’ı çerçeve teknolojisine uyumlu olmayanlar için bütün sayfalarınızın bir çerçevesiz türünü isteyin istemediğiniz de bu arada soruluyor.) Ortaya, İngilizce yazılmış bir sunuş ve davet yazısı, altında isteyenin tartışmaya katılma formunu seçeceği, isteyenin bütün sitenizde arama yapabileceği forma gitmesini sağlayan bağlantılar bulunan, (bu, sitenize ev sahipliği yapacak Web Server’da FrontPage Extensions ve Index Server varsa, işleyebilir) bir ana sayfa çıkıyor. Arama sonuçlarını ziyaretçinize ulaştıracak sayfa bile hazır! Tartışma uzadıkça, içindekiler listesi otomatik güncelleştiriliyor.
Müşteri İlişkileri Sitesi: Bu site bir şirketin müşterilerine yeni mal ve hizmetleri ile ilgili bilgiler sunması ve müşterilerinin taleplerini ve şikayetlerini iletmesi için gerekli temel sayfaları ve bağlantıları veriyor. Modern bir firmanın, müşterileri ile batılı anlamda ilişki kurması için gerekli bütün sayfalar ve bağlantılar düşünülerek hazırlanmış bu sayfalarda bütün yapacağınız neredeyse sadece kendi firmanızın adını, adresini, telefon ve faks numaralarını vermekten ibaret.
Kişisel Site: Internet’te sık gördüğünüz site sahibinin tamamen kendisiyle ilgili bilgiler sunduğu bir site. Ana sayfaya ek olarak site sahibinin ilgi konuları ve özel fotoğrafları ile ilgili iki sayfadan oluşuyor.
Boş Web: Adından da anlaşılacağı üzere, size içi boş bir site oluşturuyor. “İçi boş site” nasıl oluşturulur diye merak ediyorsanız; hemen belirtelim, içi boş bile olsa bir Web sitesinin içlerinde 20’ye yakın dosya bulunan (6’sı gizli) 13 klasörü ve gerçek Web Server programına kurulmuş FrontPage Extensions programlarının ilerde kullanmak isteyebilecekleri bilgi dosyaları vardır. İçi boş bir sitede, ana sayfa ile ana sayfanın bağlantı vereceği grafik ve multimedya dosyaları ve diğer sayfalar yoktur; ama bu unsurlar eklendiği anda çalışabilecek ve gerçek Web’e gönderilebilecek tam teşekküllü bir Web vardır.
Proje Sitesi: Firmaların kendi yerel alan ağlarında (LAN) kendi özel Internet’lerini (Intranet) oluşturmalarının giderek yayıldığı günümüzde, firma için projelerin gelişimine ilişkin işbirliği neden Web yoluyla yapılmasın? Bu site, bir firmaya veya örgüte, personelin veya mensuplarının süregiden projelerine ilişkin işbirliğini Internet’te veya Intranet’te yapmalarını sağlayan sayfaları hazırlıyor.
Microsoft, FrontPage’in kayıtlı kullanıcıları için sık sık yeni şablon ve temalar sunuyor. Bunların arasında öğrencilerin okulları için ortaklaşa hazırlayacakları bir Web sitesini, özellikle sivil toplum örgütleri düşünülerek hazırlanmış Grup Sitesi’ni, düğün, mezuniyet veya benzeri bir kişisel olayı konu alan Kişisel Olay Sitesi’ni, ve belirli bir proje çerçevesinde çalışan veya bir grubun üyesi olan ekibin kendilerini ve projelerini tanıtmak için kullanabilecekleri Takım Sitesi’ni sayabiliriz.
FrontPage, bu kutuda yapacağınız tercihlere göre sitenizin temelini oluşturacak klasörleri ve dosyaları oluşturacak, size sadece sayfaların içeriğini değiştirmek kalacaktır. Değiştirmek diyorum, çünkü FrontPage, ana sayfanızı ve temel bir kaç bağlantı sayfasını, varsayılan temaya uygun biçimde oluşturacak ve bağlantılarını kuracaktır. Birazdan göreceğiz, bize kalan sadece başlıkları ve metinleri değiştirmekten ibaret.
Asıl işimize başlamadan önce size bu seçeneklerin herbirini sırayla seçerek, FrontPage ile dört beş site oluşturmanızı tavsiye ederim. Bu siteler sabit diskinizde epey bir yer kaplayacaktır. Fakat her bir sitenin oluşumunu çeşitli görünümleri seçerek iyice incelemek, farklı site anlayışları hakkında size iyi bir fikir verecektir. Ayrıca FrontPage’in kendiliğinden oluşturduğu sayfaları da, herhangi bir görünümde sayfa simgesini iki kere tıklayarak Editör’de açabilir, FrontPage’in sayfa tasarım ilkelerini inceleyebilir; bağlantıların nasıl verildiğini, sayfa alanlarının nasıl kullanıldığını görebilirsiniz.
İncelemek amacıyla oluşturacağınız bir site açık iken, Tema görünümüne giderek, bu siteye farklı temalar kazandırın. Bu alıştırma, ikinci bölümde kendi sitemizi yaparken ele alacağımız Site Kişiliği konusuna hazırlık olacaktır.
Alıştırma amacıyla oluşturduğunuz siteleri silmek için, site açıkken, File menüsünden Delete FrontPage Web (Frontpage Web’i Sil) maddesini seçerek ve açılacak teyid kutusunda Evet’i tıklayarak siteyi tümüyle orntadan kaldırabilirsiniz. Fakat bence şu yol daha kazançlı sonuçlar verebilir:
1. Açık Web’i kapatın (File/Close FrontPage Web)
2. FrontPage, kendiliğinden yeni site diyalog kutusunu açacaktır. Burada sınama maksadıyla oluşturduğunuz ve başka bir isim vermediyseniz My New Web adını taşıyan Web’i sağ-tıklayın; açılacak Remove From List (Listeden Çıkart) maddesini seçin. FrontPage Explorer bundan emin olup olmadığınızı sorduğunda EVet’i seçin. Bu Web’e ilişkin klasör (c:FrontPage WebsContentsmyweb) artık silinebilir. Bir Web’i FrontPage’in Web listesinden çıkartmadan klasörünü silerseniz, FrontPage açılırken hata mesajı verecektir. Fakat deneme amacıyla oluşturacağınız bu örnek siteleri, ilerde açıp bakmak ve size çözümü zor gelen bir konuda Microsoft uzmanlarının nasıl bir yol izlediğini görmek istiyorsanız, My New Web’i, listeden çıkarttıktan sonra, bu Web’e ait klasörü (örneğin c:FrontPage WebsContentsmyweb’i yeniden adlandırın; ve isterseniz sabit diskinizde başka bir klasöre aktarın. İnsanın başı sıkıştığı zaman Microsoft’un Web ustalarını yardıma çağırması kadar zevkli bir şey olamaz.
Şimdi artık Front Page’in Web Sitesi hakkında iyi bir fikir sahibi sayılırız. Bundan sonraki aşama oldukça kolay. Edindiğimiz bilgilere göre, bizim amatör fotoğrafçılık sitesi, bir Kişisel Web olacak. Fakat bu kadar övdükten sonra, FrontPage’nin kişisel Web şablonunun bizim planladığımız Amatör Fotoğrafçının Sitesi için yeterli olmadığını söylersem, şaşırır mısınız?
Bir kere kişisel site şablonunda ziyaretçilerimizden bilgi toplayacağımız bir form yok; oysa bizim planımıza göre bir ziyaretçi defteri ve bu deftere ziyaretçilerin gireceği bilgileri işlememize imkan verecek bir CGI programı gerekiyor.
///////////////////////KUTU/////////////////////////
AÇIL CGI, AÇIL
CGI, Web Server’ın Susam Kapısı’dır; ve açılması için büyülü sözler değilse bile, ona yakın güçte programlar gerekir. Common Gateway Interface, Browser’ı ile Internet’te bir siteye bağlanan kişinin talep ettiği sayfa adından başka bir bilgi vermesine imkan tanımayan ve daima dışarı bilgi akıtan Web Server’ın, Browser yoluyla ziyaretçiden mesaj ve hatta komut aldığı tek kapıdır. Ziyaretçiler sitemizdeki bir formu doldurup Gönder düğmesini tıkladıklarında, Browser’ları bu bilgileri paketleyip, Server’a gönderir. Bu bilgiler, CGI kapısından geçerek Server’a girerler; fakat Server, CGI’nın önünde bu formun gönderdiği bilgileri bekleyen bir program yoksa, kendisine ulaşan bu bilgileri yaklaşık 20 dakika sonra siler! Sayfasında forma yer veren kişi olarak, site sahibinin (yani bizim) formun vereceği bilgileri alacak ve işleyecek bir CGI programı yazmamız (Program yazmak mı? Daha neler!) ve bunu Server’da CGI dizine koymamız gerekir. Korkacak bir şey yok; boşuna FrontPage kullanmıyoru, herhalde. Bizim yerimize bir program da yazmayacak ise, neden bedava NotePad yerine şu kadar Dolar’a FrontPage aldık? İlerde, formlarımıza program veya “işlem” bağlamayı ayrıntılı ele alacağız.
//////////////////////////KUTU BİTTİ///////////////////////
Biraz önce sizin yaptığınız gibi ben de FrontPage’in diğer şablonlarını incelerken, dikkatimi, Müşteri İlişkileri Sitesi çekti. Bu sitede, biraz değiştirmek şartıyla, kullanabileceğimiz herşey var. Hatta o kadar güzel şeyler var ki, bunları da sitemize katabilmek için kağıt üzerinde oluşturduğumuz site planında biraz değişiklik bile yapabiliriz.
O halde ne duruyoruz: File... New... FrontPage Webs... Karşımıza gelen diyalog kutusunda Customer Support Web’i tıklıyoruz; 2 numaralı bölümde sitemize bir ad veriyoruz: Amatör Fotoğrafçının Sitesi:
Tabiî hemen dikkat ettiniz, sitemizin adı Amatör Fotoğrafçının Sitesi değil, Amatör Fotografçinin Sitesi. Bu taktiği biraz sonra sayfa başlığında da uygulayacağız. Bunu neden yaptık? Şimdi bu kutuya, daha sonra da sayfa başlığı kutusuna yazdığınız ve yazacağınız ad, daha sonra sitemizi göndereceğimiz Web Server’da bilgisayarın sistem fontu denen yazı türü kullanılarak görüntülenecektir. Gerçi bunu o Web Server’ın operatöründen başkası görmeyecektir, ama Server sahibinden alacağınız bütün mesajlarda ve raporlarda sizin sitenize bu isimle atıf yapılacaktır. Sayfa başlığı olarak kullanacağınız isim ise, ziyaretçilerinizin Browser programlarının başlık bölümünde görüntülenecektir.
Bildiğiniz gibi ve ne yazık ki, ı, İ, ğ, Ğ, ş ve Ş harfleri, Macintosh ve Windows sistemlerinde, (Türkiye’de satılan Türkçe sürümü değilse) sistem yazı türü tarafından desteklenen harfler değillerdir. Yaptığınız sitenin adının, Türkçe desteği bulunmayan bilgisayarlarda da Türkçe’ye en yakın şekilde görüntülenmesini istiyorsak, biraz cambazlık yapmaya razı olmak zorundayız. İ harfi yerine üzerinde aksan olan Y harfinin görünmesinden I harfinin görünmesi (bence) daha tercih edilebilir durumdur. Şimdi bizim sitenin adı Türkçe desteği olsun olmasın bütün bilgisayarlarda, aslına uygun olmasa bile, aslına en yakın tarzda görüntülenmiş olacak.
İsim meselesi de hallettikten sonra, OK düğmesini tıklıyoruz ve FrontPage, Welcome (Hoşgeldiniz) adlı ana sayfanın altında sekiz sayfalı hazır bir site. Bu “hazır site,” ucuz konfeksiyon gibi planımıza pek uymamış görünüyorsa da, FrontPage’in yeteneği böyle durumlarda ortaya çıkar. Görelim bakalım.
Önce, bu plandaki bazı sayfaları, sağ-tıklayarak ve açılan menüden Rename (Yeniden adlandır) maddesini seçerek, hem FrontPage’in sayfalara kazandırdığı fonksiyona aykırı düşmeyecek, hem de bizim plana uygunluğu sağlayacak bizimde yeniden adlandıralım. (Search/Ara sayfasına planımıza uysun diye “Başkalarının Sayfaları” adını veremeyiz, değil mi?) Planımızda olmayanlara da Türkçe isimler verelim.
HTML’e biraz aşina olanların ve plandaki çizgilerin sayfalar arasında mevcut bağlantıların (Hyperlink) işareti olduğunu bilenlerin, “Dur!.. Ne yapıyorsun? Sayfa adlarını değiştirirsen, sayfalar arası bağlantılar kopmaz mı!” dediğini duyar gibi oluyorum. Peki ama biz neden FrontPage kullanıyoruz, eğer sayfa adlarındaki değişikliğe göre kendi linklerini güncelleştiremeyecekse? Siz değiştirin sayfa adları, korkmayın! Sonra Tools (Araçlar) menüsünden Recalculate Hyperlinks (Bağlantıları yeniden hesapla) maddesini seçin. Biraz önce örneğin What Is New sayfasını işaret eden link komutu şimdi Yenilikler sayfasına dönmüş olmalı. İnanmazsanız, ispatı çok kolay! Önce Welcome sayfasını açıyoruz; sol kenardaki Navigation bağlantılarına bakın:
Sonra, aynı sayfanın, sadece Site Planındaki sayfa adlarını değiştirdikten sonra içindeki değişikliklere bakın:
FrontPage, sadece sayfanın görünen Hyperlink kelimelerini değil, fakat aynı zamanda HTML kodundaki bağlantı etiketleri ( ve ) ile belirtilen linkleri de değiştirmiş bulunuyor.
Fakat bu sayfaların Browser programlarının pencere başlığındaki adı halâ FrontPage’in verdiği başlığı taşıyor. Şimdi örneğin Yenilikler sayfasını iki kere tıklayın. Editör programının başlığında hangi adı görüyorsunuz? Sayfanın eski adı olan “Support” kelimesini! Şimdi sayfanın boş bir yerini sağ-tıklayın ve açılan menüden Page Properties maddesini seçin. Açılacak Page Properties kutusunda General sekmesinde Title hanesine, “Yenilikler” yazın. Şimdi sayfamızın hem adı, hem de başlığı Yenilikler oldu.