Fransızlarla savaşanların torunları Urfa'da disko mu açıyor?

Fransızlarla savaşanların torunları Urfa'da disko mu açıyor?

İnanmam; vallahi de inanmam; tallahi de inanmam. İlk duyduğumda da inanmadım. Dini için, namusu için ve vatanı için Fransızlarla savaşıp onları sınır dışı eden Urfalıların Hz. İbrahim’in hareminde disko açacaklarına inanmıyorum. Daha doğrusu inanmazdım. Ama birkaç gündür diskonun açılışı ile ilgili haberleri basından takip ediyorum. Doğrusu hala gözlerime ve kulaklarıma inanamıyorum. Maalesef anlatılanlar doğruymuş; çünkü gazetelerde bu mekânı açan zatın beyanatlarını okudum ve çok utandım.

Bu mekânı Urfalılara armağan (!) eden ve halkın rahatını düşündüğünü iddia eden zat diyor ki: "Kentimizde böylesi bir mekân bulunmuyordu. Biz de bu eksikliği gidermek için disko barı açmayı düşündük. Amacımız halkımızın rahat bir şekilde gelip, güzel bir ortamda eğlenmelerini sağlamak. Çünkü Şanlıurfa artık metropolleşme yolunda büyük adımlar atıyor. Bu mekân bunun bir göstergesidir. Şanlıurfa gecelerini renklendirmek için böyle bir karar aldık ve kentin gelişimine katkımız olsun istedik" dedi.

Baksanıza, adam ne kadar masumane bir teşebbüste bulunmuş! Ne kadar fedakârlıkta bulunmuş da Urfalıların yararına olacak bir mekân açmış! Efendim neymiş? Urfa metropolleşiyormuş. Dolayısıyla disko-bar olamazsa kentin büyüklüğüne yakışmazmış.

 Bu müteşebbis zata birkaç sorum olacak: Acaba burayı açan zat, orada karışık bir şekilde eğlenen gençlerin fersah fersah dinlerinden uzaklaşacaklarını da biliyor mu? Zaten iki dudakları arasında bulunan ve amellerine pek yansımayan imanlarının bu diskoda yavaş yavaş uçup gideceğinden haberi var mı?

Eğer haberi yoksa bizim gibi hocalardan duysun ki, Urfa’da böyle bir mekân açmak demek, gençleri dinden-imandan uzaklaştırıp onları şeytanın tuzağına düşürmek demektir. Eğer bilmiyorsa, Urfa’nın kurtuluşuna katılmış bulunan yaşlılara sorsun, ya da onların çocuklarına sorsun. Sorsun ki, acaba Urfalılar neden Fransızlarla savaştılar? Ayşe bacıların, Fatma hanımların ve Nene hatunların örtülerine el uzatanlar, Urfa’da diskonun açıldığını duysalar bayram ederler bayram.

Ya Fransızlarla savaşan dedelerimiz? Onlar yattıkları yerden bir gün başlarını kaldırıp diskoda eğlenen torunlarına bakacak olurlarsa hayıflanmayacaklar mı? “Eyvah,  biz Fransızları kovaladık ama meğerse bizden sonra kültürleriyle geri dönmüşler. Mirasyedi çocuklarımız da onlarla kol kola kucak kucağa eğleniyorlar. Eyvah, eyvah… Biz ne yaptık?” demezler mi?

Erzurum’un Hınıs ilçesinde oturan bir dede, 1978 yılında Üniversitede okuyan torununa diyor ki: “Oğul çohtan Erzurumi görmemişem. Duymuşem ki, cumhuriyet caddesinde erkeklerle kadınlar yan yana yürirler hemi?” Adamacağız, karısı ve kızının ismi duyulmasın diye nüfus sayımını yaptırmayan bir devirden kalma bir zat imiş. Urfalı dedeler de  diskoyu duysalar şok olurlar geçekten.

Urfa’lılar, ekseriyetle bir medrese konumunda olan sıra gecelerinden vazgeçmemelidirler. Eğlence olarak bu gelenek Urfalı gençlere yeter ve artar bile. Hiç kimse sıra gecelerini küçümsemesin. Her şeyden önce sıra gecelerinde gençler büyüklerden, edep ve ahlakla ilgili konularda ciddi dersler alıyorlar. Burada sevgi ve saygı öğretiliyor. Burada dostluk ve vefa dersleri veriliyor. Aynı zamanda burada sosyal ve siyasal içerikli konularda sert olmayan tartışmalar yapılıyor. Ve sıra gecelerinde kent kültürünü ayakta tutan bir maarif mevcuttur.

Peki ya diskoda ne var? Diskoda eğlenmeye gelenler cehennemin ilk merdivenine adımlarını atmış sayılıyorlar. Orada eğlenen gençler, adeta başkasını düşünmek ve diğergam olmak, mütevazı olmak ve nefis muhasebesi yapmak gibi İslam’ın yüksek ideallerinden vazgeçip sadece eğlenmeye ve nefislerini tatmin etmeye geliyorlar. Hatta zavallı gençler tüm benliklerini ayaklar altına alarak, dinlerine, geleneklerine, tarihlerine ve aile ortamlarına zıt bir ortamda tepinmeye geliyorlar.

Çok fazla komplo teorilerine inanmam ama sanırım bu işte bir ecnebi parmağı vardır. En büyük amaçları da üniversite gençliğini benliklerinden koparmak… Kısmen sahipsiz zannettikleri bu gençliği kullanarak Hz. İbrahim’in haremini kirletmek… Eğer ana ve babasından uzak bulunan üniversiteli öğrenciler böyle bir girdabın içine sürüklenirlerse, asıl acı ve tatsız olaylar bundan sonra Ufa’da yaşanmaya başlar.

 Herkes şunu iyi bilsin ki, diskoda nefsanî hazlardan başka hiçbir şey yoktur.  Bu da şeytanın bariz bir tuzağıdır. Urfalıların çoğu, belki de disko nedir bilmiyor. Onun için demokratik tepkilerini göstermiyorlar. Bence göstermelidirler.  Çünkü disko demek, kız-erkek karışık gençlerin yakın mesafede rak müziği eşliğinde delicesine eğlenmeleri demektir. Yanılıyorsam düzeltiniz lütfen.