Fethullahçı Terör Örgütü ( FETÖ ) ve yok olan hayatlar
1960 Yılında İzmir Kestane pazarında başlayan FETÖ terör örgütü serüveni, CIA ve MOSAD’ın destek ve yönlendirmesi ile “ Paralel devlet yapılanması ( PDY ) na “ dönüşerek gizli bir örgüt haline geldi/ getirildi.
FETÖ sıradan bir örgüt değil, her ne kadar Dini bir yapılanma gibi görünse de birden fazla İstihbarat servisinin bizzat yönetip, yönlendirdiği gizli bir servistir. Bunların en önemlileri de CIA ve MOSSAD ’tır.
Örgüt elemanlarını küçük yaşta ilkokul seviyesindeki zeki çocuklardan seçerek dini argümanlar kullanılarak adeta beyinlerini yıkadılar. O çocuklara istediklerini yaptırmak için Peygamber efendimizi ( S.A.V. ) kullanmaktan asla geri durmadılar. Her gece Efendimizi rüyasında görüyor ondan talimatlar alarak bu gencecik beyinleri adeta uyuşturuyor kendisine bağımlı birer robot haline getiriyordu.
Din kisvesi adı altında özel okullar, dersaneler, etüt merkezleri, yurtlar kurarak saf ve temiz Müslümanlardan Himmet adı altında para toplamaya, sadaka, zekât ve kurban derilerini toplayarak adeta bir holding haline geldiler. Adı Eğitim Kurumu olan bu yerler aslında birer Terör yuvası haline gelmişti.
Beyni Terör örgütü lideri, Fethullah Gülen tarafından uyuşturulan bu insan görünümlü haşhaşi robotlar, devletin bütün kademelerine bin bir türlü hile ve desise ile yerleştiler. Yine aynı yöntemler ile yetişen bu ibadet kısmı ülke ve bölge gözetmeden Hizmet adına bu terör örgütünün birer maşası haline gelmişlerdi.
İbadet kısmı bunu yaparken Ticaret ve İhanet çetesi de CIA ve MOSSAD’ın talimatları doğrultusunda Ülkenin altını oymaya çalışıyordu. Devlet onlarındı ve artık bir darbe ile bunu ele geçirmenin zamanı gelişti.
Tepedeki İhanet çetesinin talimatları ile Ticaret çetesi devreye giriyor. Ticari alanda onlara karşı çıkan kim varsa tehdit, şantaj ve kaset kumpasları ile bir bir susturularak bu alanın tek hâkimi haline geldiler. Hiç kimsenin bunlarla rekabet etme şansı yoktu, olamıyordu. Çünkü devletin içine sızmış haşhaşi çeteler vasıtasıyla her türlü baskı yapılmaktaydı.
Ananas ticareti adı altında Afrika’dan getirilen Altın ve Elmaslar Türkiye’nin birçok ilinde kendi adamları tarafından kurdurulan kuyumcular tarafından işleniyor sıcak para olarak piyasaya sürüyorlardı. Elde edilen bu helal kazanç (!) arazi ve İnşaat sektörüne aktarılıyordu. Hatta öyle ileri gittiler ki, onlara itaat etmeyen Himmet ( Haraç ) vermeyen saygın müteahhitleri önce “ iflas etti “ deyip elindeki dairelerin satılmasını önlemeye, sıkışan o iş adamının elindeki arazileri üçte bir fiyata almanın Ahlaksızlığını dahi gösterenler oldu.
Son 5- 10 yıl içinde hiçbir şeyi yok iken bir anda İŞADAMI ’na dönüşen bu çulsuzlar, Örgütün parası ile lüks evler arabalar alan, bağ ve bahçelerde keyif sürüp caka atanlar, bu yaptıklarının yanlarına kalacağını zan ederek, ocak söndüren insanları mağdur eden ülkeye ve millete ihanet eden bu hainlerden Devletimiz elbette hesap soracak ve kuyruklarını içeri alan Devlet, Baş’larını da bir bir alacaktır.
Yarın bugünden daha iyi olacak inşallah… Selam ve dua ile