FETÖ, Urfa'da Ruhban Okulunun açılması için çalışmalar yapmış

Darbe girişimi sonrası gözaltına alınan valileri ikisinin Şanlıurfa eski valisi olması gözleri bir kez daha Urfa'ya çevrilmesine neden oldu.

FETÖ, Urfa'da Ruhban Okulunun açılması için çalışmalar yapmış

 

Dinler arası Diyalogun baş mimarı FETÖ Terör Örgütünün lideri konumundaki Fethullah Gülen'in Şanlıurfa'ya özel ilgilinin nedeni ve özellikle Şanlıurfa'ya gönderilen valilerin FETÖ' sempatizanlarından seçilmesi nedeni yavaş yavaş ortaya çıkıyor.

URFA'DA RUHBAN OKULU AÇILMASINI İÇİN ÇABA SARFETMİŞ

Fethullah Gülen 9 Şubat 1998 de Papa'ya gönderdiği mektup da 81 vilayet içinde Urfa'nın ismini Papaya zikrederek... "Urfa'da Ruhban Okulu" açmayı teklif etmişti.

HEDEF 2000 YILIYMIŞ

Hedefi 2000 yılında Hristiyan, Yahudi ve Müslümanların bir arada olacağı ama her üç dinden olmayan FETÖ nesli yetiştirmek olduğunu mektubunda açıkça dile getiren Gülen o dönemde bunun alt yapısının oluşturulması için bölgeye kendi sempatizanı valileri göndermiş.

Gülen Papa'ya gönderdiği Mektubunda: "Üç büyük dinden liderlerin işbirliği ile ilki Washington DC'de olmak üzere muhtelif dünya başkentlerinde bir konferanslar serisinin gerçekleştirilmesini teklif ediyoruz. İkinci serinin zamanı için Hz. İsa'nın doğumunun 2000. yıldönümü ideal olabilir. Bir öğrenci değişim programı da çok faydalı olacaktır. İnançlı genç insanların birlikte eğitim görmesi birbirlerine yakınlıklarını artıracaktır. Öğrenci değişim programı çerçevesinde üç büyük dinin babası olduğu ikrar edilen Hazreti İbrahim'in doğum yeri olarak bilinen Urfa şehrindeki Harran'da bir ilahiyat okulu kurulabilir. Bu, ya Harran Üniversitesi'ndeki programların genişletilmesi suretiyle ya da üç dinin ihtiyaçlarını da temin edecek şümullü bir müfredata sahip bağımsız bir üniversite şeklinde gerçekleştirilebilir" diyor.

Neden Urfa?

Yahudiler uzun yıllardır, eski ismiyle Mezopotamya, yeni ismiyle GAP Bölgesi olarak bilinen bölge üzerinde hak sahibi olduklarını söyler ve bölgeyi kendileri için kutsal beldeler olarak kabul ederler. Bu nedenle Yahudiler, yıllar yılı ‘buraları nasıl elde ederiz ’in hesabını yapa durmuşlar. Tarih boyunca bu hayallerini gerçekleştirmek adına her türlü kirli oyun ve planlar yapmışlardır. Bu planların en büyüğü herkes tarafından bilinen Büyük Ortadoğu Projesidir. Bu proje kapsamında Şanlıurfa da bu önemli yerlerden birisidir. Büyük Ortadoğu Projesini hayata geçirmek için Yahudi lobilerinin Urfa Harran bölgesinden ciddi manada arazi alımları yaptıkları hep konuşuldu.

YAHUDİLERİ URFAYA İLGİSİ HİÇ BİTMEDİ!

Profilo Holding Genel Müdürlüğü yapmış Yahudi kökenli Nesim Levi,  1994 yılında,  "Türkiye`den İsrail`e göç eden Yahudi ailelerinin bir kısmı Türkiye`ye geri dönmeye ve Urfa yöresine yerleşmeye başladı." demişti. Şimdi birileri Şanlıurfa`da Yahudi olmadığını ve Yahudilere mülk satılmadığını tapu kayıtlarına bakarak iddia edebilir.  Sabetayistleri göz ardı ederek!..

 İyi de, kariyerini bütün dünyanın tanıdığı Nesim Levi yalan mı söyledi? Peki, Levi`nin bu açıklamasından 6 yıl sonra Şanlıurfa`nın göbeğinde, "Dinler ve Kültürler Parkı" adı altında 186 bin metrekarelik bir "Küçük İsrail" inşa edilmesi için İsrail`in, yahut adı Türk kamuoyu ile bir türlü paylaşılmayan meçhul Yahudi, Yahudilerin tam 20 milyon dolar ayırmış olmasına ne diyeceğiz? O günün Şanlıurfa Belediye Başkanı Refah Partili Ahmet Bahçıvan’dır. Şehrine 20 milyon dolarlık bir yatırım yapılıyor olması onu da mutlu eder ve daha sonra Erbakan Hocanın devreye girmesiyle Bahçiva'nında iyapılmasına taraf olduğu proje iptal edilir.

Başlar ve gördükleri karşısında irkilir

Çünkü Proje, Şanlıurfa`da bir kilise, bir de sinagog inşasını öngörmektedir. Başkan Bahçıvan, "İyi ama Urfa`da Yahudi yok ki!" diye projeyi kabul etmez.  Başkanı Ahmet Bahçivan, 20 milyon dolarlık bu yatırımı memleketine çekebilmek için bir şart öne sürer, "Tamam" der, "Sinagog olmasın, projeye onay veriyorum!"  ama işte o zaman da kazın ayağının öyle olmadığını görüyor. Kültür Bakanlığı yetkilileri 20 milyon doları hibe edecek dış kaynağın şartını açıklıyor:
"- Sinagog yoksa, para da yok!"

Gülen, Dinlerarası Diyalog ve FETÖ'cü Valiler!...

Nereden girdik nereden çıktı. Olay kısaca şu; Fethullah Gülen, Dinlerarası Diyalog, Arz-ı  Mav’ud  ve FETÖ'cü Valiler! Hiç biri birinden bağımsız değil bunların hepsi birer proje. Bütün bu bağlantılar tesadüf olabilir mi? Peki, 15 Temmuz darbe girişimini yapanlar Müslüman olabilirler mi? Bırakın Müslüman olmayı, insan olabilirler mi? İşte bunlar aklını, vicdanını ve dinlerini kiraya vermiş birer robottur. Etiketi ne olursa olsun…

Demek ki, Onların tüm planlarını altüst eden Allah bu ülkeyi ve bu memleketi korumuş..

(Mehmet Guli Aslan)