Fenerbahçe neyin peşinde? Spor ile uğraşacağına...
Yeni Şafak Gazetesi yazarı Ergün Yıldırım aile ve toplumsal kimlik kavramına kasteden cinsiyetsizlik söylemi ve Fenerbahçe kulübünün başlattığı toplumsal cinsiyet eşitliği propagandası hakkında önemli bir yazı kaleme aldı.
İşte Ergün Yıldırım'ın "Futbol oyununda oyun: Cinsiyetsizlik propagandasına dönüşen spor" başlıklı yazısı;
.
Toplumsal cinsiyet eşitliği ideolojisi bütün hızıyla devam ediyor. Güçlerle, egemenlerle ve kurumlarla kendisini dayatıyor. BM, bu konuda bütün gücünü sarf ediyor. Bütün fedakârlığını ortaya koymaktan çekinmiyor! Şimdi bir de büyük toplumsal kesimleri etkileyen ve harekete geçiren futbol kulüplerine el attı. Fenerbahçe futbol kulübünü toplumsal cinsiyet eşitliği çalışmaları için harekete geçiriyor. Slogan yine eşitlik elbette. Kadın ve erkek eşitliği değil sadece. Kadın ve erkek dışında yer almak isteyen, yani eşcinsel olmak isteyenlere de eşitlik talep ediliyor.
Toplumsal cinsiyet eşitliği propagandası ve kampanyası başlattı Fenerbahçe kulübü. Bugüne kadar bu kulüp hangi sosyal sorumluluk veya kültür programları yaptı? Bilmiyorum doğrusu. Mesela Suriyeli göçmenler, Filistinliler ve Kudüs ya da uzak Asya’da tsunami veya Balkanlarda boğazlanan Türklere ve Müslümanlara yönelik bir kampanyasını hiç duymadım. Ama bu kulübümüz şimdi kalkmış BM aklıyla toplumsal cinsiyet eşitliği kampanyası yapıyor. Aslında açıkça eşcinselliği savunuyor. Ya da cinsiyetsizlik seçeneğini. Eşcinsel sapmayı topluma eşitlik adı altında pazarlıyor.
Bu kampanya He For She sloganları ile yürütüyor. Elbette bunlar Batı’da üretilen eşcinsel hareketin sloganları. Yani dişil ve eril olanın dışında olanlar for ifadesini kullanıyorlar. Eşcinselliğin de üçüncü bir cinsel kimlik olacağını söylüyorlar. Oysa bütün bilimsel çalışmalar, kromozomların sadece eril ve dişil olmak üzere ikili gen olarak var olduğunu ortaya koyuyor. Ama bunların umurunda değil bu biyolojik gerçeklik. Kendi ideoloji ve kültürlerini bilim adı altında sunuyorlar. Herkesi eşitlik adı altında buna inanmaya çağırıyorlar. Buna karşı gelenleri de homofobik ve eşitliğe karşı olmakla damgalıyorlar.
Fenerbahçe, sahalarda toplumsal cinsiyet eşitliği rüzgârını estirecekmiş! Slogan bu. Propagandaya bakın! Eşitlik rüzgârı estirecekmiş! Kardeşim senin işin futbol, oyun. Buna neden ideoloji bulaştırıyorsun? Senin izleyici kitlende buna inanan var, inanmayan var. Senin işin futbol iken neden buna ideolojiyi karıştırıyorsun, propagandayı katıyorsun? Bu ülkeye mal olmuş büyük bir takımın bu tartışmaya çekilmesi ve bu tartışmaya sokulması hangi akıl ile izah edilebilir?
Fenerbahçe, bu topluma mal olmuş bir takım. Yüzyılı aşan bir geleneği var. Çok farklı kültür ve inanışlara sahip insanları kapsıyor. Muhafazakâr, sosyalist, liberal, milliyetçi… Bu kimlikleri futbol etrafında bir araya getiriyor. İnsanları etkileşime sokuyor bir oyun etrafında. Bu açıdan da değerli bir şey. Ancak şimdi toplumsal cinsiyet ideolojisinin söylemleri ve sembollerini işe katmaya kalkışıyor. Bunu yaparak ciddi sorunlara kapı aralıyor. Neden?
Çünkü futbol ideolojinin içine çekiliyor. Farklı inanç ve kültürler karşısında taraf olmaya başlıyor. Taraftarların farklı ideolojik ve kültür algılarını hiçe sayıyor. Bu da ciddi anlamda bütünleşme ve etkileşim sağlayan “oyun”un genel geçer işlevini parçalıyor. Bunun yerine “oyun” bir fikir ve ideoloji empoze etme aracına dönüşüyor. Bunun karşısında buna karşı olan veya bundan farklı düşünen taraftarlar tepki gösterecek. Oyunun ortaklığı etrafında bütünleşme yerine farklı cinsiyet beğeni ve fikirleri ile farklılaşacaklar. Çatışma potansiyeli oluşmaya başlayacak.
Fenerbahçe bütün bunların farkında mı acaba? Sahalarda eşitlik rüzgârı yerine çatışma rüzgârının tohumlarını ektiğinin bilincinde mi? Kadın ve erkekleri kucaklıyoruz, kadın ve erkek eşitliğini destekliyoruz deniyor ve arkasından da şu ifade patlatılıyor: “Öncü ve örnek olmak için HeForShe ile GÜÇLERİMİZİ BİRLEŞTİRİYORUZ”. Yani eşcinsellik ile birleşiyoruz, onu onaylıyoruz, onunla beraberiz deniyor. Önce kadın ve erkek eşitliği ile insan bilinci hazırlanıyor, sonra da arkasında eril ve dişil olanın dışında bir for ile cinsiyetsizlik öneriliyor. Eşcinsellerin simgesi eril ve dişil simgelerin içine yerleştiriliyor.
Futbolun sadece futbol olmadığını yeni bir olgu üzerinde yeniden görüyoruz. Oyunun dışına çıkan ve yeni bir ideoloji dayatan bir olgu olarak ortaya çıkıyor. Ancak bu toplumun çoğunluğunun kültürel ve inanç anlayışlarını dikkate almadan hareket ediliyor. Bu da ciddi yeni sorunların habercisi demektir.