Fatih Erbakan'dan Flaş Açıklama: 28 şubat kanalığına götürecek altılı masa'da Milli Görüş Yok
Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan, Altılı Masa’nın açıkladığı Ortak Mutabakat Metni’nin ülkenin ve vatandaşın gerçeklerinden kopuk olduğu gerekçesiyle eleştirerek, Türkiye’yi yeniden 28 Şubat’ın karanlık günlerine döndürmeyi vadetmektedir!’
Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan, Altılı Masa’nın açıkladığı Ortak Mutabakat Metni’nin ülkenin ve vatandaşın gerçeklerinden kopuk olduğu gerekçesiyle eleştirerek, “Bu metin askeri vesayeti geri getirmeyi, eski Türkiye’nin kısır çekişmelerini, çift başlı yönetim anlayışını ve ülkeyi yeniden 28 Şubat’ın karanlık günlerine döndürmeyi vadetmektedir.” İfadelerini kullandı.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, Ankara’da bir otel düzenlenen partisinin ‘İktidara Yürüyoruz’ temalı İlçe Başkanları toplantısında gündeme ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
‘En büyük sürprizi 14 Mayıs’ta yapacağız’
Yeniden Refah Partisi’nin, doğruya doğru, yanlışa yanlış diyen siyaset anlayışı ile, yeni kurulmasına ve tüm imkansızlıklara rağmen Türk siyasetinin en hızlı büyüyen ve en güçlü aktörlerinden biri haline geldiğini belirten Erbakan, asıl büyük sürprizi 14 Mayıs’ta yapılması planlanan seçimlerde yapacaklarını söyledi.
‘İktidarı da masa başındakileri de emekli edeceğiz’
Metal yorgunluğu yaşayan mevcut iktidarın emeklilik zamanının geldiğini, adaylık kavgalarıyla sık sık gündem olan altılı masanın da millete verecek bir şeylerinin olmadığını kaydeden Erbakan, halkın bundan dolayı her geçen kendilerine ilgisinin arttığını kaydetti.
‘6’lı masanın muatabakat metni askeri vesayeti geri getirmeyi vadediyor’
30 Ocak’ta Altılı Masa’nın açıkladığı Ortak Politikalar Mutabakat Metnini eleştiren Erbakan, ortaya konulan metnin ülke gerçeklerinden ve vatandaşın gündeminden kopuk olduğunu söyledi.
Erbakan şöyle devam etti:
“Bu metin askeri vesayeti geri getirmeyi vadetmektedir. Eski Türkiye’nin kısır çekişmelerini, çift başlı yönetim anlayışını ve ülkeyi yeniden 28 Şubat’ın karanlık günlerine döndürmeyi vadetmektedir. Genelkurmay ve kuvvet komutanları Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı olmayacak vaadi ülkeyi yeniden üniformalı vesayet rejimine döndürmekten başka bir anlam taşımıyor. Ekonomik krizin pençesindeki vatandaşlarımızın dertlerine derman ümidi veren bir tane bile somut teklifleri yok; vaatleri sadece “cek, cak” edebiyatı. Bakınız metinde diyorlar ki, “Enflasyonu iki yıl içinde tek haneye kalıcı bir biçimde indireceğiz. Beş yılın sonunda dolar cinsinden kişi başına milli gelirimizi en az iki katına çıkaracağız. Aşırı yoksulluğu sıfırlayacağız.” Bunları söylemek kolay da, neyi nasıl yapacakları, ‘hangi projeyle hangi kaynakla yapacaksınız’ bunlardan metinde eser yok.”
‘Metinde İstanbul Sözleşmesi’nin sinsi ruhu var’
‘Bu metinde toplumun temel yapı taşı aileyi kökünden dinamitlemek isteyen sinsi İstanbul Sözleşmesi’nin ruhu var’ diyen Erbakan,
“Metin boyunca sık sık Avrupa Komisyonu ve Avrupa Birliği sözleşmelerine ya da ‘uluslararası sözleşmelere kayıtsız şartsız uyma vaadi ifade ediliyor. Metinde “İstanbul Sözleşmesi”, “toplumsal cinsiyet”, “cinsel yönelim” gibi kavramları doğrudan kullanmasa da “Avrupa Konseyi’nin kurucu üyesi olmamız ve Anayasamızın gereği olarak, AİHS’ne ve Konsey’in diğer hukuki belgelerine uyum sağlayacak” maddesi İstanbul Sözleşmesi’ni geri getireceğiz anlamı taşıyor çünkü İstanbul Sözleşmesi Avrupa Konseyi sözleşmesidir. Zaten metinde ismi geçmese de, İYİ Partili bir Genel Başkan Yardımcısı açık açık söyledi. CHP’nin vaadi zaten hep buydu. Metinde İstanbul Sözleşmesi’nin ruh olarak yer almasının, isim olarak yer almamasının sebebini de herkes biliyor. Masadaki bir partinin, tabanı karşısında daha da güç durumda kalmaması için yapılmış bir ince ayar. O partideki Milli Görüşçü taban Yeniden Refah Partisi’ni dinliyor, hak veriyor ve ‘Bizim İstanbul Sözleşmesi’nde ne işimiz var diyor. İşte o seçmenin sesini kesebilmek için etrafından dolaşmışlar. ‘Şimdilik bu kadarını diyelim de, gerisine elimize fırsat geçerse hallederiz nasılsa.’ diye yazmışlar.” diye konuştu.
O masada Milli Görüş yok!
Ortak Mutabakat Metninde yer alan ‘Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefimizdir.’ maddesine de sert çıkan Erbakan, “Yahu 50 seneden beri Erbakan Hocamızın deyimiyle, ‘kapıya bağlamışlar sizi, istediklerini yaptırıyorlar’ içeri de sokmuyorlar. Hala daha akıllanmamışlar, hala daha Avrupa Birliği’nde ne ümitleri var. İşte bunların zihniyeti geçtiğimiz günlerde bir kez daha bütün kirliliği ile ikiyüzlülüğü ile bir kez daha ortaya çıkmadı mı? Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim yakılırken, yırtılırken ona koruma sağlamadılar mı ve buna da düşünce-ifade özgürlüğü demediler mi? Sonra kalkıp hâlâ Avrupa Birliği’ne girmekten bahsediyorsunuz! Yine bu Ortak Mutabakat Metni’nin bir yerinde hiç İslam’dan, hiç ahlak ve maneviyattan bahsedildiğini göremezseniz. Çünkü o masada Milli Görüş yoktur. Milli Görüş sadece ve sadece Yeniden Refah Partisi’ndedir!”
Ali Babacan’a ‘aferin’ tepkisi: Zihniyetleri ifşa oldu!
Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın tepki çeken ‘Avrupa bize aferin diyecek’ sözlerine de sert çıkan Erbakan, bu açıklamanın Altılı masanın zihniyetinin ifşası olduğunu söyleyerek şöyle devam etti:
“Masa başındakilerin hazırladığı bu metin ne İsrail teröründen, ne sözde müttefikimiz ABD’nin başımıza ördüğü çoraplardan, yanı başımızda Suriye sınırında terör ordusu ihdas etmesinden ne de Avrupa Birliği’nin ikiyüzlülüğünden Kur’an-ı Kerim’e yapılan saldırılardan bahsetmiyor. Tam tersine yaşananlardan ders almamış olacaklar ki Avrupa Birliği’ne tam uyumdan, Batıya tam entegrasyondan bahsediyorlar. Nitekim metnin açıklanmasından sonra masanın küçük ortaklarından bir partinin Genel Başkanı çıktığı bir TV programında şu cümleleri söyledi: ‘Avrupa görecek, aferin Türkiye diyecek’ Masa başındakilerin zihniyetini ifşa eden bu açıklama son derece manidardır. Avrupa’nın bize aferin demesi için can atan bir anlayış bir yapı!”
‘Erdoğan’ın adaylık tartışmalarına çok takıldılar’
Bir gazetecinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın adaylığına ilişkin tartışmaları da değerlendiren Erbakan, "Herkesin kendi gücüne, çalışmasına odaklanması ve kim aday olursa olsun, ‘karşımızda Sayın Cumhurbaşkanı da olsa biz bu seçimi kazanırız’ anlayışıyla çalışmasını sürdürmesi lazım. Bu konuya çok fazla takıldılar. Halbuki 'Sayın Cumhurbaşkanının karşısına kim çıkarsa çıksın, Sayın Kılıçdaroğlu da olsa, bir başka aday da olsa biz rahatlıkla Millet İttifakı olarak seçimi kazanıyoruz, sorunumuz yok' diyorlardı. Şimdi nedense bozuk plak gibi başa sarıyorlar. Artık seçim takvimi başladı. YSK'nın vereceği karara herkesin saygı duyması gerekecek. O kararı beklemek ve bu tartışmayı çok uzatmamak lazım." dedi.