Fakıbaba Belediyesi dayatma mantığından vazgeçmelidir (!)
Şanlıurfa belediye başkanlığına seçildikten hemen birkaç ay sonra; inatçılık ve dayatmacılığa başlayan Sayın Ahmet E. Fakıbaba, tüm uyarılara, tepkilere ve protestolara kulaklarını tıkayarak tam bir vurdumduymazlık örneği sergilemiştir.
Ak partide başkan seçildikten sonra İlk 3–5 ayın akabinde parti teşkilatı ile ters düştü, seçildiği partideki vekillerle ters düştü, valiyle, kamu kurum amirleriyle ve müdürleriyle ters düştü.
Yaptığı yanlış projeler ve yanlışta ısrar etmesi üzerine neredeyse tüm resmi organlarla ters düştü. Barışık bir çalışma ortamı, barışık bir siyaset dili hiç olmadı.
Dolmuşçu Esnafını hep ezdi. 3–4 Yıl önce -aynı belediyenin- elindeki otobüsleri rantabl olmadıkları/gelir getirmediği gerekçesiyle satarak şehir içi ulaşımı tamamen özel sektöre, özel halk otobüsçülerine devreden belediye; bugün trafiğe 26 araç sokarak gerginlik çıkarmaya sebebiyet vermiştir.
Belediyenin tabiî ki araç almaya, kiralamaya ve hizmete sokmaya hakkı vardır. Bunu yapmalıdır fakat vatandaşı mağdur etmeden, dolmuşçuyla polisi karşı karşıya getirmeden bunu yapmalıdır. Çözüm yolu bularak kimseyi mağdur etmeden bunu yapmalıdır.
Biz halka hizmet ediyoruz diyerek gerginlik çıkarmaya, dolmuşçularla polisi karşı karşıya getirmeye hakkı yoktur Sayın Fakıbabanın. Meseleyi uzlaşı yoluyla çözerek ne yapacaksa yapmalıdır. Çıkıp hamasi nutuklarla, afakî ve yuvarlak siyasi laflarla vatandaşların kafalarını karıştırmaya hakkı yoktur. Çünkü uzlaşmadan, anlaşmadan, Dolmuşçuların haklarını korumadan ben yaparım olur mantığı sakat bir mantıktır.
Dolmuşçulara önce yüksek rakamlarla (500–600 bin TL ye) hatlar satıldı, daha sonra o hatlar pasifize edildi, alt yapısını hazırlamadan güzergâh sorunu, ardından dolmuşçu esnafıyla sorunu halletmeden, uzlaşamadan belediyeye otobüsler getirildi.
Şanlıurfa belediyesi bugün gelinen noktada ağır vergilerle, gereksiz ve aşırı sıkmalarla esnafı canından bezdirmiştir.
Bakın esnaftan aldığı reklâm ve çevre temizlik vergisi tam bir soygunluk işi. Şanlıurfa belediyesi esnafın ortağı değildir. Bir esnaf cama yazdığı yazılar için ‘beş altı yüz’ lira (eski deyimle 500- 600 yüz milyon) Reklâm ve çevre temizlik vergisi vermek zorunda kalıyorsa burada ciddi bir sorun var demektir.
Ahmet E. Fakıbaba başkanlığında ki Şanlıurfa belediyesi, belediyeye bir kazanç/gelir, katkı mı almak istiyor, yoksa esnafı soymak, kazancına ortak mı olmak istiyor.
Açıkçası esnaf kan ağlıyor ve kimse durumdan memnun değil. Hem nasıl memnun olsunlar ki; belediye esnaftan reklâm parası olarak gelir amaçlı, belediye kasasına katkı olsun diye az bir miktar vergi almak yerine ‘astronomik’ bir rakamla adeta esnafın kazancının bir kısmını almaktadır. Oysaki vergiler esnafı ve halkı ezmemelidir. Zor durumda, ödenemeyecek durumda bırakmamalıdır.
Bu kararları alan ve altına imzalarını atanların ya esnafın durumundan haberleri yoktur. Yâda esnafa zarar ettirmek istiyorlar. Öyle ya, kenar mahallede küçük bir işletmesi, mağazası olan ve zar zor kirasını çıkaran bir esnaf; iş yerinin camına yazdığı bir yazı için karşılığında hiçbir geliri olmamasına rağmen astronomik bir rakamla belediyeye ödeme yapmak zorunda bırakılıyorsa; ‘bu dayatmadan başka bir şey değildir.’
Geçmiş dönemde de Fakıbaba başkanlığında ki Şanlıurfa belediyesi eski otogarın yerini satmakla Urfa ya çok büyük bir kayıp sağlamıştır. Otogarı uygun olmayan yerde inşa ederek yanlış iş ve projelere imza atmasını sürdürmüştür.
Bana farklı kişiler tarafından defalarca şikâyet edilen bir konu daha var. Yazmam ve köşemde dile getirmem için bana söylenen zabıta sorunu da şudur:
Şanlıurfa belediyesi, bünyesinde çalışan ve zabıta olmadıkları halde geçici görevle görevlendirdiği kadrosuz işçilere zabıta kıyafeti giydirip çarşı pazara salıyor. Bu geçici personelin imza yetkisi yok. Zabıta olma durumları yok. Zabıta gibi görünüyorlar ama belediye kanunlarına göre zabıtaların sahip oldukları hiçbir hakka sahip değiller.
Eğer zabıta ihtiyacı varsa ki var. O halde belediye kanunlarına uyarak yeterlilik durumlarına göre ihtiyacı kadar zabıta almalıdır. Şanlıurfa belediyesi bünyesinde işçi kadrosunda ve ilkokul mezunu olup ‘zabıta komiseri,’ ‘zabıta amiri’ olarak görev yapanlar bile var.
Bunun yanı sıra üniversite mezunu olup geçici veya şirket elemanları da bu ilkokul mezunları olan ve aslında belediye tüzüklerine göre zabıta olamayanların emrinde ve onların sahip oldukları hiçbir hakka sahip olmadan görev yapmak zorunda bırakılanlar var.
Uzun lafın kısası; Şanlıurfa belediyesi kendi görevini layıkıyla yerine getirmiyor. Vatandaşlarını ve esnafını eziyor. İşçilerine hak ettikleri konumu vermiyor. Ağır vergilerle esnafı zor durumda bırakıyor. Verdiği kararlarla, yaptığı yanlış icraatlarla gerginlik ve kargaşa çıkarıyor.
Her sözünde ben Urfalıların emrindeyim diyen Sayın Fakıbabanın bu konuda samimi olmadığı aşikârdır. Kendisini ve ekibini samimi olmaya, esnafa, dolmuşçulara ve zabıtaya yaptıkları bu dayatmalara son vermelerini tavsiye ediyorum. Selam ve dua ile…