Eyvan derneğinden muhteşem gece

Eyvan derneğinden muhteşem gece

 

Şanlıurfa merkezli Eyvan Derneği/Dergisinin düzenlediği şenliğe Dursun Ali Erzincanlı’nın şiirleri, Bayram Büyükoruç’un İlahileri ve Grup Dergah’ın mevlidi ile Şanlıurfalıları coşturdu.

Şehitlik Çamlık aile çay bahçesinde düzenlediği geceye AK Parti İL Başkanı Av. Ahmet Düşünür, AK Parti yöneticileri Fevzi Demirkol, Mehmet Canpolat, Ömer Faruk Gürkan, İsa Kızıldemir, Hakan Güllüoğlu, Mehmet Büyükfırat, İsa Güneş, Merkez ilçe başkanı Mustafa Zahit, Tümsiad başkanı Mehmet Sadık Sade ve yaklaşık 2500 kişi katıldı.

Gecenin sunuculuğunu yapan Serdar Tuncer, Osmanlı tarihinden verdiği örneklerle ve anlattığı fıkralarla katılımcılara keyifli anlar yaşatırken, Açılışı Murat Çiçek’in okuduğu Kur’anı Kerim’le program başladı.

Şanlıurfalı Bayram Büyükoruç’un söylediği ilahilerle salondakileri coşturdu. Ardından Dursun Ali Erzincanlı sahne aldı. Erzincanlı’nın okuduğu şiirle salondakiler duygulu anlar yaşadılar. Gecenin sonuna doğru grup dergahın okuduğu mevlitle son buldu.

 

İşte Dursun Ali Erzincan’lın okuduğu ve salondakilerde duygulu anlar yaşattığı UHUD şiiri;

 

Günlerden cuma...

Uhuta gelenler var.

Medine yolu toz duman...

Uhuta gelenler var.

Bir dağılsa da şu hava,

Görsek Medine-i Münevvereden Uhuta gelenleri.

Bir görsek Allah Rasulünü

Ve eroğlu erleri...

Bakın göründüler işte;

Atının üzerinde evrenin efendisi!

Cihanın gözbebeği!

Uhutun sevgilisi!

Sağında ve solunda ashab-ı güzin

Önündeyse iki üveyk yürüyor;

Biri Sad bin Muaz,

Diğeri Sad bin Übade.

Allahım bu ne edep

Atlarının bile başı yerde...

Bakın şu iki gence!

İkisi de onbeşinde...

Şu kısa boylu olanı Rafi bin Hadic!

Parmaklarının ucuna basıyor ki

Boyu uzun görünsün!

İyi ok attığı söylenince

İzin veriyor efendimiz.

Diğer gençse Semüre bin Cündüp...

Ağlayarak peygamberinin yanına gidiyor.

Ya rasulallah! diyor,

Rafiye izin verdiniz. Bana niye izin yok?

Ben rafiyi güreşte yeniyorum.

Efendimiz tebessüm buyuruyorlar.

Ve bu iki ana kuzusuna güreş tutturuyorlar.

Semüre Rafiyi yenince güreşte,

Fahr-i kainat ona da izin veriyor.

Günlerden cumartesi...

Uhuda gelenler var.

İşte Ayneyn Tepesi-Okçular Tepesi-

Başlarında Abdullah bin Cübeyr

Sultanı dinliyorlar.

Düşmanı yendiğimzi görsenizde

Size haber vermedikçe, adam göndermedikçe

Yerlerinizden ASLA ayrılmayın!

Kuşların cesetlerimizi kapıştıklarını görseniz dahi

Ben size adam göndermedikçe

Yerlerinizden asla ayrılmayın!

İki ordu da hazır...

İki ordu da harp nizamında...

Ve Uhudun kalp atışları dışında yeryüzü nefes bile almıyor!

Sessizliği bozan Kureyşin Sancaktarıdır.

Söylediği her söz küfür kokulu...

Benimle çarpışmaya er meydanına kim çıkar!

Bu bir meydan okumadır.

Cevapsa bir çift ayak sesi...

Gözler Uhud toprağında yürüyen bu ayaklarda...

Kime ait bu adımlar ki bastığı toprak ALLAH diyor!

Ve Esedullah namıyla Hz. Ali(R.A.) yürüyor.

Birkaç saniye, bir tek hamle...

ALLAHın(C.C.) Arslanı dimdik ayakta

Kureyşin sancağı ise yerde...

Ardından bir başkası yükseltiyor sancağı

Ama bilmiyor ki bu defa kim var Uhud meydanında

Gökyüzünde yıldırımlar

Yeryüzünde Hamza var.

Asıl şimdi başladı Uhudun türküsü.

Tam üç katı düşmanla Peygamber(A.S.M) ordusu

Göz göze ve diş dişe.

Uhudda yiğitler var.

İşte: Ebu Lücane...

Kılıcın üzerinde bir yazı

Korkaklıkta ar

İlerlemekte şeref var!

İşte: Musab bin Umeyr...

Zırhını giyinince

Nasılda Peygambere(A.S.M.) benziyor.

Ve döne döne savaşan Hz. Hamza...

Ben Allahın(C.C.) Arslanıyım diyor!

Ebu Katadeye bakın.

Bakın bir ok fırlıyor müşrik yayından

Bir havayı yara yara geliyor.

Hedefte Rasulullah(A.S.M.) var.

İşte: Ebu Katade...

Okun Fahr-i Kainata(A.S.M) doğru gittiğini görünce

ALLAHı(C.C.) andı önce

Ve uzattı başını!

Ok Katadenin gözüne saplandı.

Uhudda yiğitler var...

Şirk ordusunu bozguna uğratan...

Ömer bin Hattaba bakın

Gözleri çakmak çakmak...

Ama telaş var yüzünde Hz. Ömerin(R.A.)

Bu ne hal ey Ömer...

Düşman hüsran yaşarken

Zafer kaznılmışken

Bu ne hal ey koca Ömer!

Niçin okçular tepesine bakıyorsun?

Neler oluyor orda?

Niye iniyor okçular Ayneyn Tepesinden?

Allah Rasulü(A.S.M) haber vermeden niye iniyorlar?

Ey Abdullah bin Cübeyr!

Durdursana okçuları!

Durun, Allah(C.C.) aşkına durun!

Arkanızdan düşman geliyor, inmeyin yerinizden.

Sahabe sendeliyor inmeyin yerinizden.

Kainat yalvarıyor inmeyin!

Sultanlar Sultanını(A.S.M) incitecekler, inmeyin!

 

Peygamber(A.S.M) ordusu iki ateş arasında...

Efendimizin(A.S.M) etrafında on beş sahabe...

Bakın, mübarek elleri Rasulullahın(A.S.M.)

Yüzüne kapanıyor!

Kainatın affı için semaya kalkan eller

Şimdi kan içinde!

Yetiş Ey Ebu Ubeyde!

Nur saçan yüz kan içinde!

 

Zaman donuyor sanki,

Ve dudaklarının arasından birşey düşüyor.

Kıpkırmızı bir yakut gibi

Peygamberin(A.S.M.) mübarek dişi!

Uhud Dağını bir titreme alıyor.

Zaman donuyor sanki,

Ve gökler yırtılıyor!

Uhud Dağını bir titreme alıyor!

Kimse Uhuda ilişmesin.

Çünkü bir ses geliyor altı yerden!

Muhammedin(A.S.M.) dişi yere düşmesin!

Ve Cibril-i Emin yaratıldığı günden beri,

En hızlı inişiyle iniyor!

Çünkü altı yönden bir ses geliyor!

Yere düşmesin Muhammedin(A.S.M.) dişi!

 

Kara bulutlar çöktü Uhuda!

Bir ses ortalığı velveleye verdi:

Muhammed(A.S.M.) öldürüldü!

Muhammed(A.S.M.) öldürüldü!

Eğer O(A.S.M.) öldürüldüyse ben niye yaşıyorum!

Diyen Enes bin Nad atıdı küfrün alevleri arasına!

Artık yaşlı gözler Sevgiliyi(A.S.M.) arıyor.

Kab bin Malik Hz. sesi duyuldu:

Rasuluh(A.S.M) yaşıyor,

Allah(C.C.) ın Rasulü(A.S.M.) yaşıyor,

Onu(A.S.M.) miğferinin arasından ışıl ışıl parlayan gözlerinden tanıdım.

Habibullah(A.S.M.) yaşıyor.

Onu(A.S.M.) şefkat dolu gözlerinden tanıdım.

 

Ashab-ı Güzinin sevincine bir bakın!

Uhudun sevincine bir bakın!

Hz.Hamza duydu ya bu yeter!

Rasulullah(A.S.M.) yaşıyor ya bu yeter!

Yine daldı Hamza Kureyşin dalgalarına!

Ama savaşırken bir ara sendeledi Hamza.

Ve boşlukta bir mızrak belirdi.

Ey Hamza! Uhudu her anışımızda kaç mümin girmek ister mızrakla senin arana?

Kaç mümin keşke ben öleydim, keşke mızrak benim sineme saplansaydı der?

Ama Şehidlerin Seyyidi sensin!

Şehidlerin Efendisi sensin!

Uhudda şehidler var...

Şehidlerin Seyyidi Hamza var Uhudda!

Rasul-i Zişanın(A.S.M.) gözlerinden boşalan yaş,

Hamzayı yıkar gibiydi!

Fahr-i Kainat(A.S.M.) hiç bu kadar elem duymamıştı!

Hiç bu kadar üzülmemişti!

Ve amcasına hiç böyle seslenmemişti:

Ey Rasulullahın(A.S.M) amcası Hamza;

Ey Allah(C.C.) ın ve Rasulünün(A.S.M) Arslanı Hamza;

Ey hayırlar işleyen Hamza;

Ey Rasulullaha(A.S.M) koruyucu olan Hamza;

Allah(C.C.) sana rahmet etsin!

Eğer senden sonra yas tutmak gerekseydi;

Sevinmeyi bırakıp sana yas tutardım!

Ve bir ayet yankılanıyor Ahzab dağında:

(Bismillahirrahmanirrahim-Rahman ve Rahim olan Allahın adıyla!)

Müminlerden öyle yiğitler vardır ki,

Onlar Allah(C.C.) a verdikleri sözde sadakat gösterdiler.

Onlardan bazıları şehid oluncaya kadar

çarpışacağına dair yaptığı adağını yerine getirdi.

Kimisi de şehid olmayı bekliyor.

Onlar verdikleri sözü asla değiştirmediler. 

 

Ömer ASLAN / www.balikligol.com