Şeyh Şahabettin ve arkadaşlarının mezarlıkları yapıldı

İttihat ve Terakki zihniyeti tarafından idam edilerek katledilen Şeyh Şahabettin, Molla Selim ve Seyit Ali'nin kaybolmaya yüz tutmuş mezarlıkları yeniden yapıldı.

Şeyh Şahabettin ve arkadaşlarının mezarlıkları yapıldı

İttihat ve Terakkiye karşı Kürdistan coğrafyasında ilk İslami kıyamı başlatan Molla Selim, Şeyh Şahabettin ve Seyit Ali için kabirlerinin bulunduğu Bitlis Seyitava bölgesinde; Dini, Tarihi ve Kültürel Önem Taşıyan Mekanları Araştırma, Tanıtma Yaşatma Vakfı (AHSEN) tarafından mezarlık yapıldı.

8 Mart 1914 tarihinde İttihat ve Terakki zulmüne karşı başlattıkları İslami kıyam neticesinde yakalanarak idam edilen Şeyh Şahabettin ve arkadaşları için yapılan mezarlıklar her gün onlarca insan tarafından ziyaret ediliyor.

Bakımsızlıktan kaybolmaya yüz tutmuş mezarlar yeniden onarılarak daha güzel bir görünüme kavuşturuldu. Çevre düzenlemesinin yapıldığı mezarlığın etrafı isnat duvarıyla örülmüş, mezarlık içinde, gelen ziyaretçilerin namaz kılacağı bir mescit inşa edilmişti. AHSEN Vakfı tarafından inşa edilen mezarlık, 2015 yılında halkın ziyaretine açıldı.

Kıyamın süreci

1914 yılında Bitlis’in Hizan ilçesinde Molla Selim, Seyyid Ali ve Şeyh Şahabettin’in önderliğinde, İttihat ve Terakkiye karşı başlatılan İslami kıyam kanlı bir şekilde bastırıldı. Kıyamın bastırılması emrini veren İttihat ve Terakkiciler, oluşturdukları büyük bir orduyla kıyamı bastırarak yakaladıkları kıyam önderlerini Gökmeydan’da idam sehpasına çıkardı.

Şeyh Şahabettin ve arkadaşlarının idam edilmesi bölge halkı arasında büyük bir infiale neden olmuş, halkın İttihat ve Terakkiye karşı öfkesi daha da artmıştı. Molla Selim ve arkadaşlarının idam edildiği gün, halkın ifadesine göre seyit Ali’nin ipi iki kez kopuyor, ardından üçüncü kez idam ediliyor. İdam edilen kıyam öncülerinin naaşları, halka korku salmak için idam sehpasından günlerce indirilmiyor.

1960’lı yılara kadar Gökmeydan da bulunan bu zatların naşı, 1965’li yıllarda halkın yoğun katılımıyla buradan alınarak Bitlis merkeze 15 kilometre uzaklıktaki Seyitava bölgesine götürülerek defin ediliyor. Naşının kabirde çıkarılırken görenlerin ifadelerine göre, cesetler idam edildiği günkü gibi bozulmadan, kefenleri dahi toz tutmadan kaldığı belirtiliyor. Hala halkın hafızasında tazeliğini koruyan Şeyh Şahabettin, Molla Selim ve Seyid Ali’nin kahramanlıkları ve uğradıkları zulüm bölgede dillendiriliyor. 1943 yılında Beyrut’ta çıkan “Roja nû” gazetesinde yayınlanan şu Kürtçe dörtlükler kıyamın nasıl bastırıldığını gözler önüne seriyor:

“Hey felekê, sed car hawar felekê, 

Hawar dikim tu dey nakî

Hey felekê sed car hawar felekê.

Ehlê romê li hev civîyane

 

Xwendin fermana seyîdan e.

Dayika şêxa tu bilezîne

Xurca zêra bi xwe r’ hilîne

Her stembolê li têla xîne;

 

Têla li ser têla tu bisîne

Hedîkê ji waliyê re bisîne;

Belki hefwa mala xewis bîne;

Van seyida nexeniqîne;

 

Ez çum Bedlisê gelî bi gelî

Jê derxistin cotik welî

Girtin şêx Şahabedîn Seyid Elî

 

Avêt bi darê de.

Şerît qetîya ji alî xwedê de

Xîret nema di islamê de.

Hey felekê sed car hawar felekê” (Şükrü Tontaş- İLKHA)