Esed rejimine 3 ay ömür biçildi

Dostlar Meclisi 33. Toplantısını yine Fatih Belediyesi Topkapı Sosyal Tesisleri’nde gerçekleştirdi. Toplantıya her zamanki gibi yine siyasette, bürokraside, yargıda, ekonomide, medyada ve çeşitli alanlarda ülke genelinde tanınmış isimler katıldı.

Dostlar Meclisi’nin kurucularından ve geceyi organize eden Remzi Yedikardeş’in kısa bir selamlama konuşmasından sonra söz alan İstanbul Müftüsü Doç.Dr.Rahmi Yaren, müminlerin birbirlerinin velisi olduğunu söyledi. Müslümanların birbirlerine yardımcı olmasını, sahip çıkmasını isteyen Doç.Dr.Yaren, “Kim bir Müslümanın sıkıntısını giderirse, Allah da, kıyamet gününde onun sıkıntısını giderir” dedi. Müftü Yaren, huzurlu olmak için toplumun da huzurlu olması gerektiğini bunun için sadece ailemize değil bütün çevremize yardımcı olmamız gerektiğini sözlerine ekledi.

DARÜLACEZE’NIN KURULUŞU

Darülaceze Müdürü Nevzat Bayhan da, “Birlikte yaşamanın sırrı” konulu konuşmasında, Darülaceze’nin kuruluş amacı ve süreci hakkında bilgi verdi. Kuruluşun 1877 Osmanlı-Rus Savaşı’na kadar uzandığını belirten Bayhan, şöyle devam etti: “Bu savaşın ardından göçler başlamış ve 1877-1879 arasında İstanbul’a dört yüz bine yakın göçmen gelmiştir. Sokaklarda evsiz, barksız, hasta, kimsesiz çocuk ve dilenciler artmıştır. İstanbul’daki dilencileri, sokaklarda başıboş gezen kimsesiz çocukları, cami avlusunda yatan kimsesiz alilleri bir araya toplayıp ıslah ederek sanat sahibi yapmak, kimsesizlerin son ömürlerini huzur içinde geçirtmek maksadıyla zamanın padişahı Sultan II. Abdülhamid Han bir darülaceze (düşkünlerevi) kurulmasını ferman ile emir buyurmuştur. Sultan II. Abdülhamid Han, Darülaceze’nin kuruluş masraflarını karşılamak üzere özel eşyalarını müzayedeye çıkarttırarak 7.000 altın lira gelir sağlamıştır. Bununla birlikte 10.000 altın lira da nakit olarak bağış yapmıştır. Darülaceze’nin açılış resmî küşadı 31 Ocak 1896 tarihinde yapılmıştır.”

MAZLUMLAR TÜRKİYE’DEN MEDET UMUYOR

Suriyeli Dr. Nezir Alın ise, 2 yıldan beri ülkesinde yaşanan drama dikkat çekti. Birçok ülkenin Suriye’nin yok edilmesi için birleştiğini vurgulayan Dr.Alın, “Türkiye Hükümeti olmasaydı Suriye halkı yok edilecekti” dedi. Türkiye’nin, asaleti nedeniyle bütün dünyaya karşı tek başına Suriye halkının yanında durduğunu belirten Nezir Alın, “Bugün dünyada nerde bir mazlum varsa Türkiye’den medet ummaya başlamıştır.” şeklinde konuştu.

Dr.Nezir Alın şöyle devam etti: “Suriye’de yaşanan katliam dünyada yaşanan katliamlardan çok daha kötü durumda. Çünkü Suriye’de halk kendi silahıyla vuruluyor. 2 yıldır çetemsi bir saldırı var. Esed rejimi önce kaleşnikoflarla saldırdı. Sonra tank, sonra da uçaklarla halkının üzerine bomba yağdırdı. Yetmedi uzak menzilli füzelerle halkının üzerine ölüm yağdırdı. Bu fützeleri uzaktan atıldığı için şaşırma mesafesi 1 kilometreye kadar çıkabiliyor. Sivil halka karşı böyle acımasız bir saldırı olur mu?

SURİYE HALKININ KAZANIMI

Suriye’de mücadelenin artık sonuna yaklaşıldığını ve Esed rejimine 3 aylık ömür biçildiğini savunan Dr.Nezir Alan, “Suriye halkı 40 yıldan beri kirlenmişti, korkmuştu. Şimdi temizlendi, cesaretlendi. Halkın en büyük kazanımı işte bu oldu. Suriye halkının arzusu şu; Osmanlı ruhunu tekrar oraya yerleştirmek” dedi.

Gece, ilahi ve Kuran-Kerim tilavetiyle sona erdi.

www.balikligol.com