Ermeni Soykırımı Var, Diyenlere Bak!..
Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan önce meydana gelen Ermeni olayları, o günden bu güne hep tartışıldı. Konu "Türkiye Ermenilere soykırım yapmış" iddiası.
İddiayı ortaya atan Ermeni diasporasıdır. Bu iddiayı kuvvetle destekleyenler ise; tarih'leri kan ve gözyaşı üzerine inşa etmiş ve hala kan ve vahşetle beslenen soykırımcı batı ülkeleridir. Onlar sadece insanların soyunu kırmakla kalmadılar, hayvanlara bile soykırım yaptılar. Doğaya bıraktıkları zararlı atıklarla dünyamızı kirleterek, tüm varlıkları soykırıma maruz bıraktılar.
Başta Amerikan olmak üzere emperyalist ülkeler Irak'ta, Afganistan'da, Çeçenistan'da, Filistin'de, Lübnan'da, Keşmir'de ve diğer birçok bölgede hala tüm canlılara karşı soykırım uygulamaya devam ediyorlar. Şimdi, bütün bu pisliklerine bakmadan Türkiye'yi Soykırımla suçluyorlar.
Zaman Gazetesinde Hamdullah Öztürk Yazmıştı: "Bir minibüs şoförü, söz trafik terörüne gelip de kurallar, kaideler denilince, eğildi ve kapı ile koltuk arasından, beyzbol sopası gibi düzgün olmasa da o ayarda bir sopa çıkardı. Şöyle bir kasıldı ve sırıtarak: 'Ne kanunu, ne kuralı! Bakın anayasa burada.'
Şimdi dünyada kural, yasa, kanun, diye var olan her şey "sopa"nın alt kollarıdır. hele ülkeler arası geçerli tek kural "sopa"dan başkası değil!..
Bunlar, bin yıl birlikte yaşadığımız, "kavm-i sadıka" olarak adlandırdığımız Ermenileri önce kışkırtarak Müslüman komşularına saldırdılar, sonrada Napolyon'un başvekili Compte de Montauban 'a, "Üç yüz senedir siz dışarıdan, biz de içeriden yıkmaya çalıştığımız halde bir türlü yerinden sarsamadık!..." diyen Keçeci-zade Fuat Paşa'ların eli ile Ermenileri tecrit ettiler. Şimdi de faturayı bize çıkarma çabasındalar…
Siyonizm fikri bir ürünü olan Fransa Devrimi'nin yaydığı Irkçılık belası, yine Siyonizm için "arz-ı mev'ûdun" (Vaat edilmiş Topraklar) olarak söylenen bölgede bulunan hiçbir ırka rahat vermedi. Bu bölgede var olan çeşitli din ve ırklara mensup, Ermeniler, Süryaniler, Kürtler, Türkmenler, vs… milletler, çeşitli ulusal ve uluslararası oyunlarla hep huzursuz edildi, hep tecrit edildi, hep göçe zorladı. Hala da bu çabaları son bulmuş değil…
Yani, burada yapılmak istenen aslında Ermenilerin hakkını savunmak falan değil. Siyonist ve Emperyalist sistemlerinin devamını sağlayacak, kan ve gözyaşı ihtiyacını karşılamak için bölge halklarının bir birine kırdırma çabalarıdır. Yoksa mayaları soykırımla yoğrulmuş ülkeler neden soykırımı ayıplasınlar ki!..
Benim çok sevdiği bir fil hikâyesi var isterseniz yazımızı onunla noktalayalım. "Filler çok geniş vadilerde yaşasalar bile, her gün kullandıkları yoldan gidip gelirler. Fil avcıları da, fillerin geçeceği yolu derince kazar, üzerini ince bir tabakayla örterler ve en önde yürüyen filin kazılan o çukura düşmesini sağlarlar. Fil avcıları siyah elbiseler içerisinde, yüzleri maskeli olarak gelir, çukurda çırpınan fili kırbaçla dövmeye başlar. Birkaç gün hiç yiyecek vermezler. Birkaç gün sonra aynı avcılar, beyaz elbiseler içersinde, filin sevdiği yiyeceklerle gelirler ve filin karnını doyururlar, hortumunu, yüzünü gözünü okşarlar. Sonra da çukurun önünü kazarak fili oradan çıkarırlar ve filin hortumundan tutarak, kendi fil damlarına götürürler ve fili ölünceye kadar işlerinde kullanırlar."
Her gün bir kişi-zümre tarafından çukura düşülen bu bölgende yaşayan milletler, ayılmasalar daha çok kadar kullanırlar…