Erkeklere uygun kıyafet seçme tüyoları
için kocalarının şık kıyafetlerle gezmesine izin vermediğini ve erkeklerin yanlış kıyafet seçtiğini söylüyor
GÖKALP'TEN SONBAHAR-KIŞ ERKEK GİYİM TÜYOLARI
Blazer ceket ve flanel pantolonların bu kışa damgasını vurduğunu belirten Kağan Gökalp, blazer ceketi erkeklerin Tom Ford'un ifadesiyle, "Düğünden cenazeye kadar giyilebilecek bir emniyet giysisi" olarak gördüğünün altını çiziyor. Blazer ceketin hemen her tür pantolon ile giyildiğini vurgulayan Gökalp, "Burada erkeklerin dikkat etmesi gereken nokta, pantolonlarının bedenlerine oturmasıdır. Özellikle blazer ceketi bir kot pantolon ile kombinlemeyi düşünürlerse, pantolonun dar kesim ve dar paça bir seçim olmasına özen gösterilmesi gerekiyor. Tabii bunun için erkeklerin fit bir bedene de sahip olmaları şart." açıklamasını yapıyor.
2010 sonbahar-kış gömlekleri ise şık ve zarif. Lacivert bir blazer cekete en yakışan renklerin beyaz ve mavi olduğuna dikkat çeken Gökalp, "İki rengin kombinasyonuyla tasarlanan gömlekler en şık olanlarıdır. Örneğin beyaz zemin üzerine mavi dikey çizgili gömlekler her zaman için en uygun olanlar sıralamasında birinci gelir. Yaka ve manşetleri beyaz, düz mavi gömlekler de erkeği şık ve zarif gösterir. Yine mavi-beyaz pötikare gömleği erkekler rahatlıkla giyebilirler." değerlendirmesini yapıyor.
Çorap ve kravatlarda en önemli konu renk uyumuymuş. Gökalp bu dönemde füme pantolonun altına siyah ya da bordo ayakkabıların tercih edilebileceğini söylüyor. Kahverengi veya çok açık olmayan tabanın da tercih edildiğini belirten Gökalp, "Ancak onu en son seçenek olarak düşünmekte fayda var. Koyu renk jean'in altına kahverengi çok yakışır. Siyah ayakkabıya siyah çorap, bordoya bordo, kahverengi ayakkabıya kahve çorap uygun olur." bilgisini veriyor.
TENE GÖRE KUMAŞ RENGİ VE TASARIM
Kağan Gökalp'e göre politikacılar, işadamları ve bankacılar gibi meslek gruplarından erkekler gündüzleri lacivert, akşamları ise siyah renkli takımları tercih etmeli. Çünkü lacivert ciddiyet ve prestij; siyah ise liderliği temsil ediyor. "Eğer sarışın ve açık tenli değilseniz, kahverengi kıyafetleri asla tercih etmeyin." diyen Gökalp, kahverenginin esmerlerde özellikle florasan ışık altında cildi hasta ve yoğun gösterdiğine dikkat çekiyor. Siyah renk takım elbise ise uygun kesim ve dikimle ciddi anlamda vücudu olduğundan daha ince ve fit gösteriyor. Gömlek de ten rengine uygun seçilmeli. Esmer erkekler canlı ve parlak renkleri, sarışınlar ise mavi ve pastel renkleri tercih etmeli. Kiloluysanız, parlak renk ve geniş desenli giyimden uzak durmalısınız.
Türk erkekleri bol giyiyor ama bu daha en baştan yapılan bir giyim hatası olarak kabul ediliyor. Renk seçiminde ise yine zıt renkleri seçiyorlar. Özellikle boy sorunu olan erkekler, zıt renk seçtiklerinde ortaya iyice kısalmış bir tip çıkıyor. Bol kesim pantolonlar da şişman ve kısa gösteriyor.
İyi tamam da ısmarlama dikim hem uzun sürer hem de pahalıya patlar!
Aslında yanılırmışız. O eskinin aylarca bir türlü bitmeyen provaları bir kereye düşürülmüş ama mutlaka bir prova yapılıyor. Ismarlanan kıyafetler ise gömlekten takıma bir haftadan 3 haftaya kadar değişen zaman diliminde teslim ediliyor. Fiyatlar, yurtdışında aynı kıyafeti alacağınız bedelden çok daha ucuz. Öyleyse neden daha çok erkek üzerinde ısmarlama takımlar, gömlekler görmüyoruz?
İşte bu konuda Kağan Gökalp'in cevabı epey ilginç: "Türk kadını kocasının şık gezmesini istemiyor, kıskanıyor. Erkek kıyafet almak isterken, eşi senin bundan pek çok çeşit kıyafetin var diyor ve aldırmıyor. Maddi imkanları geniş beyler çok daha şık kıyafetler giyinebilecekken üstlerinden dökülen kıyafetlerle dolaşıyorlar. Diğer taraftan hanımlar sonu gelmez alışveriş turları yapıyor."
Zenginlik nasıl gösterilecek? Ya Japonlar gibi Rolex saatiniz olacak ama göstermeyeceksiniz, ya kuzey ülkelerindeki gibi binlerce dolarlık cep telefonunuzu toplantı odasına getireceksiniz ya da görgüsüzler gibi sırtınıza bir çuval altını atıp görüşmeye gideceksiniz. Elbette seçenekleri çoğaltmak mümkün ama bence özellikle sonuncusu doğru değil. Şimdi tam da burada 'ye kürküm ye' özlü sözünü maddi imkanları geniş olan beyefendilere hatırlatmak gerekiyor.
(Zaman)
Gökalp'e göre zıt renkler içeren ve bol kesim giysiler de giyim hatası.
Aslında giderek azalmıştı kolunda iğnelik, elinde mezurayla ölçüm yapan terziler, sonra da iyice kayboldular. Şimdilerde büyük alışveriş merkezlerinde aynı makineden çıkmış konfeksiyonları giyiyor, kol-bacak ve etek boyu hariç ölçü alamayan tezgâhtarların üstümüze zorla uydurmaya çalıştığı bir örnek kıyafetleri giyiyoruz. Tamam ama konfeksiyona da haksızlık etmeyelim. Şimdi ehven fiyatlarla alabildiğimiz daha çok elbisemiz var. Acil bir durum mu yaşanıyor! Önceden bir iki kez alışveriş ederek bellediğimiz ünlü hazır giyim mağazaları bizi bekliyor. Gidiyor giyiniyor ve çıkıyoruz! Ancak bazen özellikle hanımlar arasında, bir toplantıya aynı kıyafetle gelen bir başkasıyla pişti olma ihtimali de söz konusu. Bu durumdan kaçınmak mı istiyorsunuz, o halde ya giysilerinizin tamamını ya da birkaçını ısmarlama terzi dikimine yaptıracaksınız.
Modern çağın terzisi olur mu demeyin! Evet oluyormuş. Hikâyelerdeki gibi ölçü alan zarif terziler, bir laboratuvar titizliğinde kesip biçerken mağazanın vitrininden artık izlenebiliyor. Bunlardan bir tanesi de Milimetric. İstinyepark Alışveriş Merkezi'ndeki mağazanın vitrininden içeri baktığınızda şık bir dekorasyonla bütünleştirilmiş rahat koltuklarla ayaklı abajurları görüyorsunuz. İngiltere'deki gömlekçiler sokağında mesleğe duyulan, duyulması gereken saygının bir göstergesi de olan bu şık dekorasyon, giyim kuşamında fark oluşturmak isteyen beyleri adeta içeriye davet ediyor. Milimetric, 2003 yılında faaliyetlerine başlamış bir modern çağ terzisi. Yedi yıldan bu yana işi istikrarlı bir biçimde sürdürdüğüne göre de modern çağın terziliği tuttu demektir.
İKİ KARDEŞ SEVDİKLERİ İŞİ YAPMAYA KARAR VERİNCE
Milimetric, özel kumaşlar kullanarak üretim yapanlardan. Kişilerin vücut anatomilerine uygun kesimlerle özel takım elbiseler ve gömlekler üretiyor. Böyle yapınca da boyu kısa olanlar uzun, çok uzun olanlar ise makul ölçülerde gözükebiliyor. Kullandığı kumaşlarla diğer ana ve ara malzemeleri de ısmarlama dikimin kalitesine uygun seçen Milimetric'in kurucusu olan iki kardeş; Kağan ve Taner Gökalp.
Gökalp kardeşler liseyi Kıbrıs'ta İngiliz Koleji'nde bitirmiş. Taner Gökalp 1984 yılında Boğaziçi Üniversitesi İşletme bölümüne, Kağan Gökalp ise 1988 yılında İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme bölümüne girmiş. Lisans eğitimleri sonrasında Kağan Gökalp, İngiltere'de Middlesex Üniversitesi'nde Master of Business Administration (MBA), Taner Gökalp ise Master of Arts (MA) eğitimlerini gerçekleştirmiş. Birlikte iş yapmadan önce farklı kurumlarda iş deneyimleri olan iki kardeş, birlikte terziliği modernize etmeye karar verip kendi şirketlerini kurmuşlar. Şimdilerde 50 terziye iş imkanı sağlayan Milimetric'in Çağlayan'da 700 metrekare üzerine kurulu fabrikası ile Kanyon, İstinyepark, Akmerkez ve Ankara CEPA'da mağazaları var.
İĞNEARDI, TEK DİKİŞ VE SABUN GEÇMİŞTE Mİ KALDI?
Söyleşimizi, kendisi de şık giyinmeyi sevdiğini söyleyen kardeşlerin küçüğü Kağan Gökalp ile yapıyoruz, çünkü ağabey Taner Gökalp Boğaziçi İşletme'de lisans yapmış olmasına rağmen atölyede kumaşlarla, tasarımlarla uğraşmayı seviyor. Kağan Gökalp de işin vitrinine çıkıyor. Kağan Gökalp, "Milimetric, gömlek, takım elbise ve kravatlarında kaliteye ve markalaşmaya çok önem veriyor. Tüketici nezdinde farkındalık oluşturmanın temel kuralı olarak markalaşmayı görüyor ve markalaşmanın gerekleri olarak da kullanılan malzemenin kalitesinden söz ediyor. Milimetric'in ürünlerinde kullandığı malzemeler de doğal. Astar doğal pamuk tohumundan elde ediliyor. Bunun yanı sıra düğmeler, telalar, atkılar, vatkalar ve kullanılan kumaşlara da Milimetric aynı önemi veriyor." diyor. Şirket, smokinlerde kullandığı kumaşları ve kaşmiri, dünyada en iyi üretici olduğu kabul edilen İtalyan Loro Piana ve Dormeuil'den seçiyor. Yalnızca şık olmakla kalmayıp bilimsel olarak da ispatlanmış özellikleri de bulunan kaşmirin vücudu aynı ısıda tutma özelliği bulunuyor. Kaşmir, yumuşaklığı, saf dokusu ve sağlıklı görünümü sayesinde de eskimiyor, uzun yıllar kullanılabiliyor.
Kağan Gökalp de doğal olarak kendi diktiklerini giyiyor. Görünüşü elbette yaptığı işi yansıtıyor. Kendisi çok uzun boylu gözüküyor ama kendisinden boyunun 1.80 olduğunu duyuyoruz. Böyle uzun görünmesinin sebebini ise kumaş, kesim ve tasarımda doğru tercihlere bağlıyor. İş fabrikasyon olmayınca alternatifler kısıtlı olabilir diyorum. Kağan Gökalp bu söylemime, Milimetric'in birbirinden farklı 600 kumaş, 25 yaka, 10 cep, 10 manşet seçeneği sunduğu karşılığını veriyor ve "Bu da bize yaklaşık 1.500 gömlek kombinasyonu sağlıyor. Gömleklerin dikiminde ise hem el işçiliği hem de son teknolojiyi kullanmaktayız. Milimetric şimdilerde İstanbul'da Kanyon, İstinyepark, Akmerkez'de, Ankara'da ise CEPA'da hizmet veriyor. Önümüzdeki yıl iki yeni şube daha açacağız." diyor.