Geçtiğimiz hafta Habertürk'te yayınlanan programda Ergenekon ve Balyozdan tutuklanan subaylar için 'Onlar kahraman' diyen Saadet Partisi'nin önde gelen ismi Oğuzhan Asiltürk'e tepkiler sürüyor. Milat gazetesi yazarı Nevzat Çiçek de bugünkü yazısında Asiltürk'ün açıklamasına tepki göstererek, bazı sorular yöneltti.
İşte Nevzat Çiçek'in o yazısı...
Oğuzhan Asiltürk ve Ergenekon
Oğuzhan Asiltürk; Milli Görüş’ün ak saçlılarından, derin Milli Görüşçülerden. Eski İçişleri Bakanı.
Devleti de, derin yapıları da, uluslar arası siyaseti aktörleri de iyi tanıyan bir isim. Erbakan’ın yanı başında Erbakan’la birlikte partiyi şekillendiren en önemli isimlerden bir tanesi.
Oğuzhan Asiltürk, kendisini Mustafa Kamalak’ın üzerinde Milli Görüş lideri olarak gören bir isim. Geçtiğimiz günlerde katıldığı bir televizyon programında Ergenekon’la ilgili olarak çok tartışılacak sözler sarf etti. Bu sözler sadece Asiltürk’ün kişisel sözleri mi, yoksa Milli Görüş’ün kurumsal açılamaları mı, merak ediyorum.
Asiltürk: “ Ergenekon, altını çizerek söylüyorum Türk Ordusu'nda TSK içinde Amerikan karşıtlarının tasfiyesidir. Nokta ve bir de ünlem koyuyorum. Başka bir şey değildir. Çünkü aynı olaylar içinde Silahlı Kuvvetler'in içinde şu anda bir kısım insanlar var. Amerikan karşıtlarını alıp ortadan kaldırmak isteniyor. Sebebi de Amerika'nın İran'a olası müdahalesinde orduyu kendi istedikleri hale getirmektir. Ama şerefli Türk Ordusu oyuna gelmez diye düşünüyorum. " dedi.
Ben bu sözlere hayret etmedim, çünkü derin Milli Görüşçülerin temaslarını, düşünce yapılarını, çok iyi biliyorum. Mahallede, Anadolu Gençlik’te, Saadet Partisi’nde konuşulan görüş farklılığını Asiltürk’, bir daha teyit etti. Onlar başka söylüyor, taban başka bir şey söylüyor
Önder Sav’la içli dışlı olan bir düşüncenin bu parelerde açıklama yapması kimseyi şaşırtmamalı.O nedenle söylenenlerin perde arkasını aralamak adına, Oğuzhan Asiltürk şu sorulara cevap vermesi gerekiyor. Eğer, sayın Asiltürk bu sorulara cevap verirse, Ergenekon’u da onun yanındaki duruşlarını da daha net bir şekilde anlayabiliriz.
1- Numan Kurtulmuş’u partinin başından uzaklaştırmak için Mehmet Haberal’ın liderliğinde bir Milli Kurtuluş Partisi yada Milli Kurtuluş Cephesi oluşturmak için aralarında Demokrat Parti, İşçi Partisi, Demokratik Sol Parti, Büyük Birlik Partisi ve Saadet Partisi’ni bir araya getirmek için hangi temaslarda bulundunuz mu? Bu temaslar neticesinde neden başka bir isim değil de Haberal’ı başkan yapmak için uğraşanlarla beraber hareket ettiniz, hatta akıl hocalığı yaptınız.
2- 27 Nisan E-Muhtırası’ndan iki gün önce Hasan Ünal Bey’in getirdiği bilgi üzerine 27 Nisan Muhtırası’nın verilmesinden iki gün önce haberdar oldunuz mu? Hatta bu bilgi partinize getirildikten sonra, “AK Parti iki gün sonra gidecek” dediklerinde siz ne tepki gösterdiniz? Yıllarca bu şekilde partisi kapatılan bir insan olarak buna niye karşı çıkmadınız?
3- Milli Görüş, partisi hakkında açılan davların hiç birini 40 yıldır kazanamazken, nasıl oldu da partinin kayyuma devredilmesi üzerine açılan dava hızlı bir şekilde kazanıldı. Bu gerçekten bir hukuk zaferi mi? Yoksa başta Önder Sav olmak üzere alınan ve sağlanan iş birlikleri neticesinde mi kazanıldı. Sizin buradaki rolünüz neydi?
4- Ergenekon, ordu içerindeki Amerikan karşıtlarının tasfiyesi diyorsunuz, 28 Şubat’ta sizi iktidardan uzaklaştıranlar hangi taraftaydı. Siz yıllarca Amerika ve İsrail’i aynı kefeye koydunuz. Amerika demek İsrail demek diyen bir hareketten geldiğinize göre, ordu içerisinde İsrail karşıtlarının da tasfiyesi mi diye okumalıyız açıklamalarınızı.
5- Bunca faili meçhul varken, Sarıkız, Ay Işığı, Yakamoz, Eldiven, Balyoz planları varken, Ergenekon’u Amerikan karşıtlarının tasfiyesi şeklinde değerlendiriyorsunuz. O zaman Amerika’mı AK Parti’nin gitmesi için darbe mi planladı.
6- Sizin bu mantığınızdan hareket edersek, partinizin eski mensubu Bedri İncetahtacı’nı ölümü ile ilgili TBMM eski Susurluk Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, ‘it kapanı' denilen bir yöntemle kazaya zorlanarak öldürüldüğünü açıkladı. Merhum İncetahtacı’yı sizce kimler niye öldürdü. Söylediğiniz denklemde bu cinayeti nereye oturtacağız.
7- Sayın Asiltürk, Numan Kurtulmuş’u partiden uzaklaşması için elinizden geleni ardınıza koymadınız, Fatih Erbakan’a bugün psikolojik baskının her türlüsünü uyguluyorsunuz, yetmiyor Mustafa Kamalak’ı Suriye’ye gitmesini teşvik edip, Beşar Esad’a destek verdiyorsunuz. Bütün bunların hepsini anlayabiliriz, ancak bunca cinayet, bunca darbe planı karşısında çıkıp “Ergenekon, TSK içerisindeki Amerikan karşıtlarının tasfiyesidir” derseniz, Ergenekon’un yaptıklarının meşru olduğunu söylemiş olmuyor musunuz?
8- Milli Görüş'e ve inançlı insanlara en büyük zulmü yapanlar bugün tasfiye ediyor dediğiniz zihniyetti. Nasıl olur da şimdi kalkıp onları savunursunuz. Velev ki, bunlar Amerikan karşıtı olsun, bu bunların yaptığını haklı kılar mı?
9- Milli Görüş'ün ve Erbakan Hoca'nın Türkiye’yi dönüştürmek adına yaptıklarını ve Osman Özbek gibilerinin sözlerini ne çabuk unuttunuz. 28 Şubat sürecinde tutuklananlar, görevden atılanlar hukuk mücadelesi veriyor. İsmailağa’daki cinayetler ortadayken, Milli Güvenlik Kurulu’nda Erbakan’a yaşatılanları hala unutmamışken siz bu açıklamayı nasıl yaparsınız. Siz eğer 28 Şubat sürecini bu süreçten ayırıyorsanız bunu da açık açık vurgulayın ve biz de bilelim.
10- Bir gün Çevik Bir ve 28 Şubat’ın aktörleri de yargı karşısına çıkarsa o zaman ne diyeceksiniz?
Keşke Ergenekon’la ilgili söylediğiniz cümlelerin arkasına şunları da ekleyebilseydiniz; “Her ne kadar orduda Amerikan karşıtlarının tasfiye edildiğine inanıyorsak, bunların yaptıkları karşısında sonuna kadar gidilmeli, bu noktada biz sonuna kadar üzerimize düşeni yapacağız” diyebilseydiniz.
Siz bu sözleri Oğuzhan Asiltürk olarak yaptınız, tabana bakın onlar bile buna şaşırıyor ve Erbakan Hoca’nın deyimiyle size “Hadi oradan” diyor.
Kaynak: Nevzat ÇİÇEK / MİLAT