Erdoğan'ın Başkan olması için 4 şart

Erdoğan’a sunduğu ve “Partili Cumhurbaşkanı” değerlendirmelerininde yer aldığı raporda başkanlık sistemine geçiş için gerekli adımlar tek tek sıralandı.

Erdoğan'ın Başkan olması için 4 şart

İdris Bal'ın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sunduğu ve “Partili Cumhurbaşkanı” değerlendirmelerininde yer aldığı raporda başkanlık sistemine geçiş için gerekli adımlar tek tek sıralandı.

25 SAYFALIK RAPOR
Türkiye’nin gündeminden düşmeyen konuya AK Partili Bal, “Başkanlık Sistemi Türkiye’nin Sorunlarını Çözer mi?” başlıklı 25 sayfalık raporla farklı boyut kazandırdı.

Bal, raporunda başkanlık sisteminin sağlıklı işleyebilmesi için tekelleşmemiş, çoğulcu ve özgür medya yapısınında yerleşmiş olması gerektiğine işaret etti.

Bal, raporunda yürütmeyi ve başkanı denetleme bağlamında legal baskı grupları olan düşünce kuruluşları, STK’lar ve medyanın önem arz ettiğini kaydederken, bilimsel denetim açısından da üniversitelerin önem arz ettiğine dikkat çekti.
Her türlü manipülasyona kapalı, bağımsız ve tarafsız yargının mutlaka tesis edilmesini isteyen Bal, “Aksi halde başkanlık sistemi de başarılı olamaz. Geçmişte askerden brifing alan yargı mensupları yerine, bağımsız yargı mensupları yargı camiasında yer almalı” değerlendirmesinde bulundu.
“Vesayetçi, darbeci zihniyetin ülkemiz üzerindeki etkisi yok edilmeli, onun yerine meşruiyetin kaynağı olarak halkı gören, demokrat zihniyet hakim olmalıdır. Tüm illegal yapılanmalar, derin devlet yapılanmaları, darbeci yapılar deşifre edilmeli ve devlet kurumlarından temizlenmelidir. Aksi halde bu tür yapılanmalar parlamenter sistemi sabote ettikleri gibi, başkanlık sistemini de sabote edeceklerdir. Bu zihniyetin kullandığı araçlardan biri olan terör de mutlaka bitirilmelidir” ifadelerinin yer aldığı raporun sonuç bölümünde ise Bal, hiçbir sistemin sihirli bir değnek gibi tek başına sorunların çözümünü sağlayamayacağının altını çizdi.

Tam demokrasi şart
Bal, “Türkiye’de hangi sistem uygulanırsa uygulansın, ‘Biz kimiz’ sorusu tam cevaplanmadıkça, toplumsal realiteler kabul edilip özümsenmedikçe, halk devlet barışıklığı ve devlet kurumları arasında ahenk sağlanmadıkça, reformlar tamamlanmadıkça, tam demokrasi tesis edilmedikçe, partiler arasındaki derin ideolojik uçurumlar kapatılmadıkça, meşruiyetin kaynağı tamolarak halk olmadıkça, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanmadıkça hiçbir sistem bizim sorunlarımızı kendiliğinden çözemez” dedi.

Kavram olarak yeni görünse de...
Başbakan Erdoğan’ın başlattığı partili cumhurbaşkanlığı modeline de değinen Bal, söz konusu modelin kavram olarak yeni gibi görünse de dünyadaki mevcut sistemlerle aynı olduğunun altını çizdi.
Bal, ‘partili cumhurbaşkanlığı’ olarak ifade edilen modele, devlet yönetiminin tek başlı mı, çift başlı mı olacağına bakarak kolayca başkanlık modeli ya da yarı başkanlık modeli de denilebileceğini söyledi.
Koalisyon tıkanıklığını çözecek İdris Bal’ın raporunun son bölümünde Başkanlık sisteminin artı yönleri de şöyle sıralandı: “Koalisyonlara çare olacağı; tek başkan olacağından, cumhurbaşkanı-başbakan çekişmelerini sona erdireceği, yönetimdeki çift başlılığın önüne geçeceği, kuvvetler ayrılığını pekiştireceği, yasamayı ayrı bir güç olarak daha güçlü ve yürütmeden bağımsız hale getireceği ve kısaca yönetimi daha etkin ve dinamik hale getireceği, bürokrasiyi azaltacağı ve nihayetinde, istikrara katkı yapacağı söylenebilir. Aksi takdirde, ön şartlar gerçekleşmeden sadece sistem değişikliğinden, başkanlık sistemine geçişten mucizeler beklememek gerekir. Parlamenter sistem suiistimal edildiği, bazen tıkandığı gibi, başkanlık sistemi de suistimal edilebilir.”

LİDER ÜLKE VURGUSU
Türkiye’nin başkanlık sistemine geçişinin her köklü değişiklik gibi sancılı olmasını normal olarak niteleyen İdris Bal, şu tespitte bulundu: “Eğer sancı çekmekten korkar ve değişimi erteleme yoluna gidersek, sadece günü kurtaracak küçük adımlar atarsak, lider ülke olma vizyonumuz eksik kalacaktır. Özellikle cumhuriyet tarihinin en güçlü ve uzun ömürlü iktidarı zamanında, Türkiye’nin sistem değişikliğinden dolayı çekeceği sancılara dayanma gücü daha fazla olacaktır. Böylesine güçlü bir iktidar zamanında bile sistem değişikliği için adım atmaktan çekinilirse, eğer ileriki yıllarda 1990’lı yıllardakine benzer koalisyon hükümetleri ortaya çıkarsa çözümbulmak imkansız olacaktır.”

Kaynak: BUGÜN