ERDOĞAN'IN 15 TEMMUZDAN SONRA HALKI MEYDANLARDA TUTMASININ HİKMETİ
Hatırlarsanız, geçen yıl 15 Temmuz darbe girişiminde Sayın Cumhurbaşkanı halkı meydanlara çağırmıştı. Darbenin önlenmesi kesinleştiği halde Cumhurbaşkanı halkı meydanlarda tutmaya devam etti. Halkımız da erinmeden her akşam meydanları doldurmaya devam etti. Birçok hatip orada halka hitap edebilme fırsatını yakaladı. Birçok FETÖcü bile oralarda arz-ı endam etmişti. Ama daha sonra bylock ve benzeri bir irtibattan dolayı fetöcü olma şüphesiyle ya tutuklandılar, ya da ihraç edildiler.
Aslında Sayın Cumhurbaşkanı bu önlemi almakla, tıpkı Mısır ordusundaki Baltacıların gerçekleştirmiş olduğu darbe gibi bir darbeyi önlemiş oldu. Eğer Sayın Cumhurbaşkanı muhafazakâr ve milliyetçileri meydanlara davet etmeseydi, çoktan planlanmış bir senaryoya göre, Fetö’nün yedeğinde çalışan cumhuriyetçiler, ulusalcılar, Ergenekoncular ve Hadepçiler meydanları doldurup tencere-tava sesleriyle halkı galeyana getireceklerdi. Atılacak sloganlar bile hazırlanmıştı. “Kahrolsun tarikat-cemaat, Yaşasın Cumhuriyet; Kahrolsun şeriat-cemaat, Yaşasın Atatürkçülük” gibi sloganlar atılacaktı.
Peki, bu sloganları atmanın amacı neydi? Amaç, darbe teşebbüsünde bulunan FETÖ üzerinden bütün dini cemaatleri ve tarikatları da halkın gözünden düşürüp ardından Mısırdaki gibi bir darbe yapmaktı. Hatırlıyorsanız, Mısır’da da aynısı yapılmıştı. İhvanın lideri Mursî’nin iktidara gelmesinden sonra tahrir meydanı boş bırakılmadı. Atılan tahrik dolu sloganlar sadece ihvanların aleyhinde değildi, tüm muhafazakârların ve İslamî cemaatlerin de aleyhindeydi. Sonunda ordudan gelen tehditlerle Mursî görevden alındı ve Mısır ordusunda yuvalanan baltacılar ülke yönetimini ele geçirdi.
İşte Sayın Cumhurbaşkanı, öngörüsüyle bu durumu fark ederek ciddi bir önlem aldı ve 15 Temmuz darbe yedekçilerinin meydanları işgal etmesinden evvel, yüzde yüz isabetle halkı meydanlara çağırdı. Meydanlar tencere-tava sesi yerine tekbirler ve ezanlarla inledi. Asıl ikinci darbeyi önleyen hareket bu olmuştur. Yani anlayacağınız, yedek darbeciler avuçlarını yaladılar.