Erdoğana, Kral faysal ödülü
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Uluslararası Kral Faysal Vakfı tarafından en prestijli dal olan 'İslam'a Hizmet' dalında ödüle layık görüldü.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Uluslararası Kral Faysal Vakfı tarafından 'İslam'a Hizmet' dalında kendisine verilen ödülü Suudi Arabistan Kralı Abdullah'ın elinden aldı. Ödülün verilmesinden önce Kral Faysal Uluslararası Ödülü'nün Genel Sekreteri Dr. Abdullah Aziz, ödülün Başbakan Erdoğan'a veriliş nedenini şu cümlelerle açıkladı:
"Kendisi özellikle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini gerçekleştirirken sağladığı faydalar ve gerçekleştirdiği hizmetler sonrasında o zamandan bu yana çok ciddi atılımlar yapmış ve hem Türkiye'nin hem de bölgesinin gelişimi ve ilerleyişi için büyük çabalar sarf etmiştir. Hem ekonomik, hem de endüstriyel olarak, hem de İslami anlamda vatandaşların tam desteğini alan Erdoğan, büyük atılımlar yapmış ve bununla birlikte kendisine verilen önemli kudret nezdinde Filistin halkının hakları için de
çaba göstermiş ve bu çerçevede uluslararası liderlik vasıfları sebebiyle de ödüle layık görülmüştür. Özellikle Medeniyetler İttifakı noktasında diyalog tesisi kurulması için çaba sarf eden, bu noktada büyük mücadeleler veren saygıdeğer Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin diğer dünya devletleri tarafından da büyük saygı görmesine yol açmıştır."
Ödülü almasının ardından Başbakan Erdoğan, Kral Faysal Uluslararası Ödülü'ne layık görülmüş olmaktan duyduğu memnuniyeti, "Özellikle şahsım, ülkem ve milletim adına çok büyük bir memnuniyetle kabul ettiğimi ifade etmek istiyorum" cümleleriyle ifade etti. Bu bölgenin insanları olarak kendilerini birleştiren çok sayıda ortak paydalar olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, "Ancak ben bu ortak paydalardan bir tanesinin diğer hepsinden önemli olduğuna inanıyorum. Bizler anlamı barış olan bir dinin
mensuplarıyız. Tarih boyunca var olduğumuz, nefes alıp verdiğimiz her yerde barışı savunduk, insani değerleri savunduk, kul hakkını savunduk. Asırlar boyunca ortaya koyduğumuz medeniyetler her zaman insan merkezli oldu ve sevgi medeniyeti olarak anıldı. Bugün tarihin bize yüklediği sorumluluk gereği, o sevgi medeniyetinin en güzel numunelerini yeniden ortaya koymak, medeniyetimizin temelini oluşturan barış mesajını tüm dünyaya gür bir seda ile duyurmak gibi bir vazifemiz olduğunu düşünüyorum. Müslümanları
farklı bir şekilde algılamak eğiliminde olanlara, önyargıları körüklemeye çalışanlara inat bizim tüm dünyaya hoşgörü, diyalog, birbirini anlama ve birlikte yaşama tavsiyelerimizi iletmemiz bu noktada öncü ve örnek olmamız gerekiyor. Dünyanın neresinde olursa olsun, renkleri, dinleri, inançları her ne olursa olsun her bir insanı, tüm yaratılanları yaratandan dolayı seviyor, her bir insanın hakkını ve hukukunu her şeyin üzerinde görüyoruz. Bizim ilkemiz her işimizde emrolunduğunuz gibi dosdoğru olmaktır. Bu
ilkeden asla taviz vermeden adaleti her zeminde cesaretle savunmak durumundayız. Adalet hayatın her alanında gerçekleştirilmesi, yüceltilmesi, korunması gereken en temel değerdir. Bugün yeryüzünde yaşanan sorunların birçoğunun temelinde adalet eksikliği, adalet mahrumiyeti yatmaktadır. Adaletsizlik yaşanan dramların baş sebebi olmaktadır" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin komşularıyla başlattığı diyalog sürecini tüm bölgeye ve dünyaya yayma gayretinde olduklarını söyleyen Erdoğan, "Türkiye olarak başta bölgemizde olmak üzere, küresel ölçekte barış, huzur, istikrar ve güvenliği tesis etmek için samimi gayret içindeyiz. Komşularımızla başlattığımız diyalog sürecini dalga dalga bölgemize ve dünyaya hakim kılmak, daha yaşanabilir dünyayı inşa etmek için hep birlikte yoğun bir çaba ortaya koyuyoruz. Ortadoğu'nun bir kan ve gözyaşı coğrafyası olarak anılması her
birimizin vicdanını sızlatıyor. Biz hep birlikte bu coğrafyanın tarih boyunca olduğu gibi bugün de bilimle, sanatla, edebiyatla, barış ve huzurla, dayanışma ve paylaşmayla anılmasını arzu ediyoruz. Şunu da büyük bir memnuniyetle ifade etmeliyim. Bizim barış, uzlaşma, diyalog ve adalet çağrılarımız çok geniş bir coğrafyada yankı buluyor. Huzura susamış gönüllerin adeta çöldeki bir vahaya kavuşuyor gibi umuda kavuşmalarını sağlıyor. Ben inanıyorum ki ortak bir tarihi ve kültürü paylaştığımız bölgemizdeki tüm
ülkeler yıllardır devam ede gelen savaş ve çatışmaların son bulmasını en az bizler kadar arzu ediyorlar. Bu mücadelede tek başımıza olmadığımızı görmek, yalnız olmadığımızı hissetmek cesaretimizi artırıyor" dedi.
"Uluslararası Kral Faysal Ödülü işte bu mücadelemizi destekleyen, teşvik eden, bize güç veren son derece anlamlı bir katkı olmuştur" diyen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bir kez daha şahsımı bu ödüle layık gördükleri için Kral Faysal Vakfı'na teşekkür ediyorum. Özellikle barış mücadelesinde hadim-ül haremeynüşşerifeyn (Mekke ve Medine'nin hizmetçisi) Melik Abdullah bin Abdülaziz'e bu konudaki gayretleri sebebiyle, tüm aileye gayretleri sebebiyle ayrıca teşekkür ediyorum. Nefes alıp verdiğim sürece bu büyük payeyi, büyük gururla taşıyacağımı ifade ediyor, hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum." İHA