Erdoğan Ulusa seslendi; PKK yı oksijensiz bırakacağız..

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Ulusa Sesleniş konuşmasında Neçirvan Barzani ile yapılan görüşmenin temasını aktardı ve ekledi: PKK'yı oksijensiz bırakacağız

Erdoğan Ulusa seslendi; PKK yı oksijensiz bırakacağız..
Hiçbir tahrike prim vermediklerini, hiçbir provokasyona aldanmadıklarını dile getiren Başbakan Erdoğan, ''Kalbimize kara düşürecek hiçbir imaya, kardeşliğimize halel getirecek hiçbir tavra, birliğimizi lekeleyecek hiçbir fitne ve fesada eyvallah demedik'' diye konuştu.
Böyle günlerin, dayanışmanın sınandığı, kalplerin imtihan edildiği günler olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Allah'a şükürler olsun ki, bu millet, bir kez daha imtihanı geçmiştir'' dedi.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''İstiklal şairimiz Mehmet Akif, o meşhur mısralarda şöyle söylüyordu:
Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz. Gelmişiz dünyaya, millet, milliyet nedir öğretmişiz...
İşte Van depremi, bu milletin dünyaya, milletin ve milliyetin ne olduğunu öğrettiği bir nasihat olmuştur.
Bu vesileyle, en başından itibaren, sağduyuyla, soğukkanlılıkla, aklıselimle hareket eden, milli birliğimiz ve kardeşliğimiz için yapıcı açıklamalarda bulunan tüm siyasi partilerimizi de tebrik ediyorum.
Afet zamanlarında ortaya çıkan bu sıcak dayanışmanın, 365 gün boyunca ülkemizin siyasi atmosferine hakim olmasını temenni ediyor, arzuluyorum.
Bu millet nice badireler, nice felaketler, nice zorluklar, nice sıkıntılar atlatmıştır.
Her seferinde birbirine sarılarak, birbirinin derdine ortak olarak, birbiriyle dayanışarak, aşını, ekmeğini, yuvasını paylaşarak, dostlukla, kardeşlikle, komşulukla, hoşgörüyle, sevgiyle, saygıyla bu badireleri atlatmıştır. Nitekim bugünleri de böyle atlatacağız.''
-''Van için seferberliğe davet ediyorum''-
Depremin, elbette herkesi derinden sarstığını ve derinden yaraladığını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Ancak depremin ortaya çıkardığı bir gerçek daha var. O da şudur: Trakya'nın, Anadolu'nun farklı coğrafyalarında, farklı şehirlerinde, farklı bucaklarında yaşayan insanlarımız, bizi birbirimize düşman etmek isteyenlere inat, deprem felaketi sırasında da aralarındaki ülfeti daha da artırmış, birbirleriyle daha sıkı kenetlenmiş, örnek bir dayanışma sergilemiştir.
Geçtiğimiz Ramazan ayında bir başka kıtada, son 60 yılın en büyük kuraklık ve açlık tehlikesiyle boğuşan Somali için harekete geçen milletimizin vicdan ve şefkati, bu kez Vanlı kardeşlerimiz için seferber olmuştur. Deprem, milletimizin kalbinin, gönlünün derinliklerinde yatan cevheri yine gözler önüne sermiştir.
Bir kez daha görülmüştür ki, bu ülkenin derinliklerinde, bu ülkenin mayasında kardeşlik vardır, birlik vardır, dayanışma vardır, barış içinde birarada yaşama arzusu vardır.
İşte bu nedenle hiçbir odak, bu kardeşliğimizi gölgeleyemeyecektir, hiçbir güç bu dayanışma zincirini kıramayacaktır.
İnanıyorum ki, depremin ardından sergilenen bu birlik ve beraberlik coşkusu, bu dayanışma ruhu artarak devam edecek, milletimiz el ele, gönül gönüle aydınlık bir geleceğe doğru yürüyecektir.
Ben, bir kez daha, ekranlar aracılığıyla 74 milyon insanımızı, Van için seferberliğe davet ediyorum. Biz, devlet olarak her imkanı seferber ettik. Van'ı, Vanlı kardeşlerimizi elbette aç ve açık aynı zamanda açıkta bırakmayacağız. Bingöl'e nasıl anında müdahale ettiysek, Erzurum'a, Elazığ'a, Bursa'ya, Bala'ya, Simav'a, Rize'ye, Ordu'ya, Giresun'a afet yaşayan her yere nasıl anında ulaştıysak, Van'a da ulaştık ve orada da yaraları saracağız. Yapılan hiçbir çalışmanın, atılan hiçbir adımın boşa olmadığı ortadadır.
Her ne kadar afet bölgesindeki çalışmalar neticesinde, hepimizi üzen ölüm haberleri alsak da enkaz altından cesetler çıkarılsa da bir tek bebeğin sesi dahi hepimizi sevince boğmaya yetmiştir.
Onlarca vatandaşımız, kardeşimiz, yavrumuz arama kurtarma çalışmaları neticesinde hayata yeniden 'Merhaba' demiş, adeta yeniden dünyaya gelmiştir...
Onların sevinç görüntüleri, onların yaşama coşkuları, bizleri de sevindiriyor, bizleri de coşturuyor.
Özellikle Azra bebeğin, o minicik yavrunun, Erciş'te enkaz altından, burnu bile kanamadan sağ salim kurtarılması bir nebze de olsa acımızın hafiflemesine vesile olmuştur.
Azra bebek, adeta tüm milletimizin umudu, sembolü haline geldi.
Azra bebeğin ardından annesi ve anneannesi de çok şükür ki, enkazın altından sağ salim kurtarıldı. Daha sonra da pek çok insanımız o beton blokların, o un ufak olmuş yıkıntıların, enkazların arasından çıkarıldı.
Kurtarılan her can bize nefes vermiş, kurtarılan her can bize hayat vermiştir.
Ben, arama kurtarma çalışmalarında görev almış tüm ekiplere, ama tüm ekiplere yürekten teşekkür ediyor, kurtuluşlarıyla yüreklerimizi teskin eden can kardeşlerimize, evlatlarımıza Allah'tan uzun ömürler diliyorum.
-5 polisin şehit olması-
Başbakan Erdoğan, önce Bitlis Güroymak'tan 5 polisin bombalı bir saldırı sonucunda şehit edildiği haberi geldiğini anımsatarak, şunları kaydetti:
''Aynı olayda biri çocuk 5 sivil vatandaşımız da hayatını kaybetti, birçok sivil yaralandı. Ardından, TBMM'de ülkemize daha demokratik, daha adil ve daha özgürlükçü bir anayasa hazırlama çalışmalarının başlayacağı bir günde Çukurca'da, haince bir terör saldır ısında 25 askerimizi şehit verdik.
Ancak, yılmadan, yorulmadan, terörle mücadelemizi de sürdürdük ve sürdürüyoruz. Güvenlik güçlerimizin bir süredir koordineli bir şekilde yürütmekte olduğu operasyonlar, son olayların ardından daha da yoğunlaşmış bir şekilde devam ediyor.''
-''Terör örgütü önemli kayıplara uğratılıyor''-
Türk silahlı kuvvetlerinin ve polisin, emniyet güçlerinin el ele, omuz omuza dayanışma içerisinde bu mücadeleyi sürdürdüklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Çukurca ve çevresi başta olmak üzere yurt içinde ve sınır ötesinde sürdürülen hava destekli kara operasyonu an be an hedefine ulaşıyor. Terör örgütü önemli kayıplara uğratılıyor. Hükümet olarak, bir yandan terörle mücadelede kararlı adımları atarken, diğer yandan uluslararası temaslarımızı yoğunlaştırıyoruz. Bu kapsamda, Irak Bölgesel Yönetimi eski Başbakanı ve KDP Başkan Yardımcısı Sayın Neçirvan Barzani ile bir görüşme yaptık. Mesut Barzani ile de telefon görüşmesi gerçekleştirdik ve bir araya gelme kararı için kendilerini Türkiye'ye davet ettik ve gelecekler. Yine, İran Dışişleri Bakanı Salihi'yi kabul ederek, bölgedeki son gelişmelere ilişkin değerlendirmelerimizi paylaştık.''
-''Terör örgütünü oksijensiz bırakmak...''-
Erdoğan, medya sahipleri, genel yayın yönetmenleri ve temsilcileriyle bir araya geldiklerini de hatırlatarak, şunları kaydetti:
''Yaklaşık 3 saatlik bir toplantıda, hem kendilerini bilgilendirdik, hem medya terör ilişkisine dair bazı hissiyatımızı kendileriyle paylaştık, hem de kendilerini dinleme imkanı bulduk. Terörün propagandasını engellemek, terör örgütünü oksijensiz bırakmak için her türlü tedbiri alıyoruz. Bunu yaparken hiçbir kesimi ötekileştirmiyoruz, hiçbir kesime önyargıyla yaklaşmıyoruz.
Bu ülkenin insanlarının bütün hayal kırıklıkları, bütün gönül kırgınlıkları, bütün vicdan yaraları sevgiyle, kardeşlikle, şefkatle iyileştirilecek. Daha fazla adaletle, daha fazla demokrasiyle, daha fazla özgürlükle bu ülke bir uçtan bir uca bir daha kararmamak üzere aydınlanacak. Zira terörün panzehiri daha fazla demokrasidir. Terörün çaresi insan haklarında, hukukta, adalette, özgürlükte, demokraside sebat etmek, ilerlemek, daha müreffeh bir toplum olabilmektedir.''
-''Bu kirli hesap tutmayacak''-
Başbakan Erdoğan şöyle devam etti:
''Onun için, terör örgütü mevcudiyetini korumak adına, gerçekte milletimizin kardeşliğini, Türkiye'nin değişim umutlarını, demokrasimizi, hukukumuzu hedef almaktadır. Bu kirli odaklar Türkiye'nin gelişmesini, özgürleşmesini, demokratikleşmesini, huzur ve istikrar içinde kardeşçe müşterek bir geleceğe yürümesini istemiyorlar. Bu ülkenin büyümesini, güçlenmesini, bölgesinde ve dünyada söz sahibi olmasını, haklının yanında yer alıp haksıza karşı çıkmasını istemiyorlar.
Ancak bu kirli hesap tutmayacak, terörden medet umanlar maksatlarına asla ulaşamayacaklar. Kimsenin ama kimsenin bu ülkenin bahtını karartmasına izin vermeyeceğiz. Birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi onların kirli hesaplarına kurban etmeyeceğiz. Bu ülkenin huzur ve istikrarını bozdurmayacak, milletimizin değişim iradesini sekteye uğratmayacağız."
www.balıklıgöl.com