Erdoğan: Siyasi gaz sıkışması
Erdoğan: Siyasi gaz sıkışması
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ortadoğu'daki gelişmelerin Büyük Ortadoğu Projesiyle yakından uzaktan alakası olduğunu düşünmediğini belirterek, ''Bunlar ne homojen ne irtibatlı, böyle hareketler de değil. Yılların sıkıntısı var. Affınıza sığınarak söylüyorum, adeta siyasi gaz sıkışması diyebiliriz'' dedi.
Erdoğan, ATV'de canlı yayınlanan ''Başbakanla Gündem Özel'' programında soruları yanıtladı.
''Mısır, Libya ve Tunus bölgesindeki olayları nasıl değerlendiriyorsunuz ve bu olaylar Türkiye'yi nasıl etkileyecek?'' sorusu üzerine, Başbakan Erdoğan, sürecin Tunus ile başladığını, arkasından Mısır'ın aynı şekilde devam ettirdiğini söyledi. Mısır halkının bu noktadaki mücadelesinin çok daha farklı olduğunu vurgulayan Erdoğan, Mısır'daki halkın hak ve özgürlükler noktasında verdiği mücadele sonunda hükümet değişimi ve yeni bir dönemin başlangıcının adımlarının atıldığını belirtti. Erdoğan, tüm Mısır, Tunus halkının arzuladığı bir yönetime kavuşmasını dilediğini bildirdi.
Erdoğan, ''Bu ateş dalga dalga bütün Afrika'yı bunun yanında Körfez ülkelerini sarmış bulunuyor. Biz de sürekli olarak gerek telefon diplomasisiyle arkadaşlarımızı bölgeye göndermek suretiyle yakından takip ediyoruz'' dedi.
Özellikle Libya'nın Türkiye için önemli olduğunu, ülkede resmi kayıtlara göre 30 bin civarında Türk bulunduğunu ifade eden Erdoğan, bu kişilerin Libya'daki 200 civarındaki şantiyede çalışan mimar, mühendis, işçiler olduğunu kaydetti.
''Hakikaten oradan tarihi bir tahliye sürecini başlattık'' diyen Erdoğan, Türkiye bu süreci devam ettirirken diğer ülkelerin böyle bir tahliye süreci içine giremediklerini söyledi.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Şu ana kadar kesinleşen tahliyemiz, 7 bin 352 vatandaşımız gelmiş vaziyette ve bugün giden uçaklarımız askeri uçaklarımız, Türk Hava Yolları, bunlarla sanıyorum 9 bine ulaşacak. Bu arada, tabii giden gemilerimiz var. Bu gemilerde muhtemelen, herhangi bir aksilik olmazsa Tunus tarafına aktarılıp, Tunus'tan Türkiye'ye getirilecekler. Dünyanın değişik ülkelerinden 'bizim de vatandaşlarımızı alın' diye Dışişleri ile irtibat kuran ülkeler var. Bir kısmı dün akşam 50 civarında bu tür farklı ülkelerden insanları da bizler aldık ve Türkiye'ye getirdik.
Bu süreç içinde biz şu anda resmen Libya'nın başında bulunan Kaddafi ile irtibatımızı kesmedik. Şahsen benim 3 kez Kaddafi ile görüşmem oldu. Bu arada, yine muhalif kesimle de irtibatlarımızı aynı şekilde devam ettiriyoruz. Sağ olsun onlar da özellikle Bingazi'de bizim vatandaşlarımıza karşı olumsuz tavır içine girmediler.''
-''MISIR LİBYA ARASINDA BENZERLİK GÖRMÜYORUM''-
''Anlattığınız tabloya göre Mısır ile Libya arasında benzerlik var'' denilmesi üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:
''Ben aslında benzerlik görmüyorum. Libya'daki yapı, kabilelerin aslında birbiriyle olan dayanışması veya mücadelesi. Şu anda yapılan açıklamalara baktığınızda, doğu-batı şeklinde fiili bir bölünme var. Kabilelerin o bölgelerdeki gücüyle orantılı olarak böyle bir bölünme söz konusu. Bu nereye kadar nasıl devam eder bilemiyoruz. Bu süreci gerçekten dengeli bir şekilde devam ettirmek durumundayız. Buradaki politikamız sadece bir siyasi ilişki boyutunda ele alınmamalı. İnsani ilişkiler boyutunda ele alınmalı. Çünkü insani ilişkimizi bu olaylar bittikten sonra da devam ettireceğiz. Bu ülkelerin iç işlerine müdahale etmek gibi bir problemimiz, derdimiz yok. Bunu yapamayız. Bunu zaten Türkiye olarak kendimize de yakıştıramayız. Yaptığımız iş sadece insanidir, bu ülkelerle geçmişten bu yana olan münasebetlerimizdir ve bu ülkelerin halklarıyla olan münasebetlerimizdir. Türkiye'nin mevcut yapısından esinlenerek kendileri bizlerden destek isterler. Biz her alanda onlara siyasi, ekonomik, kültürel pek çok alanda desteklerimizi, yardımlarımızı sunarız. Ama bizim şu anda böyle bir şey ortaya koymamız mümkün değil. Durumdan vazife çıkarma gibi bir amacımız yok.''
''Libya'daki durum Gazze'den farksız. Hatta daha ağır. O zaman reel politika girince işin içine uluslararası politikada standartlar farklı oluyor galiba'' denilmesi üzerine Erdoğan, konuyu böyle değerlendirmemek gerektiğini söyledi.
Erdoğan, Mısır'da, Tunus'ta sadece Türk vatandaşlarının tahliye edildiğini belirterek, ''Ondan sonraki süreç tamamen uluslararası noktada neler yapabiliriz, bunun gayretiyle geçti. Libya'daki durum böyle değil, 30 bin insanımız var. Bu olayların içerinde bir can kaybı veya yaralanma serüveninin devam etmesi bizi çok ciddi sıkıntıya sokar. O zaman da eli kolu bağlı seyredemeyiz'' dedi.
-''BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ DOĞUŞTA BİTTİ''-
Erdoğan, ''Olaylar büyük Ortadoğu projesinin sahnelenmesi ya da gerçekleşmesi mi, yoksa zincirleme birbirlerini etkilemekten mi kaynaklanıyor?'' sorusunu, ''Büyük Ortadoğu konusunu Türkiye'de yorumlamak veya tanımlamak noktasında çok ciddi çelişkinin olduğunu görüyorum. 'Büyük Ortadoğu Projesi nedir' diye sorduğunuzda doğru tanımlayanını görmedim'' diye yanıtladı.
Projenin eş başkanı olarak Türkiye'nin kadın hakları ve demokrasi noktasında bölgede önemli bir görev üstlenmesinin öngörüldüğünü ifade eden Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Fakat bu daha doğuştan adımı atıldığında bitti, yürümedi. Fakat bizdekiler hala yürüyor gibi, baş aktörü biziz. Böyle bir şey yok. İtalya'nın, Yemen'in, bu işin rol modeli diye söyleneceklerin hali ortada, hala Büyük Ortadoğu Projesi diyorlar. İlk adımı atan Bush'tu. O da yok zaten. Onun için ben bu gelişmelerin Büyük Ortadoğu Projesi ile yakından uzaktan hiç alakası olduğunu düşünmüyorum. Bunlar ne homojen ne irtibatlı, böyle hareketler de değil. Yılların sıkıntısı var. Affınıza sığınarak söylüyorum, adeta siyasi gaz sıkışması diyebiliriz. Böyle bir durum var. Siz, 41 yıl, 32 yıl, 30 yıl bir ülkeyi yönetiyorsunuz. Bunu yönetirken, halkınızın iradesi yok veya halkın iradesi var diyerek halkı aldatıyorsunuz.''
Bölgedeki bir başka sıkıntının petrolün dağılımı noktasında olduğunu söyleyen Erdoğan, ''Belli bir bölgede farklı, belli bir bölgede farklı. İslam dünyasındaki bu petrol imkanından belli bir miktarını, 40'ta, 20'de, 10'da bir olabilir, kalkıp da bir kenara koysalar, bütün İslam dünyasındaki fakiri fukarayı, ondan sonra da bütün insanlığın ayağa kalkmasını sağlayabilir'' diye konuştu.