Erdoğan: Filistinli Fok Balığı kadar değeri yok mu
Fok balıklarının avlanmasına karşı ayağa kalkan insanlığın aynı tepkiyi Gazze'de ölen çocuklar karşısında vermediğini belirten Erdoğan, "Ey insanlık neredesin?" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Katar'ın başkenti Doha'da düzenlenen 'ABD-İslam Dünyası Forumu'ndan dünyaya önemli mesajlar verdi. Erdoğan, İslamofobi'nin tehlikesine dikkat çekerken, "İslam ve terör kavramlarının birlikte anılması kanıma dokunuyor." ifadesini kullandı. Gazze'deki drama karşı tüm insanlığı duyarlı olmaya çağıran Erdoğan, "Kutuplarda nesli tükenen hayvanları, yağmur ormanlarını, buzulların erimesini önemsediği kadar çocukların katledilmesini de önemsemelidir. Fok balıklarının avlanması karşısında ayağa kalkan insanlık, fosfor bombalarıyla öldürülen çocukları, vicdanını rahatlatmak amacıyla terörle mücadelenin yan hasarı olarak görürse, bundan tüm insanlığın adalet duygusu telafisi zor şekilde hasar görür. Gazze'de bunları yaşadık, gördük. Ey insanlık neredesin?" dedi.
Doha Sheraton Oteli'nde Brookings kuruluşu tarafından düzenlenen 'ABD-İslam Dünyası Forumu'nun ana konuşmacısı olan Başbakan Erdoğan, 11 Eylül saldırılarından sonra son derece sinsi bir şekilde İslam düşmanlığının toplumlara bir virüs gibi nüfuz etmeye çalıştığını savundu. Sinema filmlerinde, dizilerde, müzikte, bilişim dünyasında, medyada, fotoğraflarda, karikatürlerde; hatta kimi zaman bilimsel olması gereken yazı, makale ve yorumlarda bile "ince ince bilinç altına" hitap eden bir kültürel karşıtlığın empoze edildiğini üzülerek izlediklerini kaydeden Erdoğan, "İslam ve terörizm kavramları yan yana getiriliyor ve ayrımcılık körükleniyor." diye konuştu.
"Irkçılık, antisemitizm ne kadar tehlikeliyse, ayrımcılık ne kadar tehlikeliyse, İslamofobia da o kadar tehlikelidir; ırkçılıktır, ayrımcılıktır." diyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Dünyada hiçbir terör eylemi ve terör örgütü o eylemi yapanın ya da o örgütün mensuplarının dini inançlarıyla değerlendirilmezken, maalesef bazı terör eylemlerinin ardından 1,5 milyarı aşkın İslam dünyası hedef gösterilmektedir. Hiç ama hiç ilgisi olmadığı halde sadece adından, kıyafetlerinden, sadece kullandığı kelime ve kavramlardan dolayı bireylerin farklı muameleye maruz kalması, onları dışlayacak, diyalogdan uzaklaştıracak, güvenlerini zedeleyecek ve entegrasyonu zorlaştıracaktır."
İslam Dünyasına özeleştiri çağrısı
Erdoğan aynı zamanda İslam dünyasına da özeleştiri çağrısı yaptı: "Binalara, uçaklara otobüslere yönelik terörist saldırıların İslam kelimesiyle anılması İslam dinine de biz Müslümanlara da haksızlıktır ve İslam inancıyla bağdaştırılması mümkün değildir. İslam'ın temeli öldürmek değil, yaşatmaktır. İslami terör kavramını toptan reddediyorum. Terörle, İslam'ı bir arada görmek bizim kanımıza dokunuyor. Kendileri için İslami terör kavramını kullananları anlayışlarını gözden geçirmeye çağırıyorum. İslam ülkelerinin de özeleştiride bulunmalarını kaçınılmaz görüyorum. Müslümanların başını iki ellerinin arasına alıp düşünmeleri gerektiğini düşünüyorum. Müslümanlarla ilgili yanlış algıları gidermek için nasıl bir çaba içindeyiz?"
Erdoğan Türkiye'nin 30 yıldır sürdürdüğü terörle mücadelesinde İslam dünyasından ve uluslararası camiadan destek alamamasını da gündeme getirdi.
Gazze'ye hâlâ niye inşaat malzemelerinin bile giremediğini de soran Erdoğan şöyle dedi: "BM'nin okulu yıkıldı, hani nerede ne oluyor, ne yapıyoruz? Buradan cezaevinin kapısı var. 4 tane kapı, bu kapılardan içeri giremiyorsunuz. Yaptırım, böyle adalet olur mu? Dünya barışına katkıyı nasıl sağlayacağız? Ondan sonra çözüm diyoruz. Nasıl çözeceğiz? Ben o zaman soruyorum BM neredesin? Eğer BM aldığı kararları sadece karar almak için alıyorsa varlık sebebi yok demektir. BM'nin yaptırım gücünün olması lazım. Benim için Haiti ne kadar önemliyse Gazze de o kadar önemlidir. Ben olaylara bir Müslüman olarak değil, bir insan olarak bakıyorum." ZAMAN