Çengilli köyü Molla Arif ve Yusuf'unu unutmadı

Muş'un Çengilli (Dêr) köyü halkı, devlet ve PKK tarafından katledilen Molla Arif Keser ile Yusuf Yaşlak'ı, köyde düzenledikleri bir programla andı.

Çengilli köyü Molla Arif ve Yusuf'unu unutmadı

Çengilli köyü sakinleri 1993 yılında PKK’nin köye yaptığı baskında katledilen Yusuf Yaşlak ile 2002 yılında Adana’da, evinde olduğu sırada polisin baskını sonucu Hatip Dağ ile beraber katledilen Arif Keser'i andı. Anma programında konuşan Molla Sami Tanrıverdi, şehidin kayıp değil büyük bir kazanım olduğunu vurguladı.

Köy halkının düzenlediği anma programı Çegilli köyünde yapıldı. Programa Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) GİK üyesi İnan Sur, Muş İl Başkanı M. Şirin Çağlayan, Merkez ilçe Başkanı Yasin Toplu, Korkut ilçe Başkanı Kemal Elitaş ve köy halkı katıldı.

Program mezarlıkta şehitler için Yasin-i Şerifin okunması ve yapılan dua ile başladı. Mezarlıktaki kalabalık daha sonra köyün taziye evinde bir araya geldi. Burada salondakilere hitaben bir konuşma yapan Molla Sami Tanrıverdi Şehit ve Şahadetin önemine değindi.

Şahadetin peygamberlik mertebesinden sonra en yüce mertebelerden bir mertebe olduğunu vurgulayan Tanrıverdi, “Aslında şahadet tevhit kelimesiyle başlar. Tevhit kelimesini söyleyen herkes bir anlamda bu davanın hak olduğuna bütün benliğiyle şahitlik etmiş olur. 'Allah canlarımızı ve mallarımızı Cennet karşılığında satın almak istiyor.' Cenneti, bunun da ötesinde Allah'ın rızasını arzulayan herkes Allah'ın davasına sahip çıkarak, bu davanın bütün insanlığa ulaşması için çalışarak şahadet mertebesine ulaşmaya çalışmalıdır. Aksi halde böyle büyük bir mertebe yerinde oturarak kazanılmaz. Muhakkak ki büyük kazanımların bedelleri de büyük olur. Bu nedenle şehadet iman ister, yürek ister, amel ister, samimiyet ister ve sahip olduğu her şeyini ortaya koyarak fedakârlık yapmayı ister." dedi.

Şehitlerin Çengili köyü ve şehit yakınları için kayıp değil büyük bir kazanım olduğunu vurgulayan Tanrıverdi, “Gerçekten de bu büyük dava uğruna vermiş olduğunuz bu canlar sizler ve bizler için Allah'ın büyük bir lütfüdür. Şehit bir mum misalidir. Mum kendisini yakarken etrafını aydınlatır. Ve bu aziz şehitlerimiz de kendilerini feda ederek önümüzde aydınlık oldular. Yolumuzu aydınlattılar ve nasıl yaşamamız gerektiği, şahadet derken ne anlamız gerektiği konusunda bizlere rehber oldular.  İşte asıl fedakârlık budur ki, bu azizler aydınlık yarınlarımız için kendilerini feda ettiler." şeklinde konuştu.

Konuşmasına bir ayeti kerime ile son veren Tanrıverdi, "Allah'ın nice erleri (mümin kulları) vardır ki, Rablerine verdikleri sözü yerine getirdiler ve kimileri de günlerini beklemektedirler.' Ey aziz şehitlerimiz; yolunuz yolumuzdur. Bize emanet bıraktığınız bu bayrak yere düşmedi ve asla düşmeyecektir. Sizler Rabbinize verdiğiniz sözünüzü yerine getirdiniz ve bizler de günümüzü beklemekteyiz. Ruhunuz şad oldun." diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Program misafirlere yapılan ikramın ardından sona erdi.

(İLKHA)