EMEVİLER TARAFINDAN BÜYÜK HZ.EBU TALİBE ATILAN İFTİRALARA REDDİYE”DİR!!!

EMEVİLER TARAFINDAN BÜYÜK HZ.EBU TALİBE ATILAN İFTİRALARA REDDİYE”DİR!!!

BÜYÜK CEDDİMİZ HZ.EBU TALİBE ATILAN İFTİRAYA KARŞI DÜNYA SEYYİDLER VE ŞERİFLER KÜLTÜR VE ARAŞTIRMA DERNEĞİ TARAFINDAN REDDİYE!

EMEVİLER TARAFINDAN BÜYÜK CEDDİMİZ HZ.EBU TALİBE ATILAN İFTİRALARA DERNEK OLARAK REDDİYE”DİR!!!

Hz.Ebu Tâlib’in imanı geçmişten günümüze kadar hep tartışma konusu olmuştur: Birçokları onun (Allah’a sığınırız) imansız dünyadan göçtüğüne inanmaktadır,ama güvenilir rivayetlerle onun mümin olarak dünyadan göçtüğü hususunda asla şek edilmemektedir. Bazıları Resulullah’ın (s.a.v.)’mın bu fedakâr koruyucusunun küfrüne hüküm ederken tarih hadis ve tefsir kitaplarında naklettikleri zayıf ve meçhul rivayetlere dayanmışlardır.
İslam araştırmacılarına göre Ebu Tâlib’e isnat edilen bu asılsız iddialar,Ben-i Ümeyye’nin,Hz.Ali’ye olan düşmanlığı yüzünden uydurulmuştur.
Ebu Talib’in annesi Amr bin.Aziz’in kızı Fatıma’dır,Babası Abdulmuttalib’dir. Abdulmuttalib asla putlara tapmadı ve putlar adına kesilen bir hayvanın etini de yemedi. O şöyle buyurmaktaydı: “Ben ceddim İbrahim’in (a.s.) dini üzereyim.” Abdulmuttalib,Ebu Tâlib’e şöyle buyurdu:”Sana bir şey tavsiye etmek istiyorum.”Ebu Tâlib,”O nedir?” diye sorunca şöyle dedi;
“Ey oğlum ! Sana, kendimden sonra göz nurum olan Muhammed’e iyi bakmanı tavsiye ediyorum.O’nun ne ölçüde bana yakın ve yanımda ne kadar değerli olduğunu biliyorsun.O’nun değerini bil ve O’na saygılı davran.Sağ olduğun müddetçe O’nu kendinden ayırma; O’nu koru ve O’na hürmette kusur etme”
Hz.Ebu;Talib, Hz. Muhammed’in peygamberliğinde tam 28 yıl önce peygamber olacağını anlamış ve inanmıştır..
“NASILMI”
Kaynaklarda
Hz.Ebu Talib’in Ticaret için Şam’a Yolculuğu Anlatılır.Şam Yakınlarında Gerçekleşen Rahip Bahira Olayını Hemen Herkes Bilir.
Bu rahibin anlattıklarına inanan Ebu Talip ticaret için geldiği binlerce kilometrelik yolu daha 12 yaşında olan Peygamberimize zarar gelmesin diye Şam’a çok az bir mesafe kalmasına rağmen geri dönmüştür.Rahip Bahira ne demişti? 12 yaşlarında olan Peygamberimizle sohbet eden, bazı sorular soran rahip en son sırtına bakıp o mübarek mührü gördükten sonra Ebu Tâlib Hazretlerine,İlahi kitaplarda bu çocuğun Peygamber olacağı bildirilmiştir. Sakın bu çocuğu Yahudiler görmesin, zira Yahudiler, O’na düşmandır zarar verirler dedi ve Ebu Talib’de geri döndü.

“PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V.) HZ.EBU TALİB’İM DEFİN İŞLERİNDE “BULUNMAMASININ SEBEBİ! Peygamber efendimiz Ebu Talib’in ölmesiyle hamisini kaybetmiş olduğu ve müşriklerin, kendisini öldürme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı için, hemen gizlendi ve toplum içine çıkamaz oldu… Nitekim Ebu Talib’in ölümü üzerine Kureyş müşrikleri hemen toplanıp Peygamberimizi öldürme kararını alıyorlar; bu yüzden de Peygamberimiz (s.a.v), Taif’e gitmek zorunda kalıyor ve Taif dönüşü de, ancak Mut’aim bin. Adiyy’in himayesine girmek suretiyle Mekke’ye girebiliyor.İşte Peygamberimizin, Ebu Talib’in defninde bizzat bulunmamasının sebebi budur!!!

“BUHARÎ NİN HZ. EBU TALİB’İN İMAN ETMEDİĞİNE DAİR ZİKRETTİKLERİ HADİS SAHİH DEĞİLDİR”
“ZİKRETTİKLERİ HADİSTE ŞÖYLE DENİLMEKTEDİR;”
“Ebu Talib’in vefatı yaklaşınca, Resulullah, onu ziyarete gitti. O sırada müşriklerden Ebu Cehil bin.Hişam ile Abdullah bin Ebi Ümeyye’de orada bulunuyorlardı. Resulullah: Ey Amcam! Bir söz, “Lâ İlâhe İllallah…” söyle ki, Allah katında senin için onu hüccet olarak beyan edeyim! buyurdu.Ebu Cehil ile Abdullah bin. Ebu Ümeyye de: Ey Ebu Talib’e sen ! Abdulmüttalib’in dinini terk mi edeceksin? dediler. Resulullah’ın telkini ile Ebu Cehil ve Abdullah’ın karşı telkinleri bu şekilde tekrarlandı. Nihayet Ebu Talib’in son sözü,“Babam Abdulmuttalib’in dini üzereyim dedi,ve “Lâ İlâhe İllallallah…demedi.O zaman Resulullah: Vallahi, ben senin için mağfiret dilemekten Allah tarafından yasaklanmadıkça, yine de senin için mağfiret dileyeceğim! buyurdu,bunun üzerine Tevbe suresinin 113 .Ayeti nazil oldu.Şimdi Bu hadisin Geçersiz olduğunun Tarihi kayıtlarla ve Ravisinin de Geçersiz olduğunu açıklayalım.Bu hadisi Rivayet eden El Müseyyeb,El Müseyyeb’de,Ben Babamdan Duydum, O da Ebu Cehilden duydum diyor.Yalan’a ve iftiraya bakın… LÜTFEN DİKKAT EDİN HZ.EBU TALİB Hicri 619 yılında vefat ediyor, El Müseyyeb’te Hicri 630 yılında Mekkenin fethinden sonra islamiyeti kabul etmek zorunda kalıyor.Bu olay olduğu zaman El Müseyyeb Müşriktır,ve bu Müşrik Ebu Cehil in ifadesiyle Hadis rivayet ediyor
“BÖYLE HADİSMİ RİVAYET EDİLİR ?

LÜTFEN ÇOK DİKKAT EDİN;GÜYA HZ.EBU TALİB,Vefat ettiği anda Peygamber efendimiz Hz.Ebu Talib’in iman etmediğine çok üzülmüş ve o’ anda Tevbe suresinin 113. Aayeti,nazil olduğunu rivayet ediyorlar bu hadis Tamamen YALAN Ve İftiradır.” TARİHLER BU YALANI AÇIKÇA ÇÜRÜTÜYOR.”HZ. EBU TALİB Hicri 619 Yılında vefat etti.Tevbe suresi ise Efendimizin Medine ye Hicretinden sonra nazil olmuştur. Son iki ayeti de Hicri 630 ylında nazil oldu.Bu ayeti de buraya monte etmelerinde Tarih ve Ayetin Nüzulu Tarihi açıkça çürütüyor.
“HZ.Ebu Talb’in İMAN ETTİĞİNİN AÇIK DELİLLERİNDEN BİR KAÇ TANESİNDE; 1.Daha öncede,Hz. Ali’nin Müslüman olması bahsinde belirttiğimiz gibi, Ebu Talib,Hz. Ali’nin iman ettiğine ve ibadetlerinde Peygamberimizin yanında yer aldığına memnun olmuş ve onun İslam’ını şu sözleriyle onaylamıştır: “Zaten Muhammed, seni ancak hayra ve iyiliğe çağırmaktadır. Sen onun yolunda gitmeğe devam et! Oğulcuğum! Amcazaden Muhammed’in girmiş olduğu yola senin de isteyerek girmen,sana yakışır.” Ebu Talib,oğlunu Cafer’i Müslüman olmağa teşvik etmiş ve Hz.Ali’nin, Peygamberimizin sağ yanında durup namaz kıldığını görünce,oğlu Cafer’e “Haydi,sen de amcazadenin yanında namaz kıl!” demiştir.
Bir insan, eğer bir şeyin hak ve doğru olduğuna inanmazsa,onu kendi çocuklarına tavsiye eder mi, çocuklarını ona teşvik eder mi ve çocuklarının o yola girmesini memnuniyetle karşılar mı! Elbette ki, bir babanın,evladı için hayırdan başka bir şeye razı olması mümkün değildir.
Şu halde Ebu Talib’in, bu tavrı, onun kalben iman ettiğinin ispatıdır.Hz.Ebu Ebu Talib’in bazı şiirlerinden şöyle haykırmıştır: Biliniz ki,biz,Musa gibi, Muhammed’in de peygamber olduğunun,eski Mukaddes Kitaplarda yazılmış olduğunu biliyoruz, buna inanıyoruz!” cümlesi de, şehadet kelimesinin başka bir versiyonudur.Ebu Talib, diğer bir şiirinde de meâl olarak şöyle demektedir:
“Şüphesiz ben, Muhammed dininin, bütün dünya dinlerinin en hayırlısı olduğunu biliyorum. Eğer Kureyş’in beni kınamaları ve kötülemeleri bu yüzden,İslam ve Müslümanların lehine kullandığım nüfuzumu kaybetmek endişesi olmasaydı, benim, ona boyun eğip iman etmiş olduğumu ilan ettiğimi görürdünüz.”
Başka şiirinde şöyle buyurmuştur: “EYY ALLAHIM BENİM ÜZERİMDE Kİ GÖREVLİLERİN ŞAHİT OLSUNLAR’Kİ BEN MUHAMMEDİMİN DİNİ ÜZEREYİM KİM DİNDEN SAPARSA SAPSIN BEN HAKİKAT ÜZEREYİM DİYE HAYKIRMIŞTIR”Görüldüğü üzere Hz.Ebu Talib’in Peygamber efendimize kalben iman ettiğini, Kureyş’in gözünden düşmemek ve Peygamberimiz ile Müslümanları himaye için kullandığı nüfuzunu ve Müslümanlar ile müşrikler arasında oynadığı hakemlik rolünü kaybetmemek için imanını açığa vurmadığını ve Müslüman olduğunu ilan etmediğini haykırmaktadır.

Hz. Ebu Talip’in(r.a.) iman üzere olduğuna delalet eden hadisler de mevcuttur. (İbni Saad’ın Tabakat adlı kitabı 1/125) Ebu Talip’in iman ehli olduğunu söyleyen çok meşhur âlimlerden ilki meşhur Celaleyn tefsirinin, ismiyle isimlendirilmesine vesile olan Mısırlı büyük âlim İmam Suyuti’dir. (Ö.1405 Kahire) Çok değerli eserlerinin arasında Dürül Mansur tefsiri vardır. Ebu Talip’in imanı ve güzel vefatı ismiyle kitap yazmıştır. Kitabında on iki büyük hadis âliminden topladığı hadisleri bizlere nakletmiştir.
Bu eser Darül Kütüp-ül Mısriyye’de el yazma eserler arasında mevcuttur.Ayrıca İmam Kurtub-i, Hacer Esgalani, Fetih adlı eserinde 1957. Ahmet bin Hanbel’in Müsned’inde 130,991.Zemahşeri, Osmanlı döneminde Mekke ve Medine Müftülüğü yapan büyük alim ve muhaddis Seyyid Zeyni Dahlani, Seyyid Muhammed bin Resul Berzenci gibi âlimler Ebu Talip’in iman ehli olduğuyla alakalı hadisleri toplayarak kitaplar yazmışlardır.
Bunca yıldır atılan iftiralara karşılık bu bilgi ve belgeler yeterli değilmidır

KAYNAKLAR ;

Hz. Ebu Talib’in iman ve islamı hakkında meşhur islam Ülemalarından birçok kitap telif edilmiştir.Örnek olarak Muhammed Kâmil el Mahlemî’nin Ebu Tâlib ‘Ammu’r-Resûl Şeyh Abdullah El-Kutayfî’nin Ebu Tâlib Mü’min Kurayş”Hafız Allâme Ebu’l-Hasen Ali bin Muhammed bin Ebî Seyf el-Medâini’l Ahbârî’nin (v. 225) “Ahbâr Ebû Tâlib ve Veledihi İmam Muhammed Mu’în bin Muhammed Emîn bin Tâlibillah El-Hindî El-Hanefî’nin (v. 1161) “İsbât İslâm Ebî Tâlib ŞAFİİ: MEKE MÜFTÜSÜ ALAME SEYYİD AHMET ZEYNİ DAHLANİ 1304) “Esne’l-Metâlib fî Necâti Ebî Tâlib. ALLAME SEYYİD MUHAMMED BİN.RESUL EL BERZENCİ EL-MEDENİNİN (v. 1103) “BUĞYETÜL TALİB Lİ ÎMANİ EBİ TÂLİB:İMAM AHMED BİN Kâsım’ın “Îmanı Ebî Tâlib.Şeyh Ebi’l-Huseyin Ahmed bin Muhammed bin Tarhân el-Cercerâhî’nin “Îmân Ebî Tâlib”, Allâme Ebî Alî Ahmed bin Muhammed bin Ammâr el-Kûfî’nin (v. 346) “Îmâni Ebî Tâlib.Fakih Seyyid Ebi’l-Fedâil Cemâluddîn Ahmed bin Musa el-Hillî’nin (v. 673) “Îmânı Ebu Tâlib. Şeyh El-Muhaddis Ebu Muhammed Sehl bin Ahmed ed-Dîbâcî El-Bağdâdî’nin
(v. 380) “Îmânı Ebû Tâlib.İmam Ebu Nu’aym Ali bin Hamza el-Basrî’nin (v. 375) “Îmânı Ebî Tâlib.Allâme Mirza Muhsin El-Karadâği’t-Tebrîzî’nin “Îmânı Ebî Tâlib ve Ahvâlihi ve Eşârihi,Şeyh Ebu Abdullah Muhammed bin Numân el-Mufîd’in (v. 413), “Îmânı Ebu Tâlib.HAFIZ CELALLEDDİN ES SUYUTİNİN (v. 911) “BUĞYETU’T Tâlib li-Îmân Ebî Tâlib. El-Mufti Seyyid Muhammed Abbas bin Seyyid Ali Ekber Et-Tusturî El-Lekhenevî’nin
(v. 1306) “Buğyetut-Tâlib fî İslâmi Ebu Tâlib” İmam Ebu Nu’aym Ali bin.Hamza El-Basrî’nin (v. 375) “Divân Ebî Tâlib ve Zikri İslâmihi”Şeyh Ahmed Feyz bin El-Hâcı Ali Ârif El-Çûrûmî El-Hanefî’nin “Feyzu’l-Vehhâb fî Necât Ebu Tâlib” Eserlerini zikredebiliriz.
MEKE VE MEDİNE BAŞMÜFTÜSÜ SEYYİD İmam Ahmed Zeyni Dahlâni “Esne’l-Metâlib” eserinde Hz.Ebu Tâlib’in iman ettiğine dair Ehli Sünnet ve’l Cemaat’nin birçok alimin beyanı vardır. ALAME MUHAMNED BİN RESUL BERZENCİ. Tilmusânî,Sıbt İbnu’l-Cevzî, Taceddîn Subki,Ebu Tâhir es-Silefi, el-Echeverî, İbn Vahşî,Kurtubî ve başkaları bunlardandır.
Hatta İbn Vahşî, el-Echeveri ve Tilmusânî gibileri Ebu Talib’e Buğzeden veya onu kötülükle anan kişileri tekfir etmişlerdir. (Esne’l-Metalib fî Necâti Ebî Tâlib,5. Bölüm S.90)