EMEKSİZ KAZANÇ
Prim yatıranları az, çok ödeyenleri denkleştirmeye çalışıyorlar. Onlara zam yapılmasın demiyoruz. Ancak emekli sandığı çalışanı, bu devlete fiilen 25–30 yılını vermiş devlette fiilen çalışmıştır. O zaman biz niye çalıştık, niye emekli olduk. Çalışanla çalışmayan arasında yarı yarıya fark var iken. Emekli sandığı emeklileri neden hala kale alınmıyor. Bu vurdumduymazlık, ayrımcılık, adaletsizlik AK Partinin hesabına kara leke olarak geçecektir.
Kişi başına bu kadar gelir demek yalandır. Cebime ne kadar para giriyor, ona bakarım. Cumhuriyet tarihinde memurlara çalışan, çalışmayan, şucu bucu sınıflandırma yapan, adaletsiz zamlarla milyonlarca aileyi perişan eden, AK Parti hükümeti önümüzdeki seçimlerde, bu sessiz kitlenin tokadını sandıkta alacaktır. Pembe tablolarla emeklileri kandırmayın, Tarım sigortası emeklisi benimle mi göreve başlamış, pirim yatıranın parası var ki, para yatırmış, ben ise devlete fiilen çalışmışım emek vermişim. Yapılanlar adaletsizliğin daniskasıdır. Bir gecede kendilerine aldığımız maaş kadar zam yapanlar da ar damarları varsa utanırlar. Kimseyi kandırmazlar. Yüzde dörtlük zam miktarınız halen maaşlara yansıtılmamış, tutacağı da 35 bin TL. Kendi maaş zammınız daha imzalanmadan, artışınız bankaya yatırılıyor parayı çekiyorsunuz. Bu nasıl bir adalet, partinin ilk harfi” A “ya yazıklar olsun. yazdırmaya mecbur ediyorsunuz. Bir zamanlar memurun üç katı maaş, bir o kadar ikramiye alan, malum kesime neden çok acınıyor, ayırım yapılıyor, anlaşılan bir şey değildir. Tüm emeklilere zam verecekseniz o zaman adil bir şekilde eşit miktarda veririsiniz kimse gocunmaz.
Hem emekli lafını edeceksiniz birisine 335 TL. Bir kesime ise 35 TL zam vereceksiniz bu çok çirkin bir ayrımcılıktır. Devletin kesesinde, kasasında herkese yetecek miktarda para olduğu halde, bazılarına kepçeyle, bazılarına kaşıkla, zam vermek adaletsizliktir. Hak yeme ve hak gaspıdır. Vebaldir, sessizlerin sesine kulak vermemektir. Her şey ucuzlamış deniyor. Cepte para olmadıktan sonra ister bir deve on para olsun. ne kıymeti var. Kömür dağıtmakla adalet olmaz, karın doymaz, insanların cebinde para yok, siz neden bahsediyorsunuz. On sene zarfında Türkiye nin zenginleri kat, kat zengin oldular. Fakirler daha da fakirleşti, bizler kuru bir soğanın mücadelesini veren insanlarız.
Bizlerde insanız diyoruz, yaşamaya hakkımız yokmu? Zenginlere yaslanarak bir şey elde edilmez. Geçmişte hükümetler tarafından şımartılan zenginler, başbakanları pijama ile karşılamışlar ne tez unuttunuz. Bir devlet fertlerine emek verenlere hakkını vermiyorsa vay o devletin haline, emeksiz zenginler her zaman başa beladır. Ebubekir’i sıddık ya Rab/ vücudumu o kadar büyüt ki, cehenneme sadece ben gireyim ümmeti Muhammed’den kimse girmesin, acıma duygusu mesuliyet böyledir işte, yığınlarla fakir, aç, yoksul insanları görünce içimiz yanıyor sosyal devlet insanlarını bu hale getiremez. Bizler halkın içinde yaşıyoruz, aynel yakin görüyoruz, onun için yetkililere sitem ediyoruz. Yoksa siyasi gözlükle kimseye kem gözle bakmayız. Aldığımız kültürle haksızlık kimden gelirse karşı çıkarız. Boşuna kimseyi alkışlamayız. Yağdanlık yapmayız, yağdanlıkları da kınarız. Çünkü adil olmayan bir paylaşımda kitlelerin figanını görüyoruz. Yatağımız sıcakta olsa, sıhhatimiz iyi de olsa uyuyamıyoruz. Yetkililere duyurmak istiyoruz. Değişim sloganı ile yola çıkan bir parti, maddeyle insanları bölmesi, sınıflandırması akıl karı değildir. Tablo onu gösteriyor. Temennimiz adaletsiz tablolardan vazgeçmektir. Unutulmamalıdır ki, bir insanın midesini doldurmadan, kafasını dolduramazsınız. İktisat! Fert ve devletler için mihenk taşı olmalıdır. İsraf ve savurganlık ise uçuruma yuvarlanmadır. Milletin parasını emeksizlere peşkeş çekenler, Dünyada ve ahirette hesabını verecektir.