EMEKLİNİN HALİ NE OLACAK?

EMEKLİNİN HALİ NE OLACAK?

Yıllarca bu ülkeye hizmet edip, hayatını hizmet uğrunda harcayarak, taşında, toprağında, yazısında, projesinde, kısaca her alanında emeği olan cefakâr biz emeklilerin durumu içler acısı. Bir ülkenin aynası emeklileridir, tanımak istediğiniz bir ülkenin emekli yaşam standardına bakın anlarsınız. O ülke kalkınmışmı yoksa gerimi kalmış veya gelir dağılımı adil mi değilmi? anlarsınız. Türkiye’de emekliler hayatta kalmak için yaşlı olmalarına rağmen becerilerine göre iş bulmak ve çalışmak mecburiyetinde kalıyorlar. Ülkemizin en büyük özelliği halkın yüzde doksanı Müslüman olması hesabı ile yaşlılara saygılı olunması, gözetilip korunması islamın emridir. Fakat bizi idare edenler emekli konusunda ne İslamı nede yobaz AB yi örnek alıyor. Özellikle Ak Parti dönemlerinde her şeyde değişim oldu, çılgın projeler açıklandı çağ atlatıldı v.s. ama biz emekliye gelince sanki vurun abalıya dercesine emeklileri sefalete terk etti.

Hepimizin bildiği gibi referandum günü akşam Başbakanın yaptığı konuşmada özellikle memur emeklisine müjdeler olsun sözü hafızlarda hala tazeliğini koruyor. On ay gibi uzun bir zamanın geçmesine karşın memur emeklisinin yüzünü güldürecek hiçbir müjde hükümet tarafından verilmiş değil. Sadece yüzde dört buçukla sanki çocuk avutur gibi emekliyi avutmuştur. Şuan faaliyet gösteren birkaç tane emekli sendikası ve bir o kadar da emekli derneği var fakat bunların hiçbir yaptırım gücü yok. Çalışanların yaptırım güçleri var ama emeklinin böyle bir şansıda yok imkânı da. Bu ülkede hak alabilmek için çok güçlümü olmak gerekir? Peki, bu durumda emekli ne yapabilir, sesini nasıl duyurup aç olduğunu, sefalet içinde olduğunu, yaşam standardının altında yaşadığını, yaşlılar için dengeli ve sağlıklı beslenmenin şart olduğunu, ancak hangi para ile yapacağını nasıl duyuracak.

Âcizane bir sendika il temsilcisi olarak bu ve buna benzer konuları defalarca gündeme getirme gayreti içerisinde olduk. Hatta birkaç kez Sayın Cumhurbaşkanı’na ve Başbakan’a emeklilerin durumu ile ilgili mektuplar gönderdik. Sayın Cumhurbaşkanı’ndan bize gelen cevaplarda ise hep aynı adres; yani Hükümet gösterildi. Hükümete zaten mektup göndermiştik genel merkezimiz ilgili bakanlıklarla zaten görüşmeler yapıyorlardı ve hep aynı oyalama ve kemer sıkma politikaları. Devletin parası yok emekli sayısı hayli fazla gibi sudan bahaneler. Peki madem devletin parası yok o zaman çalışanlar gibi bize de maaşlarımızı aldığımız bankalar tarafından promosyon verilsin dedik. İlk etapta söz verildi fakat daha sonraları SGK genel müdürü tarafından yapılan açıklamalar emekliler devlet bankalarında maaş aldıkları için söz konusu paranın verilemeyeceği şeklinde olmuştur. Sendika olarak anladığımız yine yaptırım gücü olmayan emeklileri önemsemediler olmuştur.

Hükümet kabinesinin kurulduğu bu günlerde ustalık dönemi başladı bakalım hakikaten usta olmuş mu? Yoksa kalfalık devam mı edecek. Bunu emekliye vereceği zam oranı ile anlayacağız. Türkiye’de 9,5 milyon emekli var ve sanki hükümet bu kesim insanı atıl durumda görüyor ve ölmesini dört gözle bekliyor gibi bir görüntü sergiliyor. Çünkü emekliye verdiği maaş bırakın yoksulluk sınırını açlık sınırının çok altında kalıyor. Başbakanın dikkatini çekmek, emekliye insanca yaşanacak bir maaş vermesi için başbakanlığın önünde birkaç emekli ile birlikte borçlanarak, bir teneke benzin alıp, üzerimize döküp kendimizi mi yakalım? Çalışana değer veriliyor da, emekliye neden değer verilmiyor? Efendim yüzde 4 zammı size de verdik denilebilir. Sorun şu Çalışanla çalışmayan memur emeklisi maaşı arasında yarı yarıya fark oluşturuldu bunu da Ak parti hükümeti yaptı. Neden?

 Cumhuriyet tarihinde böyle bir ayırımcılık görülmemiş, sadece ak parti döneminde görülmüştür. İlgililer bunu bir izah etsinler. Hiç kimsenin emekliyi devletine karşı küstürmeye hakkı yoktur. Yaptırım gücü olan sendikalar da bu konuyu gündemlerine alıp baskı unsuru olmaları gerekir. Ama görüyoruz ki hiçbir sendika yetkilisi emekliyi hatırlayıp kaile almıyor. Sanki gizli bir anlaşma var gibi yaptırım gücü olan sendika yöneticileri unutmasınlar ki, dünyalık saltanatlarında emeklinin mirasına konmuşlardır. Unutmayın. Emeklide engin bir sabır var, sabrımızı taşırmayın. Bizler ipotekli değiliz. Emekliyi zekâta, fitreye, sadakaya muhtaç edenler utansınlar. Emeklilerden kiracı olanlar var emeklinin okuyan öğrencileri var emeklinin hala bekâr çocukları var bunları bu maaşla nasıl okutup evlendirecek, siz söyleyin.  Bu günün çalışanı yarının emeklisi olacak bunu her kes bilmelidir ve ona göre davranmalıdır. Süper çılgın proje 9,5 milyon emeklinin hayır duasını almak değil mi?

Bir başka yazıda görüşmek dileği ile…