Çelik'ten görkemli resim sergisi

Çelik'ten görkemli resim sergisi

Muharrem Çelik Sergisi Yine Çok Yoğun Geçecek

            Sergi için yoğun bir tempo içinde olan sanatçı geçtiğimiz günlerde Akra Fm de Mustafa Öztürk 'ün programına telefon ile katıldı. Sergisinin açılışına Kâğıthane Belediye başkanı Fazıl Kılıç, Ünlü Ressam Mehmet Arpacık, Prodüktör ve Köşe yazarı Yusuf Kaplan ve Monami katılacak. Çelik yoğun protokol katılımı olduğu takdirde açılışa eklemeler olabileceğini dile getirdi. İstanbul'da yüzlerce kişinin davet edildiği, birçok STK genel başkanlarıyla da irtibat halinde olduğunu Vurguladı

GAP Gazetesinden Yusuf Kürkçüoğlu, AGD İstanbul il başkanı Kerem Öncel, Şanlıurfa Derneği Başkanı Durak bey başta olmak üzere Sanatçılar ve birçok Ünlü sima yalnız bırakmayacaktır. Şimdiden birçok radyo ve TV programcıları çelik ile görüşüp program takvimi oluşturmaktalar.

            Sergide Urfa rüzgarı da estirecek olan çelik; (Urfa müziği dinletisi çiğköfte ve Mırra ikramı) şark gülü kırtasiyesi ve Monami pastel boya Firmasıyla önümüzdeki aylarda da benzer çalışmalar yapma temennisinde olduğunu vurgulayan çelik, şimdiden sergisine destek veren herkese teşekkür ediyorum dedi. 

 

Muharrem Çeliğin Sanatına Bilim Dünyasından Yorumlar

konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Abdullah Demir; "Yoğun Sergi hazırlıkları arasında iki kurumdan Ressam Muharrem Çeliğin eserlerine değerlendirme sonuçları bildirildi. Anadolu üniversitesi edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi bölümü Estetik ve Çağdaş Felsefe Derslerine giren Hakan Demir ile Ankara da Dahi Araştırma Merkezi Sahibi Abdullah Demir Tarafından yapılan biri sanatsal diğeri psikolojik olan her iki değerlendirme sonuçlarının özeti şöyle idi

-….Tahlili özetlersek; sanatçımız öfkeli, tepkili, hep bir çatışma yaşayan, kendini sınırlandırılmış hisseden, inatçı ,üretken, kendi içinde gizli bir dünya oluşturup gerçek hayattaki eksikliklerini orda çözümleyen ve bir o kadarda kararlı bir kişiliğe sahip. Bu özellikler olsa olsa bir sanat adamında birleşebilirdi zaten.  

 

Bu kadar sert yorumlar yaptığım için üzgünüm ama psikoloji bilimi her ne kadar pozitif bir bilim gibi görülse de aslında psikolojinin aradığı her zaman sorunlardır, her şeye olumsuzlukları görme içgüdüsüyle  yaklaştığımız için herşeyin karanlık yanlarını görürüz. Yazımı eserlerdeki yoğunluk duygusunun sebebini ele verecek bir alıntıyla bitiriyorum. Bir gün biri Beethoven' a; "Neden eserlerin bu kadar yorucu ve yoğun?" diye sorunca, Beethoven "Ne yapayım, Tanrı sizin kulağınıza fısıldıyor benim kulağımaysa bağırıyor! Bu yüzden sağır oldum." der.

 

  

Hakan demir'in Değerlendirmesi ise şöyle; "Muharrem Çelik resim dilinin eksenini, yaşadığı coğrafyanın ruhundan almış. En iyi bildiği dünyayı yine kendi dünyasının gözünden aktarıyor bize. Onun dünyasında her şey daha iç içe renkler daha çarpıcı ve konturlar daha kalın.

Bu görme biçimi resimlerine ekspresyonist (anlatımcı/ifadeci) bir dil katmakta. Canlı renkler ve renkleri kendi doğasında harmanladığı gerçeklik üzerinden sunumu fovist (Fransız ekspresyonizmi, çiğrenkçilik) izler taşımakta. Yaşadığı dünya ile o dünyanın yer yer soyutluğa varacak bir dille düşselleştirilmesi, Batı ve Anadolu sanat tarihinde karşılaştığımız, belki de aldığı sanat tarihi eğitiminin etkileri biçiminde kendini göstermekte. Ama tüm bunlar asla yaşadığı dünyayı merkez edinen dili, ana dilini eksenden uzaklaştırmadan kurulmaktadır.

Sanat, yaşadığımız dünyayı yeni biçimli görünüşleri içinde bize sunuyor. Her resim bu dünyanın içine açılan bir yolculuğun başlangıcı. Ressamın gözü ile biz bu yolculuğa çıkıyor, yaşamımıza yeni renkler çizgiler katıyoruz. Sanatla uğraşan, izleyen insanın da ruhu zenginleşirken, dünyaya bu zenginlik üzerinden bakmaya başlıyor. Etrafına yaşadığı bu zenginliği yaşatmaya çalışan Muharrem Çelik'i, çizen, yazan, derleyen yaşadığı dünyaya duyarlı bir insan olarak kutlamak gerekiyor. Tüm bu merakları ve bir eğitimci olarak yaşattığı sanat ve yaşam sevgisi ile devamı için kışkırtmak gerekiyor. Yoksa eleştirmek (eleştirinin önemini ve değerini reddetmeden) sadece görmek istediklerimizle yargılamak büyük bir bütünden küçük bir parça koparmak anlamına gelir ki, bu da emeğe saygısızlıktır."

                                                                                                                           

www.balikligol.com