Eğitim Öğretim
Dinimizin ilk emri okumaktır. Okumak, bilgi edinmek insan için su, ekmek kadar gereklidir. Teknoloji, sanayi, Tıp insan için gerekli olan her şey ilmin, bilmeni n, öğrenmenin eseridir. Eğitim öğretime önem veren toplumlar genç nesillerinin semeresini alırlar. 17 Eylül 2018 Tarihinde ülkemizde 2018-2019 Eğitim öğretim yılı başlayacak. Ülkemiz genç nesil olarak belki dünya da tektir. Milyonlarca gençliğimiz var. Yüz binlerce öğreten bir ordu kadar öğretmenlerimiz var. Ülkemiz de okulsuz yerleşim birimi yoktur. Tüm İllerimizde üniversitelerimiz var. Okullarımızın ekseriyeti fiziki, araç gereçte dünya standartlar seviyesindedir.
Eğitim Öğretimin organizatörü Yüksek öğretim kurumu ve Milli Eğitimdir. İsim Milli olduğu halde Eğitimimiz Milli değildir. Eğitim sistemimiz muassır medeniyet seviyesine ulaşmak için batı endekslidir. Batıdan aldığımız eğitimle batı tüm teknoloji ürünlerini yapar, ihraç ederken, sanayide gelişirken, biz bati eğitim sistemi, kopyası ile bir şey yapamamışız. Eğitime ideoloji, siyaset bulaşırsa o eğitim kaliteli olmaz, üretimi de sakat olur. Hele Eğitim ehil olamayanların elinde olursa, eğitim para kazanma aracı olursa, eğitim yazboz tahtasına dönüşür ki, verimli, kaliteli nesil yetişmesi hayal ürünü olmaktan öte geçemez.
Milli Eğitimden Emekli biri olarak yazdıklarım Aynel yakindir. Her ilimizde ilahiyat fakülteleri var, yüz binlerce din Eğitimini almış Din görevlilerimiz var. Kur'an-a, Sünnete dayalı gerçek dini aktaran toplum önderliğini hak etmiş elin parmakları kadar azdır.
Gerçek din eğitimi de topluma verilmemiştir. Mevcut Cami din görevlilerini de katarsanız bu ideolojilerle donanmış eğitimle ne dünya ne de Ahret işlerini becerememişiz Teknoloji, sanayi ürünlerini kullanmak, ithal etmek, marifet değil, teknolojiyi, sanayi ürünlerini icat etmek, ihraç etmek en büyük marifettir. Maddeci eğitime çeki düzen verilmesi gerekirken öğrenci malzemelerinin insan sağlığına zararları ile meşgulüz. Çünkü okul malzemelerinin çoğu ithaldir. AKP döneminde tüm okul kitapları parasız veriliyor. Sosyal devletin anlayışı olsa da Kitapların içeriğine dokunulmamıştır. Ezberci eğimle bir yere varılmaz. Avrupa ülkelerinin çoğunda karma eğitimden vazgeçilirken, bizde karma eğitimden vazgeçme ilkelere takilmiştir, bu kangren aşılamamıştır. Karma eğitim gençlik için uyuşturucudan daha beterdir. Senelerce gençlik Dershanelere gitmek için can atıyordu.
Dershane üniversiteyi kazanma şartıydı. Anne babalar fedakârlık yaparak, boğazlarından kısarak çocuklarını dershaneye gönderirlerdi. Dershaneler devlet tarafından kapatıldı. Şimdi bakıyoruz meğer sadece isim değişmiş. Gençlik emin ellerde, yarının bireyleri daha cazip ifadelerle gençlik bu kurslara mıknatıs gibi çekilmeye çalışılıyor. Olan yine anne babalara oluyor. En ucuz eğitim kursu 8 Bin TL. Eski tas eski hamam isim değiştirmekle bir şey elde edilmiyor. Geçmişte malı götürenler gibi yine mallar götürülüyor. Mazlum ebeveynler kaz gibi yolunuyor, inek gibi sağiliyor. Ülkemizin % 90 oranında Müslüman'dır denir ama... Gençliğe hem maddi hem de manevi eğitim niçin verilmiyor. Sadece madde eğitimi ile tek kanatlı kuş misali gibi. Yüzyıla yakındır verilen eğitimle kaç mimarımız, hukukçumuz, siyasetçimiz, sanatçımız, edebiyatçımız, astronotumuz, fizikçimiz, buluşlar bulan bilim adamımız, ekonomistimiz, gerçek Din adamımız, gerçek tasavvufçumuz var? Dünya sıralamasında çok gerilerdeyiz.
Ülkemizde suç oranları okumuş kesimde daha fazladır. Trafik kazaları, kadına şiddet, cinayetler, yolsuzluk, hırsızlık, bencillik, yalan, kandırma, doymazlık gibi fiiller. Ceza evleri doluluğu suç oranlarının ölçüsüdür. Yeni cezaevlerinin yapılması, hizmetmiş gibi övülmesi, işin gülünç tarafıdır. Bu günlerde af konusu gündemde, belki bir nebze cezaevleri boşalır. Af konusunda devlete karşı suçların af kapsamına alınması ayrı bir konudur. Gerçek eğitim öğretimle cezaevlerinin boşluğu mukadderdir. Demek ki eğitim sistemimizde bir sorun var. İlmin birinci basamağı aile yuvasıdır. Sonra okul daha sonra ise çevredir. Öznesi okuldur, medresedir, Öğrenmenin araçları, öğretenlerdir. Kitaptır. Asrımızda teknoloji araçlarıdır. Dergilerdir, görsel medyadır. Bu saydıklarımın hepsi ne yazık ki, siyasete, ideolojilere alet edilmiştir. Ülkemizin her İl ve İlçelerinde Halk kütüphaneleri var içi bilimden uzak ideolojik yazılımlı kitaplarla doludur.
Okunacak kitapların çekiciliği yoktur. Gençlik internete, sanal âleme ipotekli oldukları için kimse kitapta okumuyor. Medeniyette zirve yaptığımız dönemlerde her mahallede kıraathaneler vardı. Devletin fertlerine bir görevi de gerçek eğitim öğretim verilmesi için ön ayak olmasıdır. Gençlerimiz okullara giderken taşıdıkları çantanın hamalı değil, gerçek ilim ve bilimin hamalı olmalıdırlar... Bu vesile ile 2019-2019 eğitim öğretim ders yılının tüm eğitim camiamıza hayırlar getirmesini, fedakâr öğretmenlerimize ve cefakâr öğrencilerimize başarılar diliyorum…
Selamla kalın selamette kalın.