Şehit Ve Şahadet
Şehit İslami bir terimdir. Ayet ve hadislerle sabittir. Şehidin kim olduğu, fıkıh kitaplarımızda açıklanmıştır. Her konuda İslami terimler özünden koparıldığı gibi, bilhassa son zamanlarda Şehitlik konusu çok sulandırılmıştır. Kendilerini bu dinin koruyucusu olduğunu iddia edenler gerçekleri anlatmada çok çekingen, çıkarcılık, dünyevileşmekten hakkın katili, egemenlerin kuklalarıdırlar. Şehadet mertebesini inkâr etmek küfürdür. Ölenin niçin olduğunu, öldürenin niçin öldürdüğünü bilinmezlerle dolu iken, kimin gerçek şehit olduğunu ancak Allah bilir der ve geçeriz. Bir insanin şehit olabilmesi için Dinin savunucusu, fedaisi olmakla bağlantılıdır. Yoksa beşeri sistem şehidi, bayrak vatan şehidi, tapınak liderler şehitleri ile piyasalar doludur. Kesin ifade ile haksız ölümlerde mazlumiyet olduğu için şahadet payı vardır denilebilir. Gerçek şehitleri asri saadette görüyoruz. Uhut, Bedir, Hendek şehitleri gibi.
Şahadette görenlerdir gerçekten şehittir diyebilenlerdir. Şahadet Şehitliği kuvvetlendiren en büyük etkendir. Konumuz şahadet çok acıdır ki, İslam Coğrafyasında sürdürülen zulümler yetmezmiş gibi, çok yakin zamanda zalimlerce Bangladeş’te Cemaat-i İslami lideri Rahman Nizami ipe çekilerek şehit edilmiştir. Şehidin şahadeti mübarek olsun, ne mutlu Din için şahadet şerbetini içenlere, şirk düzen koruyucuları, yeryüzünde Allahlık taslayan zorbalar, yaptiklari ile bir şey yaptıklarını sanıyorlar. Hâlbuki yanılıyorlar. Din için bir şahadet binlerce diriliştir. Ebleheler, belamlar bilmiyorlar. Din için şehit olanlara Allahtan rahmet, ümmet fertlerine başsağlığı dilerken, zalimlerin zulmünü de şiddetle ve nefretle kınıyorum. Basına bakıyorum eskisi gibi dinin hâkimiyeti için şehit olanlar pek manşet olmuyor. Müslümanlar İslami basın adı altında ehlisünnet çizgisinde olmaları gerekirken, çok yazık ki, “ehli reyting muhibbi” olmuşlardır. Basindan en büyük payı doğru haberle Milli gazete almıştır tebrik ediyorum. Şehit edilen Rahman Nizaminin vasiyetini Milli Gazete yayınladığı için ayrıca tebrikler, vasiyet ümmet fertlerine tam bir kılavuzdur. Her ferdin okumasını tavsiye ediyorum.
Beşeri sistemlere karşi, Rahman Nizaminin şahadeti ne ilktir nede sondur. Hak batıl mücadelesi kıyametin kopacağı ana kadar devam edecektir. Yeryüzünde bende Müslümanım diyebiliyorsak, şehitlerin ruhaniyeti bereketindendir. İslam beldeleri şehitlerle doludur. Bizler ise onların miras yedileriyiz. Bir sistem düşünün faizli, alkollü, zinalı, olsun. Helal haram ayırt edilmesin, düzeni soygun düzeni olsun, işte Müslümanlar bu sorunlarla karşi karşıyadır. Ya teslim olur, soygun düzenin kuklası olursun veya taviz vermeden bedel ödeyerek ak alınla ahirete göçersin. İkincisi şuuru mevlam hepimize nasip eylesin. Üç ayların içerisindeyiz. Receb ayini geride bıraktık, Şaban ayinin hazzını tadıyor, Ramazan Ayinin gölgesi üzerimizdedir. Ramazan Ayı boyunca kısmet olursa kutsal beldelerdeyim. İnsanları uydurulmuş Dinden arındırmak için çabam devam edecektir. Mevlanın inayeti ile.
Ramazan ayında yine mabetler dolacak, hafızlarımız Allahın evlerinde mukabele okuyacaklar. Eski tas eski hamam gibi Kur’an anlatılmayacak, Televizyon vaizleri ise her zaman ki gibi dini konularda süte su katacak, pusuda bekleyen Zekât toplama muhipleri ise gerçek fakirler varken, kese kasa doldurmaya çalışacak, korkak anlatıcılar gerçek dini anlatmayacak, Mübarek bir ayımız uydurulmuş din anlayışı ile geçecek. Dua Müslümanın en büyük silahıdır. Kotu niyetlilere Allah hidayet versin. Beşeri siyaset çok kotu günlerini yaşıyor. Bir Parti lideri kandan bahsediyor. Kemik üzerine kurulu siyaset anlayışı hep böyle olmuştur. Adil düzen siyaset anlayışına geçilmedikçe bu böyle devam eder, ister başkanlık isim ne olursa olsun durum değişmez. En çok üzüldüğüm soygun düzenine abdestli Müslümanların zamk gibi yapışmaları, çok isyanları alkışlamalarıdır. Temiz su varken, meşkûk su veya idrarla abdest almanın izahı yoktur.
Yalancı AB Yine Türkiye’yi kandırdı vize konusunda sanki AB ülkelerinde ne var iyi ki, Sayın Cumhurbaşkanımız zahiren bazen restini çekiyor. Tek dişi kalmış canavarlardan Adi Ahmet olan Ayşe olanların bir şey beklemeleri abesle iştigaldir. Coni Coni dir coniliğini yapar. Ülkede diş odakların tahriki ile iç huzurumuz kaçırılmak istenirken, siyaset kurumlarının önlem, çözüm dışında bir birleri ile çekişmeleri ülkemiz için iyi bir alamet değildir. Milletin meclisinde boğuşmaları, orantısız saldırılar Haşim çoğalmaktan başka bir şey değildir. Bir parti liderinin başkanlık sistemi kansız olmaz sözleri düşündürücü, tehlikeli, provokatörlük ve iç savaş özlemi çığlıklarıdır. Neyse ki dokunulmazlık zırhları kaldırıldı bunun ve diğerlerinin hesabı yargı tarafından sorulmalı ve hak ettikleri cezalar verilmelidir. Güçlünün değil, haklının hakkı verildiği yarınlar görmek dileklerimle…