EFSANE GERİ DÖNDÜ, GÖLGE ETMEYİN YETER
Tarihler 15 Temmuz 2016'ı gösterdiğinde gözü dönmüş haşhaşi bir çete; ülkenin tankını, topunu ve uçağını ele geçirip ülkenin beyni ve kalbi olan kurumları bombaladı. Yine 15 Temmuz'da Ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanını ve Başbakanını öldürmeye teşebbüs edecek kadar gözü dönmüş Siyonist haçlıların kuklaları sahne aldı.
Onlar bir hesap yapmıştı ancak bilmiyorlardı ki Allahın da bir hesabı vardı. Evet, işte o gece Allah cc Müslümanların kalbinden korkuyu söküp aldı çünkü Yüce Allah "Ol" demişti bir kere ve oluverdi.
Güçlü bir iman ve iradeye sahip olan, Ümmetin umudu İslam'ın son kalesi Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı halkını meydanlara davet ediyordu. İşte ne olduysa bundan sonra oldu tam bir iman ve irfan sınavı verilircesine analar babalar kızlar genç yaşlı herkes meydanlara koşuyor kendini tankların altına atıyor. Yağmur gibi yağan kurşunlara göğsünü siper eden o eli öpelesi şehitler, havuz suyundan abdest alıp Şahadete koşan o kahraman gençler…
O gece ümmet ayaktaydı. Selalar okundu minarelerden Mekkeli, Medineli, Somalı, Arakanlı, Pakistanlı, Bosna Hersekli, kısacası bütün ümmet o gece kıyamda, rüku ve secdeye kapanmış İslam'ın son kalesi Türkiye'ye dua ediyordu. Yeniden diriliş, yeniden şahlanış için…
Tek vücut oldu Türkiye kardeşlik, hoşgörü, ötekileştirmeden bir birini kucaklayan bir toplum haline gelmişti birlik ve beraberlik ruhu dip diri olmuştu. Bu da bizleri umutlandırmıştı.
Bu umudumuzu korumak ve yeni Türkiye'nin inşasında bunu görmek istiyorduk. Sayın Cumhurbaşkanımız bunun için birçok adım da attı. Mesela Yeni kapı Buluşması birliğin kardeşliğin ve ümmet olmanın bir çağrısıydı.
Ülkeyi bölmek, Siyonist haçlıların emrine amade etmek için darbe teşebbüsünde bulunan vatan hainlerini yakalayıp Adalete teslim etmek için harekete geçildi. Olağanüstü hal ilan edildi ve süreç çok iyi ilerliyordu. FETÖ militanları bir bir yakalanıp Adalete teslim ediliyordu. Ancak gözden kaçan bir şey vardı. Üst düzey FETÖ'cüler dururken alt kademeden başladı.
FETÖ militanları bunu çok iyi kullanarak MAĞDUR edebiyatı yapıyordu. Bu algıyı da çok iyi yönetiyordu. Dikkat edin bütün örgüt imamları Eğitim camiasından çıktı. Çok enteresandır ki bunların üst düzey imamlarına çok dokunulmadı. Hangi kriterler baz alınarak açığa alınma ve ihraçlar gerçekleşti? Her Bakanlık kendine göre kriterler belirledi bazı bakanlıklar çok ciddi çalışma ile giderken bazı bakanlılar birkaç kriter ile ihraçlar gerçekleştirdi.
Çeşitli nedenlerle mağdur olanların sayısı belki %1,2'yi geçmezken bu sayı militanlar tarafından o kadar abartıldı ki sanki alınanların tamamı TETÖ mağduru insanlarmış algısı oluşturuldu. Cumhurbaşkanımızın ve Başbakanımızın bütün ikazlarına rağmen maalesef bunlar yapıldı.
15 Temmuz imanın irfanın bir ve beraber olmanın daha doğrusu Ümmet olmanın yeniden Dirilişin ilk adımıydı. Bu Ruh taze tutulmalıydı bir desten yazmıştı bu aziz millet. Cumhurbaşkanı ve Başbakan yine yalnız bırakılmış bu destan göstermelik birkaç görsel ile geçiştirildi. Oysaki bu destan milli Eğitim ve Kültür Bakanlıkları tarafından genç nesillere ders olarak anlatılmalı ve görsel olarak sunum yapılmalıydı. Peki, yapıldı mı? Maalesef onu da yaptırmadılar…
Televizyon kanallarında kim daha iyi Reisçi furyası başladı herkes herkesi suçluyor kim kime hizmet ediyor belli değil. O kadar kötü algılar oluşturuldu ki insanlar artık kime güveneceğini kime inanacağını şaşırdı. 15 Temmuz diriliş ruhu gitmiş varsayımlarla dedikodu ve iftiralarla insanlar bir birine girmiş ve çatışma ortamı meydana getirilmişti. Bana göre bu kasten ve bilinçli yapılan sulandırma hareketidir.
Şimdi herkes işine baksın oluşturmaya çalıştığınız algı tutmadı Cumhurbaşkanımız geldi ve işe el koydu yanı Efsane geri döndü. Olmasını istediğiniz hiçbir şey olmayacak getirmek istediğiniz hiç kimse o yerlere gelmeyecek bildiğimiz kadarı ile Reis Aylardır bunun çalışmasını yaptı alt yapısı hazır siz rahatınıza bakın ve gölge etmeyin başka ihsan istemez beyler.
Selam ve dua ile…