ŞEFKAT PEYGAMBERİ

ŞEFKAT PEYGAMBERİ

23.24.01.2013 Çarşambayı Perşembeye bağlayan gece Peygamberimiz Muhammed S.A.V.in Doğum gecesidir. Yani Hicri Rebiul evvel ayının on ikinci gecesi, eski tabirle veladettir. Rabbül âlemin emirlerini insanlara ulaştırmak için rivayete göre yeryüzüne 124 bin Peygamber göndermiş, ilk peygamber Hz. Âdem as. Son peygamber ise Muhammed ümmetinin peygamberi Muhammed S.A.V.dir. Peygamberliğin son halkası, ona ümmet olmaya ne mutlu, Peygamberlik müessesi çok çetin bir emirle yükümlü, Nuh A.S. Takriben 950 sene dünyada yaşamış, tüm mücadelesine, tebliğine rağmen kendisine iman edenlerin sayısı 100 ü geçmemiştir. Bu bile bu davanın zor bir şey olduğunu gösterir.

Peygamberlerin irşad, tebliğlerine baktığımızda, insanları Rabb’a davet vardır. İyiliğe yönlendirme, kötülükten caydırma mevcuttur. Bu dava kıyamete kadar böyle devam edecektir. Tüm peygamberlerde beşeri rejimlere karşı kıyam, zulmün karşısında, mazlumun yanında, ilahi emirle, her biri birer lider, siyasetçi, ekonomist, ahlak abidesi, öncü, örnek alınacak şahsiyet, emin güvenilir, şefkat ve merhamet timsali, ilahi anayasanın uygulayıcıları, beşeri putları retçi, öldüren, iten değil, tam tersi insanı yaşatıcı, dünya ve ahrette huzur vaat eden birer Kutuptur peygamberler! İnsan insana acımasız olduğu için, Peygamberlerin oluşuna ihtiyaç vardır.

Her peygamberin yaşadığı dönem insanlarına ümmet denir, Bizlerde Muhammed ümmetiyiz. Acaba gerçekten ümmet olabildik mi? Tüm yaşantımızda peygamberin hayatı örnek olmalıdır. Maalesef asrımızda ümmet fertlerini ifsat edenler, kendilerine mimsiz medeniyetini kurtuluş reçetesi olarak sunanlar bir hayli fert ve toplum bazında insanları peygamber, peygamberler örnekliğinden koparmışlar. Uzaklaştırmışlar. Yani dünyevileştirmişler. Hatta bazı İlahiyatçılar bile, bunun öncülüğünü yapıyorlar. Kuran yeter diyorlar, sünneti önemsemiyorlar! Hâlbuki Müslüman için hayat, yaşantı, sünnetsiz olamaz.

Sünnet ümmet fertlerinin olmazsa olmazıdır. Sünnetin yayılmasında gerçek âlimlerin payı pek büyüktür. Küttubu sitte altı hadis kitabı elimizde, kimin evinde mevcut bilemiyorum. Arapça bilmeye de gerek yok, hepsi Türkçeye çevrilmiş, ümmet fertleri peygamberin sünneti olan zorlu badirelerden günümüze taşınan bu eserlerden ancak önderini öğrenebilirler. Adımızın Ahmet, Muhammed, Mustafa olması bir şey ifade etmez. Asıl olan sünneti bilfiil yaşamaktır. Gençlik, Camii, Okul, evlerimiz, ticaretimiz, siyasetimiz, günlük yaşantımız, hatta ibadetlerimizin çoğu sünnetten çok uzak, Süper hacılar, umreciler, yazlık kışlıkta hayat sürenler, düğünlerde melikesini gelin ederken, kızını, gelinini modaya göre üryan edenler, bana kızmasınlar. Dini yaşantımızda bir erozyon var bir deprem var, ben öyle görüyorum.

Zinanın ayyuka çıktığı, lut peygamber kavmini belki de geride bıraktığı, teşvik edildiği, izalesi için ses çıkarılmadığı, uyuşturucunun her tarafı sardığı, faiz tozunun her kese bulaştığı, İnsan ölümlerinin, katlinin tavuk boğazlar durumuna geldiği, aile yuvasının gün be gün yıkımla karşı karşıya kaldığı, İnsanlığın Kurandan, sünnetten, fıkıhtan, ılımlı İslam adı altında fevç fevç uzaklaştığı, toplum fertlerine nasıl ümmeti Muhammed diyebiliriz? O yüce peygamberin doğum gününü nasıl bir yüzle kutlayabiliriz. O Yüce peygamber şirkin, putçuluğun, son derece düşmanı idi.

O Peygamber! Nümune’i imtisaldi, yetim büyüdü, ümmiydi Allah ona öğretti, Yeryüzüne ilahi emirleri o yaydı, Medine’de İslam devletini o kurdu, Mekke’yi o fethetti, her kese şefkat ve merhametle davasını götürdü, altın nesil sahabe onun tedrisatında yetişti. O âlemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberdi, iyi bir aile reisi olan o yüce peygamber bir gün kızı Fatima’yı çağırdı gel ey kızım dedi, bak ben peygamber kızıyım diye bana güvenme, amelin olmazsa ahrette ben seni kurtaramam dedi, seni ancak amelin kurtarır dedi. Hz.Aişe validemiz anlatır. Evde otururken Allah Resulü susadığı zaman kendisi kalkar, suyu içmeden önce bize döner, size de su vereyim mi? der biz ver desek kendisi içmeden suyu bize verirdi. (Güya çağdaş aile yapıcılara ithaf olunur) O yüce peygambere itaat Allah’a itaattir.

Onun şefaatini tatmak için ona gerçek ümmet olmadan geçer, İslam ümmetinde bugün bir sıkıntı varsa, eziliyorsa, ağlıyorsa, onun sünnetinden kopuştan dolayıdır. Elimizde onun insanlık kurtuluş beyannamesi olan veda Hutbesi ve ilkeleri mevcuttur. Ümmet bu ilkelere sarılırsa kurtulur. Onun savaş ilkelerinde, Yaşlılara, Din adamlarına, hamile   olanlara,emzikli kadınlara,çocuklara,ekinlere,mabetlere(Cami ve kilise)ekinlere, meyvelere suçsuz sivil insanlara dokumama talimatı vardır.İnsan katilleri bu ilkelerden ders almalı.

Bitişiğimiz Suriye’de her gün Müslüman kanı akıtılıyor. TV’ ler bile çoğu zaman haber bile yapmıyor. O topraklarda, HZ. Yahya, HZ. Zekeriya, Halit Bin Velit, Sitti Zeynep, Ömer Bin Abdulaziz, Bilali Habeş makamı, Mühiddin’i Arabî, Selahaddini Eyyubi ve niceleri yatmaktadır. Gayretullaha dokunuyor. Gayretullah gelecek inşallah, sabır, sabır, nerdesin ey Ümmet? Bazı kalemler nerede ise katil Esed’e cesaret ödülü verecekler, yazıklar olsun. Şefkat peygamberine ümmet olma dileklerimle…

Ümmetin mevlid kandilini kutlar dareyn de saadetler dilerim.