EDEP YA HU

EDEP YA HU

Böyle bir yazı yazacağımı aklımın ucundan bile geçirmezdim. Lakin geçen hafta bir sabah televizyon kanallarının birinde şöyle bir haber geçti: “Kocalarından dayak yedikleri için çok sayıda kadın devletten koruma istemiş ve devlet de bu mağdur kadınları koruma altına almış”. Fakat ilginç olan başka bir mağduriyet’ten söz ediyordu TV kanalı İzmir de 2 erkek de eşlerinden dayak yedikleri gerekçesi ile devletten koruma istemiş ve İzmir Emniyeti’de o erkekleri koruma altına almış. Ayrıca bir sitede bir bayan tarafından kaleme alınmış çok önemli bir konu yazmıştı köşesinde.

 

Büyükşehirlerde otobüslerde, parklarda, kafelerde, çay bahçelerinde yaşanan ve çevredeki (İNSAN)ları son derece rahatsız eden bir edepsizlik, hayâsızlık, ileri gideyim; namussuzluk örneğini vermiş. İstanbul belediye otobüsünde edepsizlik yapan gençleri uyaran şoföre çeşitli yakıştırmalar yapan terbiye ve hayâdan nasipsiz gençlere oradaki insanlardan “Siz neden terbiyesizlik yapıyorsunuz?” diye kimse uyarmamış. Son zamanlarda ilimizde bu ve buna benzer edepsizliklere rastlamaya başladık.

 

Genç kızların ve genç erkeklerin aleni bir şekilde birbirilerine sarkıntılık yaparak çevredeki insanları hiç yerine koyarak sanki oralarda kimse yokmuş gibi davranıp öpüşmeleri namussuzluk değil de nedir? Çevredeki insanlar kendilerine baktıklarında ise; “Ne bakıyorsun ayıp değil mi?” diye bakan insanı azarlıyorlar. Sanki kendileri çok doğru bir şey yapıyorlar ya, tabi bunlar sadece arkadaşlar nikâh da yok bu durum insana

EDEP YA’HU dedirtecek duruma getiriyor. Eskiden bir kız yâda bayan akrabalık bağı olmayan bir erkeğe gülümsediği zaman namussuzluk sayılırdı. Şimdilerde ise nikâhsız yatağa girip zina yapıyorlar ve buna da çağdaşlık diyorlar. Neler oluyor insanlığa, bu nasıl gidişattır? Hal böyle olunca da bu gençler ileriki tarihlerde evlenseler bile eşler birbirilerine güvenmediklerinden dolayı gürültü, kavga, dayak şiddetli huzursuzluk baş gösteriyor ve boşanmalar başlıyor.          

 

Derin derin düşünmeye başladım; ileri demokrasi dedikleri bu mu? Kokuşmuş Avrupa, ileri demokrasiyi eşlerin biri birilerine dövdürerek mi sağlamış oluyorlar? Ki şu anda oralarda artık aile diye bir kurum yok. Yüce dinimiz İslam eşler arasında her türlü şiddeti kesinlikle yasaklamıştır. Çeşitli yaptırım yolları var ve hepsini mübarek kitabımız Kur’an ve Sünnet’te bizlere açıklamıştır. Bunların dışındaki eylemler aileyi çıkmaza ve boşanmalara götürür. Zaten şuan bile mahkemelerde binlerce boşanma davaları açılmış durumda. Nedeni ise; hem kadının, hem de erkeğin daha özgür ve hâkim olma meselesi yüzündendir. Nitekim kadının erkeğini dövmek istemesi de ahir zaman alametlerinden olsa gerek…

 Ahir zamanla ilgili Peygamberimiz(s.a.v), Erkekler kendilerini kadınlara, kadınlarda erkeklere benzetecekler. Erkekler erkeklerle kadınlarda kadınlarla münasebetsiz alakalar kuracak. Söz kadınlarda olacak ve zina yaygınlaşacak, kadınlar, saçları deve hörgücü gibi sokaklarda dolaşacaklar, Âlimler para ve dünyalık karşılığında ilim öğretecek. Haram işlemeyi kolaylaştıran imkânlar artacak, gençler suç işlemeye ve kötülük yapmaya çok meyledecekler. İmanı kalpte tutmak, kor ateşi elde tutmaktan daha zor olacak, kişi gece mu’min, yatacak sabah kâfir olarak kalkacak veya bunun tersi olacak.” Toplumda edep, hayâ bu kadar mı ayağa düştü? Maddi yönden kalkınma ne kadar olursa olsun, yozlaşan toplum fertleri yedi şiddetinde depremi andırıyor. Böylesi bir toplumda huzur olamaz. İnsanlar birbirinden kopuk, aile yuvaları yıkılıyor. Öksüz çocuklar had safhada. Bu konuda her Müslüman sorumludur, fakat hocalarımız ve din görevlilerimizin sorumluluğu çok daha fazladır.

 Cuma geceleri hocalarımızı ekranlardan seyrediyoruz. Bu konulara değinen yok. Anlatılmazsa her kes sorumludur. Bırakın nafile ibadetleri anlatmayı. Siz zinayı anlatın, yıkılan aile nedenlerini anlatın, gençliğin başıboşluğunu anlatın, uyuşturucuyu anlatın, faizi, interneti anlatın. Kocasından izinsiz parklara, çay bahçelerine, eğlence yerlerine koşan kadınları anlatın, okul servislerindeki melanetleri anlatın, tüketim çılgınlığını anlatın. Üniversite gençliğinin serkeşliğini anlatın. Bankalardan çekilen kredileri anlatın. Neden insanlar arası karz-ı hasen (borç alıp verme) yok, bunu anlatın. Şimdi Hepimizin görevi, çılgın projesi, İslama ve insana yatırım yapmak olmalıdır.

 

Bir başka yazıda görüşmek dileği ile…