Dört Hak
Hak kelimesi Allah’ın isimlerindendir. Dört hak ta ki kastım, Müslüman’ın Müslüman üzerindeki haklarıdır. İnsanın insan üzerinde çok hakları var ben sadece dört tanesini izaha çalışacağım. Allahın hakkını çiğneyenler insan hakkını da gözünü kırpmadan çiğnerler İslam dini sadece İslam’ın beş şartından ibaret değildir. İnsani ilişkilerde de hak hukuk var. Bunların birincisi Müslüman Müslüman’a selam vermesidir. Selam bir güvencedir, aramızda husumet yok, seni seviyorum. Benden sana zarar gelmez demektir. Aranızda selamı yayın dinimizin emridir. Kur’an okuyana, Namaz kılana, Sofrada yemek yiyene, aleni haram işleyene selam verilmez. Anaya, Babaya, Dedeye, eşine, kocasına, ev halkına selam verilir. Hem selam ver hem iftira et, gıybetini yap, kuyusunu kaz dini bir amel değildir.
İkinci hak ise Davete icabet etmek, Hanefi mezhebine göre meşru haramın işlenmediği davete icabet etmek vaciptir. Davet edilen mekânda din dışı eylem varsa icabet insana günah kazandırır. Düğünlerimizi ele alalım. Evlilik kötülüklerden arınmak için sünnettir. Asrımızda ise belki farzdır. Çocuğumu evlendiriyorum diye düğünü ilan etmek sünnettir. Düğünlerimiz genellikle İslam’a göre değil, Modaya, zamana, çağdaşlığa göre yapılır. Düğünlerde havai fişek atışı, gelinlikle gelini yarı üryanla salonda teşhir etmesi, tahrik edici eğlencelerle düğüne haramın karşımı, kadın erkek karşımı oyun oynanması İslami düğün anlayışına zıttır. Düğün nişanında taraflarca aleni isim okunarak gelin ve damada takı takılması da din dışı bir eylemdir. Takı takmada rekabet olduğu için kerih görülmüştür. Düğünlerde kadın ayrı erkek ayrı olur ilahiler okunur, hatta davul bile çalınır, Kur’an-ı kerim okunur dualar yapılır, dini sohbetler olursa böylesi düğün davetine ilk önce ben koşarım. Şer odakları düğünlerimizi de bozmuşlar.
Üçüncü hak vefat edenin taziyesinde bulunmaktır, vefat edenin cenazesinde bulunmaktır. Ecel gelince insan ölür. İnsan ruh ile sevilir. Ölen kişi ne kadar sevilirse sevilsin hiç kimse mevtayı bir gecede olsa evinde barındırmaz. Çünkü ruh bedenden çıkmıştır. Ölenin en yakını ölüyü yıkaması en sahih olanıdır... Ölü defin edildikten sonra telkin okumak dua yapmak İslami adaptandır Nevzuhur İlimsiz, amelsiz, bıyıksız, sakalsız, takkesiz, kolsuz sözde hocaların ölü için telkin, devir (Fıkha göre) yoktur demeleri safsatadır. Dinimizde taziyeler üç gündür. Ölünün yakınları akrabaları uzaklardan gelirlerse taziyeyi uzatmada sakınca yoktur. Taziyelerde de sünnet dışı şeyler yapılıyor. Taziyelere hediye mahiyetinde içeceklerden kola getirilmesi nahoş bir harekettir. Bunun yerine Çay, şeker, ekmek, meyve suyu, süt en uygunudur. Taziyelerde toplu yemek yedirmek caiz değildir. Taziye sahipleri üzüntülüdür. Onlara sabır dilemek, ölü için dua etmek en iyi ameldir. Taziyelerde, Kur’an-ı kerimin okunması adet haline gelmiş ise de dua okumak, sabır dilemek, nasihat et etmek taziye adaplarındandır.
Dördüncü hak ise hasta olanın ziyaretine gitmektir. Telefonla geçmiş olsun, Allah şifa versin demekle aslının yerini tutmaz. Hasta ziyaretine yaya veya arabayla gitmek insana sevap kazandırır. Hastanın duası mütecaptır dua hastadan talep etmek güzel adaptır hasta ziyaretinde de Süt, Meyve, meyve suyu aromalı içeceklerden kaçınarak hediye götürmekte adaptandır. Mevlam İslam’ın en ince amelini işlemeyi cümlemize nasip etsin. Asrımızda Farzlar, vacipler, sünnetler terk ediliyor hidayet Allahtan’dır. Vesselam…