Dünyalıklar Amaç Değil, Araç Olmalı
Mülkün asıl sahibi olan Allah, insanları verdiği mallarla dener imtihan eder. İnsan ise servetini, malını, mülkünü, makamını, koltuğunu kendi çabası ve aklıyla kazandığını düşünür ve nankörlük eder. Dünyaya dair her meta onun için kibir vesilesi olur. Oysa her şey ona imtihan amacıyla verilir. Bugün elinde olan şatafatlı imkânları yarın Allah alabilir. Allah, kulunu varlıkla, yoklukla, evlatla dener. Konu ile ilgili Yüce Rabbimiz Kuran-i kerimde şöyle buyuruyor: Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah'ı anmaktan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa işte onlar ziyana uğrayanlardır. (Münafikun /9)
İnananlar mal ve mülkü Allaha şükretmek için bir vesile olarak görmelidirler. Hz. Süleyman gibi... O, Rabbinin verdiği ihtişamlı mallar nedeniyle Allahı övgüyle yüceltir, mala duyduğu sevginin kaynağının Allah sevgisi olduğunu söyler ve sürekli şükür içerisindeydi.
Dünya hayatı çekici kılınmış, şeytan ve nefsin tozpembe göstermeye çalıştığı, Dünya süsleri amaç değil, yalnızca araçtır. Hiçbirine bağlanmaya değmez, yitirmekten korkulmaz. İnanan insan sahip olduğu her şeyi Rabbinin hoşnutluğu amacıyla ve Onun yolunda harcar. Bütün bu araçlar kişiyi amaca, yani Allaha ulaştırmalıdır. Kısıtlı zaman diliminde ahret kazancının yeri şüphesiz ki Dünyadır. Tıpkı bir tarla misali ne ekerseniz onu biçersiniz. Şu fani Dünyada Allah ve Resulüne giden yoldan sapmadan ömrünü tamamlayan insanlar işte akıllı insanlar bunlardır. Çünkü ebedi kurtuluşa ermişlerdir.
Ebedî kurtuluş berâtını alabilmenin en güzel yolu Evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu Cehennem ateşinden kurtuluş olan, on bir ayın sultanı
Ramazân-ı şerîf, âdeta yoğunlaştırılmış bir mânevî tekâmül mektebi... Öyle ki; gönülleri zenginleştiren, kalplere seviye ve sevgi kazandıran; oruç, iftar, terâvih, sahur, mukābele, duâ-zikir, fitre-zekât, paylaşmak ve en önemlisi bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi ve bayram, bu mektebin temel dersleridir... Bütün bu dersleri lâyıkıyla idrâk edip imtihanlarından yüksek not alabilmek ise, ilâhî af bayramına ererek ebedî kurtuluş berâtını alabilmenin sevincini yaşarız inşallah. İlimiz geneli camilerimizdeki özellikle ikindi cüzlerindeki doluluk oranı tahmini olarak halkın %80 oranı oruç tutuyor. Bu yaz sıcağında küçümsenecek bir rakam değil, ama bu oranı %100 çıkarmak da kendini sorumlu hisseden her Müslümanın görevidir.
Dünya hayatında "batıla ve tutkulara dalıp gidenlerle biz de dalar giderdik" diyenlerden olmamaya çalışalım. Amel dışında hiç kimse diğer tarafa bir şey götüremiyor. Mülkün asıl sahibinin âlemlerin Rabbi olan Allah olduğunun bilincinde olarak, yaptığımız her işte Ona yönelelim. Olanaklarımızı Onun rızasını gözeterek kullanalım ki Rabbimiz bizden razı olsun...
Dünya Müslüman için amaç değil araçtır. Asıl maksada götürmeye hizmet ettiği ölçüde değer ve önem kazanır. Yoksa değerli ve önemli değildir. Bir vasıtanın hedef haline getirilmemesi, onun ihmal edildiği anlamına gelmez. Tam tersine, bir aracı amaç için kullanmak, akilâne bir davranış ve kurtuluştur.
Müslümanın çok tüketerek aşırı lüks hayat yaşayarak mutlu olunacağına, ancak kuş tüyü yataklarda rahat uyunabileceğine dair bir kabulü olamaz. O, bölüşerek ve infak ederek mutlu olur, komşusunun tok yattığından eminse rahat uyur. Dünyayı değil ahireti önceler. Aslında dünya ve ahiretin önem bakımından mukayesesinin çok da anlamlı olmadığını bilir. Çünkü biri vasıta, diğeri hedef olan iki şeye eşit oranda değer verilemeyeceğini fark edecek kadar feraset sahibidir.
Yukarda değindiğim ve halk arasında Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya, yarın ölecekmiş gibi ahirete çalışın. Şeklinde meşhur olan hadis de zannedildiği üzere dünya ile ahireti dengelemez. Bu hadis-i şerifin muteber kaynaklardaki metni Hiç ölmeyeceğini zanneden kişi gibi (dünya için) çalış; yarın öleceğinden korkan kimse gibi de (dünyaya bağlanmaktan) kaçın. mealindedir. Dikkat edilirse hadis, müminin dünya ile münasebeti sadedindedir. Ahiret için yapılacaklarda acele etmeyi, dünya için ise daha temkinli davranmak için uyarır. Cuma günümüz mübarek olsun inşallah. Dünya ve içindekilere karşı uyanık olmamız dileklerimle