Düşmanı Tanımak

Düşmanı Tanımak

Yeryüzünde iki sınıf insan vardır. İnananlar, inanmayanlar. İnananlara Müslüman denir. İnanmayanlara ise Müşrik denir. İnanan inanmayan iki sınıf da beni âdemdendir. Her iki sınıf kendi aralarında çokça sınıflara ayrılır. Müslüman olduğu halde münafık olabiliyor. Münafık ise Cehennemin en alt katında azap gören ve onu oradan kurtarıcı da olmadığı ilahi kelamda belirtilmiştir. Küfür İman mücadelesinde Müslümanın hiç mazereti olamaz. İyilikleri emretmek, kötülüklerden alıkoymak, Dini yaşamak tebliğ etmek, Dinin kurallarına göre hayat sürmek, başkalarının hidayetine vesile olmak her Müslümanın görevidir. Müslümanlar kendi iç sorunları ile boğuştukları için, ne kilise ne de Camiye yaranamıyorlar. Müslümanları bu hale getirenler de Din düşmanlarıdır. Müslüman’ım diye geçinip, Müslümanlara verdiği zarar Din düşmanlarından daha fazladır.

Irkçılık, Mezhepçilik, Meşrepçilik, kukla liderlere bağlılık Dinin önüne geçmiştir. İslam beldelerinde akan kan Müslümanın kanıdır. Vuran, vurulanın çoğu ya Sünni yâda Şii’dir. Din düşmanlarının istediği de budur. Parçala böl yut taktiğidir. İstanbul sözleşmesini gâvur parlamentosu bile onaylamadı. Bangladeş’te idam edilen İslam âlimlerini de, Mısır katilince idam edilen, zindanlara mahkûm edilenler de, İslam beldeleri başındaki bazı kukla yöneticiler din düşmanlarının maşaları olduğu için, halkı da kendilerine benzetmeye çalışıyorlar. Yanlı hukuk kullanıyorlar, halkı aç bırakıyorlar eylem söylemleri de din düşmanlarının vekâletidir. Böylesi bir toplum huzur bulur mu? Bulmaz. Yazılı ve görsel basının gündemi İran Amerika dalaşıdır. Sanki İran ve Amerika yeni keşif edilmiş. Amerika’nın yaptığı yapacaklarını saklamıyor ki, bilinmeyen tarafları da yok ki, Amerika’ya büyük şeytan boşuna denmemiş, Amerika sömürü için dünyaya, insanlığa huzur vermeyen kanser urudur.

İran Generali Süleymani’nin Amerikalılarca öldürülmesi nedeniyle Amerika’yı alkışlayacak değiliz ve öldürülen Süleymani için yas tutacak da değiliz. Bu dünyada herkes hak ettiğini yaşayacak. Ama bazı Müslüman geçinenlerin sevinçleri, Amerikalılardan daha fazladır. Bu sevicilik Amerika taraftarlığı değilmi? Süleymaniyi öldüren Amerika, Süleymaninin naaşı ise Amerika biniti ile taşınmıştır. İran’ın yaptığı sözde füze saldırı ise danışıklı dövüştür, aldatmacadır, göz boyamadır ve halkını kandırmadır. Yıllardır İsrail’i yok edeceğim yerle bir edeceğim palavralarının son halkasıdır İran’ın yaptığı saldırı. Bu konu çok su götüren bir konudur. İran aşırı uçlar hariç, ehli kıbledir. Tekfir edilmez. Bu kural dinin emridir.

Bizde de aşırı uçlar var. Mealcilik yapan, Kur’an bize yeter diyen, şefaati ve hadisi inkâr eden, mezhepsizlik için çaba gösteren, Hayızlı, Nifaslı kadın Namaz kılabilir, Oruç tutabilir, Camiye gidebilir, Kur’an-ı eline alıp okuyabilir diyen bizdeki zihniyetin aşırı uçların Şianın aşırı uçlarından ne farkı var? Feministleri, nikâhsızlığı savunanları hiç yazmıyorum bile. Şii’dir diye birileri dinsizlerce öldürülmüş diye alkışlanmamalıdır. Unutmayın ki, bölgemizde savaş senaryolarını uygulamaya koyup başarılı oldukları takdirde sıradaki hedef ülke Türkiye’dir. Hafizallah. Küfür bellidir ve tek millettir. Ümmet tefrikaya değil, vahdete hasrettir. Yeni bir dünya için çalışanların ayrılığa değil, vahdete ahdi olmalıdır. Ehli şirk Sünni’nin de Şii’nin de baş düşmanıdır. Düşman çoğaltmak değil, dost çoğaltmak ilkemiz olsun. Ayıdan post, şirk ehlinden dost olmaz. Olayları tahlil ederken bize göre değil, Kur’an ve sünnete göre yorumlamak ilk ilkemiz olmalıdır. Düşman bellidir, hep kar ile kaplıydı şimdi ise tüm gövdesi ile görünüyor. Savaş değil, barış devletler için en büyük kazançtır. Selamla kalın selamette kalın…