'Diyarbakır'ın tarihine sahip çıkılması gerekiyor'

Diyarbakır Tanıtma Kültür ve Yardımlaşma Vakfı Başkanı, Diyarbakır'ın değerleri hakkında değerlendirmede bulunarak, halkın; tarihine ve kültürüne sahip çıkması gerektiğini söyledi.

'Diyarbakır'ın tarihine sahip çıkılması gerekiyor'

Türkiye genelinde 6 şubesi bulunan Diyarbakır Tanıtma Kültür ve Yardımlaşma Vakfı’nın Diyarbakır Şube Başkanı Edip Sevgican, amaçlarının Diyarbakır’ın tarihini, kültürünü ve geleneklerini yaşatmak ve tanıtmak olduğunu belirtti.

Diyarbakır’ın tarihini anlatan eserleri Fransızcadan Türkçeye çevirdiklerini ifade eden Edip Sevgican, vakıflarının genel merkezinin Ankara’da olduğunu söyledi.

Diyarbakır’da bir takım tanıtma çalışmalarının olduğunu dile getiren Sevgican, “Diyarbakır’ın tarihi yerlerini anlatmaya ve tanıtmaya çalışıyoruz. Bu konuda yaptığımız bir takım çalışmalar vardır. Bunun yanı sıra vakfımızın çalışmaları içerisinde yaptığımız, Diyarbakır’ı anlatan 2 kitap çevirisini yaptık. Bu kitaplardan biri ‘Şarki Türkiye'de Arkeolojik Geziler’ adlı eserdir. Bunu Fransızcadan Türkçe ‘ye çevirdik, tanıtımı yapıldı. Diğer bir kitap ise ‘Amida’ adlı eserdir. Bu kitabın tanıtımı yapılmamış, bunun her ikisi Fransızca, Almanca, İngilizce olarak yazılmış ama bunları Türkçeleştirilmesi büyük bir hizmettir. Bunlar Diyarbakır için çok önemli eserlerdir.” dedi.

Vakıf olarak Valilik ve Belediyeyle fikir alış verişinde bulunduklarını sözlerine ekleyen Sevgican, “Vakfın kendi bünyesinde diğer yerlerde yapmış olduğu çalışmalar vardır. Valilik ve Belediye ile işbirliği halinde görüş ve fikir alışverişi yapıyoruz. Yapılan işlerde biz de onlara yardımcı olmaya, katkı sunmaya çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Diyarbakır medeniyetler şehridir”

Diyarbakır tarihinin medeniyetlerle dolu olduğunun altını çizen Sevgican, “Diyarbakır'ın tarihini ve kültürünü tekrar yaşatmak, kaybolmaya yüz tutmuş olan gelenek ve görenekleri günümüze taşımak için çalışmalar yapıyoruz. Diyarbakır’ı şöyle ifade edebiliriz. Diyarbakır, açık hava müzesi gibidir. O kadar çok tarihi yerler var ki 33 medeniyete beşiklik yapmış burası. Her medeniyetin eser bıraktığını düşünürsek binlerce eser meydana gelir.” diye belirtti.

“Surlar açık hava müzesidir”

Diyarbakır surlarının açık hava müzesi konumunda olduğuna da vurgu yapan Sevgican daha sonra şöyle devam etti:  “Çayönü 10 bin yıllık tarihi ile gezilecek güzel bir yerleşim yeridir. Ayrıca tarihi eserler içinde ilk sırada olan tarihi Diyarbakır Ulu Camii, İslam coğrafyasında ‘Beşinci Harem-i Şerif’ olarak adlandırılır. Buna benzer Dört Ayaklı Minare ve Diyarbakır Surları, dünyadaki en uzun surları olan Çin Seddi’nden sonra gelmektedir. Diyarbakır günümüzde bir açık hava müzesi konumundadır. Yapılan bütün bu onarım ve korumaya karşılık ana mimari özelliğini kaybetmemiştir. Bununla beraber her dönem kendi özelliğini de buraya yansıtmıştır.”

“Hevsel bahçeleri şehrin kalbidir

Hevsel Bahçeleri’nin şehrin kalbi olduğunu ifade eden Sevgican, son olarak “UNESCO, Hevsel Bahçeleri ile surları programına aldığında buralar bir bütün olarak düşünülmüş. Hevsel Bahçeleri şehrin kalbidir. Şehrin kalbi dediğimiz zaman oradaki Diyarbakır’ın her türlü sebzesi meyvesi akla gelirdi. O bahçelerde yetişen meyveler sebzeler her türlüsü oradan Diyarbakır'a gelirdi. Dünyada eşi benzeri olmayan bir bahçedir Hevsel Bahçeleri. Bu bahçeler büyük geniş alanlara yayılmış bahçedir. Hevsel Bahçeleri sebze ve meyvenin yanı sıra kuş cenneti olarak da adlandırılır. Hevsel Bahçelerinde çeşit çeşit kuş vardır.  Şimdi fazla bakımlı olmadığı için kuşlar fazla bulunamayabilir ama hala kendi konumunu koruyor.” ifadelerine yer verdi. (Mustafa Kaynak / Emrah Deniz – İLKHA)