DİRENİŞE DEVAM
Tarih 13.12.2017 Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleşen İslam İşbirliğinin olağanüstü toplantısı yapıldı. Hayırlara vesile olur inşallah. Gündem Kudüs’tü. İslam İşbirliği teşkilatına 58 İslam devleti üyedir. Toplantıya katılan devlet sayısı 48 Toplantı sonrası alınan kararlar oldu. Başta en kolayı olan kınamak tüm katılımcılar kınamayı yaptılar. Toplantıya Mısır, Suudi Arabistan liderleri katılmadı, kimin nerede durduğunun ve kimin kuklası olduğunun ifadesidir. Mısırın belam kılıklı Ezher Şeyhi de Amerika’nın kararını kınamış, hatta Yahudi, Hıristiyan Din temsilcileri bile kınama yapmış, tam belli olmamak için ihanetin suç ortakları cılız bir kınama yapmayı uygun gördüler. O da maslahat icabı. Gelelim zirvenin sonuç bildirgesine anladığım kadarı ile en belirgin madde doğu Kudüs’ün Filistin’in başkenti kabul edilmesidir. Kafama takılan Kudüs’ün tamamı değil de neden doğu Kudüs. Tramp Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan ederken, doğu, batı Kudüs terimlerini kullanmadı. Kudüs İsrail’in Başkentidir dedi. Anlaşılan 48 İslam ülkenin imzası şarlatan, bunak, katil Tramp’ın imzası kadar etkili değildir. İleriki tarihlerde ne olacak? Daha belli değil. En azından toplantı Amerika ve İsrail yöneticilerinin uykusunu kaçırmıştır.
İslam ülkelerinin çoğu Amerika ve İsrail’in hamisidir, saltanatlar uğruna mazlum halklarını zalimlere tercih etmezler. İslam ülkelerinin içinde Türkiye halkı ile iktidar ve muhalefet, Filistin kardeşlerine en sert tepkiyi göstermiş, göstermeye de devam edecektir. Sayın Cumhur Başkanımız İsrail’e çekinmeden katil ve İşgalci devlet dedi, diyor. Elinden gelirse halkı ile beraber yapacağı çok şeylerin var olduğuna inanıyorum. Direnişler mevsimlik değil sürekli olmalıdır. İslam âlemi atakta iken, mazlum Filistin halkı her türlü işkenceye tabi tutuluyor. Ümmetin kaderi mi böyle? Bilemiyoruz. İnancımıza göre bize şer görünende hayır, hayır görünende şer olabilir. Direnişlerde samimiyet hedefe varmanın birinci basamağıdır. Zirveye katılan İslam ülkelerinin çoğu daha önceleri İsrail’i devlet olarak tanımışlardı. Halen Filistin’i devlet olarak tanımayan İslam ülkeleri var. Her platformda birlikten bahsediliyor. Kudüs Ümmetin kırmızıçizgisidir deniliyor. Lafızlar çok güzel, Filistin yönetim olarak bile tam bir değil, Hamas ve El Fetih uzlaşmaya daha yeni çalışıyorlar. İslam ülkelerinin arasında da çok kırmızıçizgi var önce bu çizgiler kaldırılmalıdır. Halklar arasında fazla çizgilerin olduğuna inanmıyorum. Kalın çizgiler batı kuklası olan yöneticiler tarafından çizilmiştir. Bunlar da tüm olumsuz etkenlere karşı direnişe engel değil mi?
Tüm ümmet fertleri ilahi imtihanlarla karşı karşıyadır. İslam ülkeleri halkları yönetimlerce önleri açılsa İsrail’i tükürükleri ile boğarlar ama… Ne yazık ki, İslam ülkelerinin çoğu yönetimlerce ya Amerika’ya, yâda Rusya’ya bağlı, iki kutuplu vampir devlet yönetimleri de insan katili, sömürücü anlayışlıdır. Ne yapıp İslam ülkeleri bu şımarık hainlerden kurtulma çarelerini aramalıdırlar. Batsın bunların demokrasi anlayışları. İnsana verdiği değer, hayvanlara verilen değer kadar değildir. Müslümanların elinde öyle imkânlar var ki, Müslümanlar kadirlerini bilmiyor ve kullanamıyorlar. Din en büyük dayanaktır Müslümanlar için. Tüm yaşantıda Müslüman Gâvura benziyorsa, o zaman ecnebiler sadece Kudüs’ü değil, İnancımızı da işgal etmişler demektir. Müslümanlar direnişte, galip gelmek için önce inanç, yasayış konusunda ki, din dışı istilayı bertaraf etmeli, Kur’an-a ve sünnete yeniden dönmelidir. Şunu açıkça ifade edeyim Müslümanın Mukaddesatına, Dinine, din kardeşine verdiği zarar Conilerin, Trampların, Netenyahuların verdiği zarardan daha büyüktür. Gâvur üretiyor Müslüman tüketiyor. Değmeyin Müslümanların keyfine…
Savunma sanayinde, teknolojide, bilimde, üretimde gâvurlara bağımlı kalırsak bu İslam ve Müslüman düşmanları elimizde ki her şeyimizi alırlar. Müslümanlar bugün hem dünyadan, hem de ahretten mahrumdurlar. İslam ülkelerinde yönetimlerce haramlar işleniyor ve halk haramlara alıştırılıyor. Yönetilenler saldım çayıra mevlam kayıra misalidir. Diyanet Milli piyango haramdır diyor, güzelde ya Faiz, zina, uyuşturucu, din haline getirilen futbolun her çeşidi, medeni hırsızlık, yalan kayırmacı haberler, ihanet, iftira helali haram, haramı helal sayan demokrasi anlayışı ve daha çok günahlar için fetvayı kim verecek? Başta bu saydığım ve sayamadığım kötülükleri devletin ve tüm alanlarda din adamlarımıza toplum önderlerine büyük görevler düşmektedir.
Beşeri siyaset ağına düşmeden öncüler din ve dünya işlerini ümmet fertlerine anlatmalıdırlar. Dua müminin en büyük silahıdır. Haramla dolu midelerle keselerle dualar kabul olmaz. Şehit şeyh Yasin’in Allah’ım sana Şikâyet ediyorum haykırışı hepimiz için uyanış vesilesi olsun inşallah…" Allah’ım akıtılan kanlar, dokunulan ırzlar, çiğnenen hürmetler, yetim bırakılan çocuklar, evladını yitirmiş Anneler, dul kalmış kadınlar, yıkılmış evler, ifsad edilmiş ekinler aşkına sana şikâyette bulunuyorum. Gücümüz yetmedi, birliğimiz bozuldu. Yollarımız ayrıldı halkımızın zaafını ve ümmetimizin bize yardım edip, düşmanı yenmedeki aczini sana şikâyet ediyorum.” Başka söze ne hacet var. Durmak yok meşru dairede direnişe devam. Samimi olmak, ücreti Mevla’dan beklemek dileklerimle… Selamla kalın selamette kalın.