Dinin Neresindeyiz?

Dinin Neresindeyiz?

Din emirleri, hükümleri, nehiyleri, cenabı Allah tarafından tanzim edilmiş, Melaikeler vasıtası ile peygamberlere gönderilmiş, peygamberlerde bu emirleri kendi ümmetlerine tebliğ etmişlerdir. Ümmetlerde bu emir ve nehiylerle baş başa bırakılmıştır. Bu ilahi emirleri insanlara anlatmak için yüce Rabbimiz yeryüzüne takriben 124 bin peygamber göndermiş, ta ki, insanlar fıtratlarına uygun ilahi emirleri yapsın, yasaklarından da kaçınsın.

Peygamberlik silsilesi, Âdem babamızla başlamış, Ahir ve ağır zaman peygamberi Muhammed (S.A.V) ile son bulmuştur. Kıyamet kopuncaya kadar yeryüzüne peygamber gönderilmeyecektir. Gönderilen tüm peygamberler ilahi mesajı insanlara ulaştırmada çok çaba göstermişler, ancak bazı kavimler çok asi, lakayt, vurdumduymaz oldukları için Rabbimiz bizzat onları cezalandırmıştır. Kimi zinada, kimi binada, kimi livatada, kimi faizde, kimi, içkide, kimi zulüm etmede, kimi kehanette, kimi kendisine tapmaya kadar götürmüş işi, neticede helak olmuşlardır. İsyanlarının karşılığı, ya tufan olmuş, ya sel baskını, ya hastalık, ya açlık, ya da sivrisinekle devrilerek yok olmuşlardır. Mesela Hz. Nuh (A.S.) 950 sene yaşamında, o kadar tebliğ etmesine rağmen Allah'a iman edenlerin sayısı yüz kişiyi geçmemiştir. Şu kuralı kesin bilmemiz lazım. Tüm insanlar iman edecek diye bir kaide yoktur.

Yoksa Cennet ve Cehennem diye bir kavram olmaz. İmtihanın sırrı bozulur. Tüm insanlık İslam Dinine inansa zerre kadar dine bir artı olmaz, tüm insanlık dinden dönse yine zerre kadar dine nakıslık (eksiklik) gelmez. İnanmak ve yaşamakla yükselir, inanmamakla bataklığa düşer. Kuşlara yem olur. Dünya imtihan dünyasıdır. İlahi adalet nasıl tecelli ederse öyle olur. Peygamberler davasının varisleri âlimlerdir. Tabi mal varisleri değil, davalarının varisleridir. Peki, Âlim nedir? Âlim Kur'an ve sünnetten hüküm çıkaran kişi demektir. Asrımızda var mı böyle bir şey? Ben rastlamadım. Sistemlerin Din adamını çok gördüm. Ama Dinin Din adamına rastlayamadım. O zaman ne yapmak lazım? Elimizde çok sağlam dinimizi anlatan mealler, hadis kitapları, Fıkıh kitapları, müspet ilim kitapları mevcut, geçmişin mümtaz âlimleri hazır lokma misali istifademize sunmuşlardır. Bir İmam-ı Azam yüz bin meselede insanlığa dini konularda hüküm çıkarmış büyük bir hukukçudur. Demek dinimizi öğrenmede mazeretimiz olamaz.

Dört imamımız (Mezhep imamları) Müfessirlerimiz, muhaddislerimiz, Fakihlerimiz, gerçek tarikat mutasavvıf âlimlerimiz her gün rehberimiz olmalıdır. Kur'ansız, Cihatsız, fıkıhsız, sünnetsiz, Din anlayışı olamaz. Olmamalıdır. İfsat şebekeleri bizi bütün alanlarda bozmaya çalışıyorlar. Kendileri cani olanlar terörü önleyemezler. Kurda kuzu teslim edilmez. Eşimiz izinsiz olarak gezebiliyor. Kız çocuğumuzun çokça arkadaşı var, yirmi yaşındaki delikanlımız babasına bana karışamazsın diyebiliyorsa halimiz iyi değil demektir.

Din çok bilmektense yaşanır. Hangi alanımız dine uygun? Yeme içmemiz mi, ticaretimiz mi, Komşuluğumuz mu, Akrabalığımız mı, Mutfağımız mı, düğünlerimiz mi, Seyahatimiz mi, Guslümüz mü, arkadaşlığımız mı, eş seçmemiz mi, Hatta Dini ibadetlerimiz mi? Boş zaman geçirmemiz mi, yatak odamız mı? Bence hiç biri, heva ve hevesle yaşıyoruz. Hele yeni nesil daha da bozulmuş, Bozmaya çalışılıyor. Bazı insanlar açlıktan kıvranırken, Toplumda müthiş bir israf furyası var, Beş odalı daireler, çift banyolar, son model arabalar, cep telefonları, çift kapılı buzdolapları, insanı helake götürecek, kapitalizmin çekici, cazibedar malzemeleri insanımızı dünyevileştirmiştir. Bu felakettir.

Sabahleyin kalkarken, saat beş civarında etrafınıza bakın, kaç binanın dairenin lambaları yanıyor. İnsanlar leş gibi yatmakta, streste, akşamları top sarhoşu, manevi bir boşluk var insanlar da, edep hayâ yoksunu, korkusuz bir toplum, Kemalizm, laiklik dini bizi bu hale getirmiş, her gün dine saldırılıyor kimseden çıt yok. Görünen yapılan din şeklide bizim dinimiz değil. Bizler mukallidiz yani taklit edenleriz.

Her yaşantımız da Dini, Sünneti, fıkhı, referans almalıyız. Yoksa kurtuluşumuz olamaz. Çocuğumun sekiz yılını ilköğretimde, dört yılını Orta Öğretimde, dört yılını da üniversitede, çalanlar, eğitimi boyunca kümeler, eksiler, artılarla oyalayanlar, Buna da çağdaş eğitim diyenler, okula gidiş gelişte kitap hamalı yapanlar, dinden, edepten, ahlaktan yoksun bırakanlar, birer cani yetiştirenlerden, hesap sorma hakkımız yok mu? Elbette olacaktır. Laiklik Dini dünyaya hâkim.

Her tarafta marketleri açılmış, her gün anonsu yapılıyor. Almayanlar yandı, irtica bitmek üzere, bütün güçler seferber, ha bitti ha bitecek, andımızla çok yükseldik, kıymetini iyi bilelim. Her sabah yeri göğü inletiyor.

 Tatilde olan andımız tekrar okulla başladı, ben gericiyim. Hiçbir hücrem kabul etmiyor. Çünkü ben Müslüman'ım. Şimdi ilahi kelama kulak verelim. (Gördün mü Dini yalanlayanı? İşte odur yetimi iten, miskini doyurmaya teşvik etmez, yazıklar olsun şu namaz kılanlara ki, onlar namazı unuturlar, onlar gösteriş yaparlar ve yapılacak yardımı da engellerler.) Maun Suresi 1-7 Ayetler. Kendimize soralım. Dinin neresindeyiz, biz nere Din nerede?…