Dinin Cemaatleri mi, Cemaatlerin Dini mi?
Son günlerde başta Türkiye olmak üzere tüm dünyanın gündeminde ABD Başkanı Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan edilmesi konusu var.
Trump’un bu girişimine karşılık Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısıyla İstanbul’da Olağanüstü toplantı düzenleyen İslam İşbirliği Teşkilatı yayınladığı sonuç bildirisinde, Doğu Kudüs Filistin'in başkenti ilan ettiğini açıkladı.
Bu kısa girişten sonra başlıktaki soruya gelelim. İslam âlemi son yüz yılda bölük pörçük edildi. Ümmet anlayış yerine ulus anlayışı getirildi. Önce her ülke için bir ‘İslam Dini’ inanışı getirildi. Kimi Türklükle yoğrulan, kimi Kürtlükle yorulan, kimi Araplık, kimi Fars’lık kimi Peştu kimi bilmem ne… İslam “BİR”ken çoklaştırıldı. Her bölgeye farklı bir Müslümanlık…
Fransız ihtilalı ile insanların sorumlu olmadığı, kendi tercihleriyle seçmediği dili ve ırkı üzerinden suçlu ve ya güçlü gösterildi. Kimi zaman ırkından dolayı yerildi. Kimi zaman göklere çıkarıldı.
Bununla yetinilmedi!.. Daha küçük gruplara bu tefrika indirildi. Kuran-i Kerim, “İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa eren onlardır.” (Al -i İmran, 104) diyerek cemaatleşmenin önemine değinmesi… Peygamberimizin, “İki kişi bir kişiden hayırlıdır. Üç kişi iki kişiden hayırlıdır. Dört kişi üç kişiden hayırlıdır. Cemaat olmanız gerekir. Muhakkak ki Allah’ın (yardım) eli cemaatle beraberdir. Allah azze ve celle ümmetimi ancak hidayet üzere cem eder, toplar. Bilin ki cemaatten uzak duran her kişi ateşe düşer.” Diyerek birlik olmamızı öğütlememiz çağrısı yaparken, bizler yanlış anlayarak bunlarla ayrılığa düştük…
İSLAM HAK DİNDİR! Her Müslüman için öncelik İslamiyet olması lazım. Müslümanlar İslam cemaatinden uzaklaşmamak için İslam cemaatinde toplanması lazımken, kimi zaman hocaları, kimi zaman şeyhlerinin kafasında oluşturduğu İslam’ın cemaatinin şemsiyesi altında toplandık.
Hal böyle olunca Ulusların İslam dininden sonra ortaya İslam’ın cemaatleri yerine cemaatlerin İslam’ı çıktı.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra bunu en bariz şekilde gördük. Herkes bunu sadece FETÖ Terör örgütünün yaptığını biliyor. Ama FETÖ bu çirkef yapılaşmanın öne çıkan yüzüdür. FETÖ’dan esinlenerek toplumun kılcal damarlarına sirayet etmiş nice başka yapılar vardır. Hem bu sadece Türkiye’ye has bir durumda değil. Daha kısa bir süre önce Pakistan’da da aynı yapı ortaya çıktı.
Şimdi bir de başımıza bu STK adı altında yeni bir dini anlayış çıktı. Herhalde buna da STK’ların İslam’ı diyeceğiz. Bir araya gelen 7 kişi bir dernek kurdu. Bunların ana merkezi de Urfa olsa gerek!..
Neyse konuyu çok dağıttık. Uzun sözün kısası… Bu 19. Ve 20. Yüzyıl şartlarında oluşan köhne yapılarına son vererek yeniden yapılanmalıyız. Her kurum ve kuruluş öz eleştiri yaparak yeniden başlamalı. Eğer Kudüs gibi bir hedefimiz varsa, eğer ümmet anlayışımız var, eğer yeniden şekillenen Dünyada İslam medeniyeti yer alacaksa ki alacak. O zaman biz buna mecburuz. Buna mahkûmuz.