Dilipak; Göbeklitepedeki hırsızlığın karşılığını ödemişler

Göbeklitepe kazılarında çıkan tarihi eserden biri kaybolmuş ve bir türlü bulunamamıştı. Bunun karşılığında “Maaş”la çalışan ve Göbeklitepe'de 11 yıldır kazı yapan ekibin başkanı Alman arkeolog Klaus Schmidt firması 150.000 lira tazminat ödeyerek “o tarihi eser”in üstü örtülmek istenmiş.

Dilipak; Göbeklitepedeki hırsızlığın karşılığını ödemişler
Daha önce Fatih Çekirge, Yaşar İliksiz ve daha bir çok ulusal gazetecinin dile getirdiği kazı ile ilgili en çarpıcı yazı Abdurrahman Dilipak’tan geldi. İşte “Göbeklitepe” başlıklı Dilipak’ın Yeni Akit Gazetesinde çıkan bugünkü yazısı;

 

 

Göbeklitepe’de bulunan 11.600 yıl öncesine ait bir heykel çalınmış.. Kazıyı yapan Alman kuruluşu bu ihmalinin karşılığında  150.000 lira tazminat ödemiş, iyi mi?

 

Birkaç gün önce Viranşehir’deydim, oradan Göbeklitepe’ye çıktık.. Doğrusunu isterseniz korumasız vaziyette. Koruma elemanI ve koruma kulübeleri filan yok. Basit bir baraka ve herhalde bir iki bekçiden başka kimse yok..

 

National Geographic Göbeklitepe kazısını kapak yapmış “Dinlerin başlangıcı” diye ama, Türkçe baskIsI “Çocuk gelinler”i kapak yapmış..

 

Göbeklitepe’den daha eski bir yerleşim bölgesi var Urfa’da.. Hemen 15-20 km mesafede, bugün Edene köyü denen yerde bir köy. Eski adI Adn köyü.. Hz. Adem’in Adn cennetini hayal ederek kurduğu köy.. Hz. Adem, Hz. Nuh ve Hz. Ali’nin Mezarlarının da bugünkü Irak Topraklarında olduğu kabul edilir. Hz. Havva annemizin mezarI ise Cidde’dedir..

 

Biliyorsunuz belki, Hz. Adem Hz. Havva annemizle Arafat’ta buluştu, Müzdelife’de evlendi, Kabe’de ev yaptı. Kendine vahiy geldi. Konuşuyor, yazıyordu, oğulları hayvancılık ve tarImla uğraşıyordu.. Sadece “avcı-toplayıcı” filan da değildi yani.

 

And köyü ovada, Göbeklitepe bir tepenin zirvesinde. Muhtemelen Nuh Tufanı sonrası bir zamana işaret ediyordur. Ya da hemen öncesi..

 

Urfa muhteşem bir yer.. İbrahim burada yaşadı. Hz. İsmail, İshak da. Hz. Yakub’un oğlu Yusuf burada kuyuya atıldı. Hz. Musa asasını Şuayb peygamberden burada aldı. Hz. Eyyüb burada yaşadı.. Hz. Lut da buradan gitti Kudüs tarafına..

 

Hz. İsa yaşarken halkI ona iman eden tek devlet burada idi.. Büyük İskender, Eflatun’a yazdırdığı Devlet kitabını buraya getirip Harran Medresesinde annesinin adına bir kütüphane yaptırıp, oraya “1” Numara ile kaydettirdi..

 

Urfa, Kudüs’ün mik’ad alanI içindeki bir bölge. Burası Arz-I Mevud. Peygamberler vadisi..

Fatih Çekirge bu Göbeklitepe konusunu iyi ki gündeme getirdi getirmesine de, burası ilk ve en önemli yapı değil.. Ama elbette bu da çok önemli..

 

Eyyüb Nebi beldesi Göbeklitepe’den daha önemsiz değil.. Bu gittiğimde gördüm, daha önce iki parça olmuş “sabır taşı”, şimdi dört parça ve bir parçası kayıp.. Kuyu hâlâ kötü vaziyette ve su kayıp.. TOKİ bir şeyler yapmaya çalışıyor, bir imar planı hazırlanmış.. Bir şeyler yapılmaya çalışılıyor ama çok yavaş.. Köylüler duyarsız..

 

Orası vakıf arazisi aslında.. Vakıf arazisi büyük ölçüde işgal edilmiş..

 

Balıklıgöl deseniz piknik alanına dönmüş..



Göbeklitepe’deki bulgular bizi 10.000 yıl öncesine götürüyor.. Bunun teolojik açıdan şöyle bir sonucu var; demek ki, insanlığın tarihi 10.000 yıldan daha eski..

 

İslamiyet açısından bu konuda sorun yok. Ama, M.Ö. 5. asırda Babil’e sürgüne gönderilen ve 70 yIl sonra yeniden Kudüs’e dönebilen Yahudiler Tişri ayının başlangıcını yaratılışın ilk günü kabul ettiler. Bu gün Roş Aşana günü olarak kutlanıyor. Bu yıl Yahudi takvimine göre 5773. yIl dolacak. Yani onlara göre insanlığın tarihi 5-6.000 yıllık bir olay. Oysa sadece Göbeklitepe bunun iki katI bir zamanI işaret ediyor.. Ki, Adn köyü, bizi çok daha eskilere götürebilir.. Bu bilgiler, bugünkü Tevrat’ın “Yaratılış” ve sonrasına ilişkin bilgileri tartışmaya açacak gibi gözüküyor..

 

Yahudi tarihi başlangıçta Mısır’dan çıkışı esas alıyordu. Sonraları, M.S. 70 yılında tapınağın yıkılmasıyla, bu şiddetli olay bir süre başlangıç tarihi olarak Çıkış’ın yerini aldı. Daha sonra tarihin başlangıcı olarak evrenin yaradılışı esas alındı. Tevrat’taki yaratılış bölümündeki tarihler toplanarak bugünkü tarihe ulaşıldı. Bugün ulaşılan bilimsel gerçekler, bugünkü Tevrat’taki bilgilerin doğru olmadığı yolundaki iddiaları güçlendirmektedir..

 

Tevrat’a göre M.Ö. tarih 4004 yıldan ibaret.. Takvim hesabI biraz karışık. “Artık yıl” meselesi, Kamerî-Şemsî derken, toplamda 6000 küsur yIllIk bir tarih sözkonusu..

İslam’ın ilk dönemlerinde “artık yıl” hesabI yapılırdı. Osmanlı’da Şemsî, Kamerî, Rumî denilen üç ayrı takvim kullanılırdı. Biliyorsunuz İslam’da günlük ibadetler güneşe, yıllık ibadetler ay’a göre yapılır. Ay adları olarak Şubat, Nisan, Temmuz ve Eylül Cumhuriyet döneminde İbranî takviminden alındı.. Bugün de Göbeklitepe’den sözedeyim dedim.. Muhteşem bir ülkede yaşıyoruz.. Keşke değerini bilebilsek.

Selam ve dua ile..

[email protected]