Diş sağlığına para ayırmıyoruz
Avrupada toplam sağlık harcamalarının yaklaşık yüzde 10unun diş tedavi ve bakımına ayrıldığı, Türkiyede ise bu oranın yüzde 1i bile bulmadığı bildirildi.
Türk Diş Hekimleri Birliği (TDB) Genel Başkanı Prof. Dr. Murat Akkaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ağız ve diş sağlığının genel sağlığın ayrılmaz bir parçası olduğuna dikkati çekti.
Türkiyede ağız ve diş sağlığıyla ilgili en büyük sorunun, koruyucu hizmetlerin planlanmaması olduğunu vurgulayan Akkaya, ağız ve diş sağlığıyla ilgili akla gelebilecek her türlü sorunun boyutlarının çok yüksek olduğunu belirtti.
Akkaya, diş bakımı konusunda Türkiyenin kesinlikle sınıfta kaldığını ifade ederek, şöyle konuştu:
Her alanda olduğu gibi diş sağlığı da eğitimle başlıyor. Çocuklara çok iyi bir eğitim verilmesi lazım. Ayrıca, herkes ağız ve diş sağlığı konusunda bilinçlendirilmeli. Biz de hala herkesin bir fırçası bile yok. Macun tüketimi az. Diş çürüğü oranı ve diş eti hastalıkları oranı çok yüksek. Zamanında önlem alınmaması ve ufak müdahaleler yapılmadığı için ortodontik sorunların oranı çok yüksek. Koruyucu önlemler alınmazsa bütün sorunlar, gittikçe büyüyerek karşınıza çıkar. Böyle bir ortamda da doğal olarak sınıf geçmemiz mümkün değil.
Avrupada toplam sağlık harcamalarının yüzde 10unun diş tedavi ve bakımına ayrıldığını kaydeden Akkaya, Türkiyede ise veriler çok net olmamakla birlikte bu oranın yüzde 1e bile ulaşmadığını bildirdi.
Akkaya, Türkiyede insanların diş hekimine gitme sıklığının yüzde 0,9 iken, Avrupada yüzde 5 olduğunu belirterek, Türkiyede insanlar, Avrupanın 5te 1i oranında diş hekimine başvuruyor dedi.
Türkiyede insanların yaklaşık yüzde 86sında diş eti sorunları bulunduğunu, diş çürükleri oranının da yüzde 80lere ulaştığını kaydeden Akkaya, şu bilgileri verdi:
Avrupada insanlar 64-70 yaş aralığına kadar kendi dişlerini kullanabiliyorlar. Ama ülkemizde ortalama 43 yaşına gelindiğinde insanlarımız bütün kendi dişlerini kaybetmiş oluyorlar. Bu çok yüksek bir oran. Bu, ülkede hem koruyucu tedavi önlemlerinin hem de tedavici edici hizmetlerin yeterli olmadığını gösteriyor. Dişler çürüyebilir, ama çürüyen dişler tedavi edilmelidir. Biz de önlem alınmadığı için hem çürüyor hem de tedavi edilmiyor. Gelişmiş ülkelerde ise bir hedef var. Ağız hastalıklarının oluşmaması için her türlü hizmet çok küçük yaşlardan itibaren verilmeye başlanıyor. Türkiyede de mutlaka koruyucu ağız ve diş sağlığı hizmetleri ağı geliştirilmelidir.