Dertler Devasız

Dertler Devasız


 

Allah hiç kimseye dert vermesin. Dertler iki çeşittir. Maddi ve manevi dertler: Kastım maddi dertlerdir. Manevi dertlerin devası yüzde yüz din’dir maddi dertlerin birincisi tüm tedbirleri aldıktan sonra zuhur eden dertlerdir. Bu dert çeşidine boyun eğmek, izalesi için çare aramak, sabretmek, sebat göstermekten başka çaresi yoktur. Bu konu kader ile de ilgilidir. Başka maddi ikinci bir dert ise dertlere sarhoşçasına koşmak, derdin sonucunu kestirmemek, bedel ödemeyi basiretsiz görmemektir. Bu dert çeşidi de fert ve toplum ile alakalıdır. Dertler devasız değildir. Her derdin devasının olduğu ilahi emirle belirilmiştir. Haram işlemekle dertler deva bulmaz. Dertler o kadar çok ki, yazmakla bitmez. Bir kaç tanesini yazmakla yetinelim. Bugün geçim bir derttir. Çoluk çocuk bir derttir. Dostun ihaneti bir derttir. Akrabanın akrepliği de bir derttir.

Yönetenle, yönetilen, işverenle işçi, imam ile Cami cemaati, hatta devletler başka devletlerle dertlerle boğuşuyorlar basında toplumu sarsan boşamada zirve yapılmış deniliyor doğru bir tespit, kadim aile yuvaları sanal dünyanın etkisi ve dünyevileşme ile sessiz dağiliyor. Yöneticiler, iktidarda olanlar, kadın koca arasındaki geçimsizlikler, kanunla düzenleniyor kocayı belirli bir süreliğine evden uzaklaştırma gibi veya kadın sığınma evleri ile güya kadını koruma taktiği, bu ve buna benzer önlemler dertlere deva değildir. Kadim aile yapımızı kim bozdu, kim bu hale getirdi? Mesela televizyonlardaki aileyi yıkıcı diziler, internetin sonsuz iffet mefhumunu yıkıcı görüntülerle dinamitlenmesi, aile yuvasını tahrip edici etkendir diye duşunuyorum. Nikâhı kıyılacak iki gencin, gelin din dışı açık gelinliği ve giyimi ile aile temeli temelsiz başlamışsa Müftünün bu nikâhı kıymasının ne anlamı var? Din bir bütündür boşluk kabul etmez. Konu dini olunca hem Leyla’yı hem de mevlayı razı etmek olmaz. Mevlanın razı olması esastır. Öyle bir zaman gelecek ki, evlat beslemekten, kelp beslemek tercih edilecek, evlatlar kelplerden daha aşırı olacak, evlat nede olsa evlattir.

Başka önemli bir konu ise:  Her vatansever anne baba evladının iyi olmasını iyi yerlere gelmesini, vatana ve millete faydalı olmasını ister. Günümüz üniversite gençliğinin yaşam tarzları bir acayip olmakla beraber masrafları da epey külfetlidir. Dar gelirli aileler için çok zor bir süreçtir. Bu zorluklara rağmen hayatın tüm acımasızlığına göğüs gererek çocuklarını okutan aileleri yürekten kutluyorum. Ana baba boğazından dişinden kısarak tüm sıkıntılara rağmen çocuğunu okutur. Çocuk bin bir sıkıntılara rağmen mezun olduktan sonra KPSS sınavına girip okuduğu bölüme göre atanmasını bekler. Ama nafile. Yüksek puan alsa bile bu kez mülakata takılır çünkü Ankara da dayısı yoktur. Bu tablo çağ atlayan Türkiye’ye yakışmıyor. Aslında devlet mezun ettiği genç kadar kadro ayırması gerek. Şu anda üniversiteyi bitirmiş işsizler ordusu mevcuttur. Okuyan gencin mesleği de olmadığı için bu yüksek okul mezunlarının çoğu amelelik yapıyor. Amelelik yapamayanlar da baba eline bakıyor ve gençlerin psikolojisi bozulup bunalıma giriyor. Bu gençlerin müsebbibi devlet eliyle yapılan yanlış uygulamalar, politikalar ve adam kayırmadır. Bu tablo devlet için bir ayıptır. Bu önemli sorunun bir an önce çözüme kavuşturulması gerekiyor. Aksi halde, Allah muhafaza gençler devletine küsüp yanlış yollara sapabiliyor. Bir de devlet eliyle üniversitelerde ülkemizde pek iş sahası olmayan bölümler açılıp öğrenci alımı yapılıyor sorunun temeli de buradan atılmış oluyor. Bu yapılan yanlıştan bir an önce dönülmesi ve öncelik olarak üniversite mezunu gençliğimizi adam kayırmadan istihdam edilmesi gerek

Toplum fertleri bu dertlerle doludur. Dert edinenler araştırsın mazlumlara yardımcı olsun. Dayalı döşeli bir evin var tatildesin, dönüşte ev tarumar olmuş ev dağılmış, bu durum karşısında ne yapabilir insanoğlu? Hep yazıyorum fertleri devlete küstürmek için gizli bir el çalışıyor. Suçsuz insanlar dert sahibi ediliyor. Ülke içinde bu dertler varken, Türk askeri İdlib’e girmiş girecek, Allah kan dökücü Amerika, Rusya ve taşeronlarından ümmet fertlerini muhafaza eylesin. Bir siyasetçimiz 82-83 vilayetleri saydı Irak topraklarından, Suriye den ne koparacağız zaman gösterecek. Pisliği bize bulaşmasa bence kâfidir. Fazlası gözün doymama sevdasıdır. Bu günlerde Amerika hep emir verici olduğundan, Türkiye’ye vize ambargosu koymuş, canı cehenneme Amerika’nın, ayni sertlikle karşılık bulmuşsa da bence yetersizdir. Yöneticilerimiz başta İncirlik olmak üzere Amerika’nın tüm üslerini tasfiye etmelidir. Conilerin ve yandaşlarının İslam Coğrafyasında akıttığı kan yetmiyor mu? Bu kadar yetim dul kalan annelere yapılanlara artik ciddi bir şekilde dur deme vaktidir.

Geç kalınmış bile Rusya’nın, İran’ın eli kanlı olmakla beraber, Türkiye’nin içinde bulunduğu blok Suriye’de çatışmasızlık bölgeleri inşa etmeye, kanı durdurmaya çalişiyor. Başta olması gerekenler Bağdat, Şam, Halep, birçok kadim şehir, devlet harap olduktan sonrada olsa kanı durdurmak desteklenecek bir durumdur. Bu savaş derdi öyle bir dert ki, yüz yıllarca tedavisi mümkün değildir. Savaşlarda en çok sevinen silah tüccarlarıdır. Müslümanı Müslüman’a kırdırmayı becerdiler, vuranın vurulanın elindeki silahlar ayni tüccarların. İslam ülkelerindeki yöneticiler bazen yanlış siyasetleri ile yönetilenleri bazen ekmeğe muhtaç ediyorlar. Çözümsüz dertler bulaştırıyorlar. Dertlerin devasını dert ekenlerde arıyorlar. Hâlbuki Müslümanın Müslüman’dan başka dostu yoktur. Tüm dertlerin devası İslam dinini düzen olarak kabul etmekle olur. Eğitimde, siyasette, hukukta vahiy kültürü ile hem dem olmakla dertler diner. Rabbim dertlerimize devalar ihsan eylesin inşallah. Selamla kalın selamette kalın